Bölüm-24

179 25 1
                                    

Mehmet Akif okullarındaki müslüman bayanla Devrim'i buluşturmada kendisini köprü gibi hissediyor, güzel birşeylere vesile olmak için çırpınıyordu. Devrim'den telefon numarasını alıp isminin Ahsen olduğunu öğrendiği müslüman bayana iletmiş, haftasonu buluşmalarını sağlamıştı.

Devrim, Ahsen ile buluşacağı için içi içine sığmıyordu. Akif rahatça ona İslam'ı anlatamıyordu ama Ahsen'le böyle bir sıkıntı yaşamayacaktı. Merak ettiği, aklına takılan herşeyi öğrenecekti. Artık Albert'la olsun ya da başka birisiyle konuşurken İslam'ı onlardan daha iyi bilecekti.

Devrim ile Ahsen belirledikleri bir yerde buluştu, haftasonları gerçekleştirdikleri sohbete Ahsen onu da götürdü. İçerideki tüm kızların saçları kapalı, bacakları kolları kapalıydı. Devrim açık olan kızıl saçlarının bu kadar göze batabileceğini tahmin etmemişti.

Sessizce biryere geçip oturdu. Daha önce Akif'le gittiği camideki müslümanların sıcaklığını burada hissedememişti. Kimse ona sarılmamış; kızların hepsi baştan aşağı sadece Devrim'i süzüyorlardı.

Ahsen'in de bir üst ablası olduğu anlaşılan Sevim topluluğa küçük bir hoşgeldiniz konuşması yapıp aralarındaki bir kıza Kuran okumasını söyledi. Ancak Kuran'a başlamadan Devrim'in başını kapatması için uyardılar. Devrim neden böyle birşey yapması gerektiğini anlamamıştı.

- Ben bu seferlik böyle dinlesem? dedi çekimser bir halde.

Sevim kaşları çatarak:
-Kesinlikle böyle birşey mümkün olmaz. İçerideki melekleri kaçırıyorsun zaten bu kılığınla, dedi.

Devrim'in içi paramparça olmuştu. Kendisi şeytan mıydı yani? Melek kaçırmak ne demek oluyordu daha onu anlayamamıştı. Zaten okuyacakları şeyin nasıl kutsal bir şey olduğunu bilmiyordu. ilk kez dinleyecekti nasıl şartlarda dinlenilmesi gerektiğini nereden bilecekti?

Sessizce yerinden kalktı. Devrim giderken başka bir kız:

- Sevim abla bana iş yerinde başımı açabileceğimi, o halde çalışmamım daha uygun olduğunu söylemiştiniz. Ben de mi melekleri kaçırıyorum yani?

- ikisi çok farklı Merve kardeşim. Sen orada çok önemli bir konumdasın. Senin müslüman olduğun anlaşılmamalı ki seni işten atmasınlar. Oradakilere İslam'ı ancak bu şekilde anlatabiliriz. Senin vesilenle yani kendini feda etmenle oradaki insanları hidayete erdireceksin. Sakın kafanı karıştıracak şekilde düşünceler üretme.

Devrim neler olduğunu çözemiyordu. Odadan çıktı, diğer odadan Kuran'ın sesini dinlemeye çalışıyordu. Biraz olsun sesini kızlar okurken duyabilmişti. Ama şu an buraya geldiği için hiç mutlu değildi. Kapıdan çıkıp gidesi vardı. Ama Akif onun için bu kadar emek vermişti, beğenmedim diyerek çıkıp gitmesi en başta onu üzerdi. Onun için en azından biraz daha kalmalıydı.

Kuran bitmişti. İçeri tekrar girdi. Sevim ablaları bilgisayardan bir video açtı. Türkçe bir video altında Almancası da vardı. Ama ne Türkçesinden ne de Almancasından birşey anlamamıştı. Anlatım çok farklı, neyden bahsettiğini bir türlü kafasında oturtamıyordu. Hüzünlü birşeyden bahsedildiğini tahmin edebilmişti ama bu video İslam ile ilgili kafasında yeni hiç birşey oluşturamamıştı.

Video bittikten sonra Sevim ablaları kızların saf tutarak namaz kılıp, tesbihat yapmalarını söyledi. Tüm kızlar hemen kalkıp salonun ortasında yan yana sıra oldu. Devrim yine birşey anlamamıştı. Boşta sadece o kalmıştı. Sevim abla Devrim'e bakarak:
- Bari şimdi başını kapat da bizimle namaza dur, dedi.

Devrim etrafına bakındı. Salonun ortasındaki kızlara baktı. Burada ne işinin olduğunu çözemiyordu. Namazı bilmiyordu ki. Evet kitaplarda müslümanların namaz kılması gerektiği yazıyordu ama gerisini bilmiyordu. Üstelik inanmadığı şeye nasıl ibadet edebilirdi.

- ben müslüman değilim Sevim hanım. Siz kılın ben sizi izlemeyi çok isterim, dedi.

Sevim'in şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Salondaki diğer kızların da boğultu halindeki dedikodusu  o kadar rahatsız ediciydi ki..ona iğrenerek bakıyorlardı. Kızlardan "ajan" diye bir söz dolanmaya başladı kısa sürede.

Sevim, Ahsen'e de bakarak;
-Ne işin var senin burada? Ajan mısın gerçekten? Ne kadar uğraşsanız da hizmetimizden bizi yıldıramazsınız! Ahsen buraya alıp getirdiklerin müslüman mı değil mi bir araştır, her önüne geleni getirirsen  biz nasıl maneviyatımızı sağlayabiliriz?

-Sevim abla ben biliyordum müslüman olmadığını. İslam'ı çok merak ediyormuş. Bu merakını bizim cemaatimizde kullanabiliriz diye düşünmüştüm.

Devrim neredeydi böyle? Bu insanlar da İslam'ın sıcaklığından ziyade gizli başka şeyler hissediyordu. Ağlayarak kendini dışarı attı.
Yol boyunca ağladı. Akif'i bulmak onun yanında olmak istiyordu. Bu insanlar gibi onu aşağılamıyordu.
Telefonunu çıkarıp en azından maille içini dökmek istedi.

"Akif bey.. Ahsen ile birlikte bahsettiği yere gittik. Müslüman olmadığım için beni ajanlıkla suçladılar. Bir daha oraya gitmek istemiyorum. İslam'ı öğrenmek de istemiyorum artık. Bana yardımcı olmaya çalıştınız ama sizin baktığınız gibi ne bir din görüyorum ne de sizin gibi davranan müslüman. İslam'ı bu kadar tanımam yeterli. Yine de çok teşekkür ederim ilgilendiğiniz için"

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin