Bölüm-23

265 28 2
                                    

Devamsızlıklarıyla doldurduğu haftanın son gününde Devrim hazırlanarak okula gitti. İlk kez bu kadar derin zıtlıklar yaşayıp; kafasındaki şimşeklerden, okuldan kaçarak uzaklaşmaya çalışmış ama yine de kendini pek toparlayamamıştı.

Aslında doğum günü gecesinde diğer gecelere oranla fazla bir alkol almamıştı. Sadece ruhu bu sefer çok hasar almıştı. Verdiği kararda istikrar sağlayamamış, kendine olan bağlılığında zedelenmeler olmuştu. İradesizliğini yakından hissetmişti.

Sınıfa girdiğinde Akif'le göz göze gelmemeye çalışarak hemen boş bir sıraya oturdu. Dersin başlamasına yakın bir zamanda girmişti zaten. Devrim'in ardından da hocaları girip derse başlamıştı.
Devrim hala midesini iyi hissetmiyordu. Ders biter bitmez aceleyle kendini dışarı atıp, lavaboya gitti. İçinde dolaşan alkolün olduğunu düşündükçe; ağzında tekrar alkolün tadını alıyor ve daha fazla mide bulantısına sebep oluyordu.

Elini, yüzünü yıkayıp lavabodan çıktığında karşıda Mehmet Akif'in beklediğini gördü. Onun daha önce bu kadar sinirli olduğunu hatırlamıyordu.

Devrim'in çıktığını görünce Akif ona seslenerek:
- Devrim hanım biraz konuşabilir miyiz? dedi, kaşları çatık bir şekilde.

Devrim yanına gitti, şimdiye kadar hep Devrim onunla birşeyler konuşmaya çalışmış; hatta Akif her zaman mesafeli, kısa cevaplar vermiş. Bu sefer o kendisiyle konuşmak için lavaboya kadar gelmişti. Neydi acaba onu buraya kadar getiren şey merak etti:

- Buyurun Akif bey, tabiki konuşabiliriz.

-Siz değil miydiniz mail atarak; artık alkol almayacağı için bana söz veren..ciddi olduğunuzu düşünmüştüm. Bu kararlığınız iki günlük için miydi? Ne değişti de verdiğiniz sözleri unutup eski halinize dönüverdiniz? Şu halinize bakın. Ayakta bile güçlükle duruyorsunuz!

-şey...Ben çok üzgünüm. İçmek istemedim. Arkadaşlarım bana doğum günü partisi hazırlamış, benden habersizce..o yüzden birşey yapamadım.

Akif kaşlarını daldırıp Devrim'in açıklamasında bir mantık arıyordu. Bulamadı.

- Ne var yani doğum gününüzse? Herkesin doğduğu bir gün yok mu şu fani hayatta. Bunu özel yapan nedir? Doğduk diye içkili eğlence mi düzenlememiz lazım...

Akif'in sözleri bitmeden Devrim kendini tutamadı. Dolan gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
Devrim'in ağladığını görünce Akif sustu. Yutkundu. Biraz fazla sert çıkmamış mıydı? Devrim'i ağlatmıştı:

- Devrim hanım, dedi ses tonunu alçaltarak. Ben sizi üzmek için gelmemiştim. Özür dilerim sinirlendim. Dün de okula gelmediniz. O arkadaşlarınızın sınıfa dalıp sizi öyle götürmesi, çok çirkin görüntülerin tüm sınıfın önünde olması.. Hafta başı kitapları çok severek okuduğunuzu söylediniz, artık alkol almayacağınızı benimle paylaştınız.. çok zıtlıklar olmadı mı? Ben dünden beri bunları düşüne düşüne kafayı yiyecektim. Size yüklenmek istememiştim aslında.

Devrim hala ağlıyordu. Akif'i dinlemeye çalışsa da hıçkırmaya başlamıştı. Devrim'in gözyaşlarıyla Akif'in de az önceki sinirli hali kalmamıştı.

Akif, Devrim'i okuldan dışarı çıkarttı, beraber bahçede oturdular. Biraz fazla ileri gitmişti istemeyerek. Devrim hala ağlıyordu. Kantinden gidip su getirdi.

-Ben özür dilerim az önce çok ileri gittim.

Devrim sudan birkaç yudum içip, derin bir nefes aldı. Akif şu an onunla mı ilgileniyordu gerçekten? Hatta bu hafta ne zaman okula gittiğini, ne günler gelmediğini, doğum gününde arkadaşlarının geldiği zamanı hepsini biliyordu. Dün de hatta onu mu düşünmüştü gerçekten? Biraz önce kendisine kızmasını unutmuş gibi ilgilenmesi çok hoşuna gitmeye başlamıştı.

-Akif bey...bu geçirdiğim son haftada içimdeki uçurumları anlatamam. Sayfalarında gezindiğim kitaplar, bana çok farklı açılar sundu. Okula gitmedim; bir kitabım bitince diğerine başladım. Keşke o gün de gitmeseydim. Gerçekten böyle bir plan yapacaklarını düşünememiştim. Orada da çok zorladım kendimi içmemek için..

-Devrim hanım... tamam... açıklama yapmak zorunda gerçekten değilsiniz. O an sinirlendim, düşüncesizlik yaptım. Hesap soruyor gibi başınıza dikildim.

-Hayır ben sizinle paylaşmak istiyorum. Birisiyle konuşmaya çok ihtiyacım vardı. Etrafımdaki kimse beni anlayamıyor. Farklı bir heyecan arıyormuşum gibi düşünüyor. Müslüman olmadıkları için benim ne hissettiklerimi anlayamıyorlar. Sizden başka tanıdığım bir müslüman da yok. Okuduklarım elbette beni etkiliyor ama müslüman arkadaşlarım olsun günlük hayatta nasıl davranıyor, ne yapıyor izlemek; öğrenmek istiyorum. Sizden birşey rica etsem nasıl olur ki kabul eder misiniz acaba?

-Tabi ki buyurun Devrim hanım.

-Ben de maillerinizde bahsettiğiniz derneğe gelebilir miyim? Arkadaşlarınızla neler yapıyorsanız, ben de yapayım.

-Devrim hanım çok iyi düşünmüşsünüz. Ama oraya sadece erkekler geliyor. gelmeniz pek uygun olmaz. Başka bir yerle görüşsek oraya gitseniz?

-Tamam öyle de olur. Çok istiyorum. Müslümanların olduğu bir ortamda bulunmak bana iyi gelecek.

-inşaallah Devrim hanım. Ben ayarlayayım sizin için.

Mehmet Akif, Devrim'e yardımcı olmak için sabırsızlanıyordu. Okullarında müslüman bir kızın olduğunu biliyordu. Devrim ile ayrıldıktan sonra kızın hangi sınıfta olduğunu öğrendi.

Küçük bir not yazıp müslüman olduğunu öğrendiği tesettürlü olan bayana notunu uzatarak:

-Bacım rahatsız ediyorum. Durumu notta belirttim. Yardımcı olursanız çok sevinirim. Allah razı olsun.

Akif'in içi biraz olsun rahatlamıştı. Devrim'e yardım edebilmişti. Ama yardım istediği kişinin kim olduğunu, Devrim'i nereye götüreceğini sorgulamak aklına bile gelmemişti.

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin