Bölüm 35

197 23 6
                                    




"Issız bir kalabalık..

Sessiz notalar..

Berrak bir ırmak, akıntıya kapılmış bir tekne,

Kürek çekmek nafile..


Issız bir deniz,

Bağırmaktan sesi kısılmış,  

Dalgalarında yüzmekten yorulmuş kızıl saçlı bir kız..

Gözleri ümitsizlikten kapanmış.


Maviliğini kaybetmiş bir gökyüzü

Yıldızları kaybolmuş bir gece

Vakit, zamanı terketmiş sessizce..


Bir an ki;

Belirsizliğin en belirgin olduğu,

Bilinmezliğin en derinde gizlendiği


İşitilen bir ezan sesi,

Kabul edilen dua

içten bir şehadet..

Rabb'e teslimiyet.


Bir genç ki

Yüreği iman dolu

Kalbi heyecanlı

Koşturuyor..

İyilik ve güzellik için

Hakkın hakimiyeti için..


Bir genç ki

Karanlığı aydınlatan,

Yolu gösteren

İslam için haykıran.."


Devrim hatıratına yeni kelimeler eklemişti. Yüreğinin derinliklerindeki kelimeler dökülmüştü. Uçurumun kenarlarında koştuğunu yeni fark ediyordu.

Bir kaç gün öncesiyle şu anki  kalbi ne kadar farklı şeyler söylüyordu. Bunları annesiyle babasıyla da paylaşması gerekirdi.

Kassel'e evine doğru yola çıktı, tesettürüyle..


Evine geldi. Annesi ile babası evlerinin bahçesinde oturuyordu. Heyecanlı adımlarla yanlarına ilerledi. Kızlarının bu haline çok şaşırdılar. Bir anlam veremediler. Annesi merakla sordu:

-Hoşgeldin canım kızım, bu üstündekiler nedir?

-Hoşbulduk anneciğim, ben Müslüman oldum. Size bunun haberini vermek için geldim.

Babası iki kaşını da çatarak yüksek sesle;

-Ne demek Müslüman oldum? Müslüman oldun diye bu hale girmen mi gerekirdi? Şu başındaki şeyi ne diye aldın?

-Müslüman bir hanımın olması gerektiği gibiyim. Neden şaşırdın baba?

-Ben seni akıllı biri sanırdım Devrim. Eski cahil dönemlerin kadını gibi kafanı neden örttün? Çıkar onu!

Devrim sakinliğini koruyordu. Babasının itiraz edeceğini bilerek gelmişti.

-Allah'ın istediği gibi örtündüm baba.

-Nereden biliyormuşsun sen öyle istediğini. Arapların giyinme tarzını uydurma.. din, peygamber diye..Güzelliğini kaybetmiş, yaşlı nineler gibi görünmüşsün. Allah seni öyle mi görmek istiyor, saçmalama!

-Güzelliğim hala duruyor baba. Niye herkes sahip olduğum güzelliğimi fark etsin ki? İnsanların bana neden bakmasını istiyorsun? Hem böyle örtünmem gerekiyorsa neden tersini yapayım? Allah'a inanıyorum derken, neden dediklerini yapmayayım? Namazımı da kılıyorum, istediği şekilde de örtünüyorum.

Babası hiç bu kadar sinirli bir konuşma yapmamıştı Devrim'le. Konuşmaya ara verdi. Biraz uzaklaştı. Bahçeyi adımladı. Devrim Arap birisiyle tanışmıştı muhakkak. Bir çok şey öğrenip öyle geçmişti karşısına. Boş bir kafayla örtünüp gelmediği aşikardı. Kızıyla tartışmasının bir sonuç vereceğini düşünmüyordu. Ne kadar net bir kızı olduğunu biliyordu çünkü. Kararından değiştiremeyeceğine göre bir süre sessiz kalmalıydı.

-Devrim ben özgürlüğe inanan birisiyim bilirsin. Seninle kılık kıyafetin konusunda tartışmayacağım. Ama bu halini onaylamadığımı bilmeni isterim. Eski aydın haline geleceğine eminim.

-Bana kararımdan dolayı  saygı duyacağına emindim ben de baba. Teşekkür ederim. Anneciğim, senin dinini seçmediğimden dolayı bana kırılma. Senin de İslamiyet'i tanımanı çok isterim. Eminim sen de kısa sürede benimseyeceksin.

Annesiyle babası birbirlerine boş bir bakışla baktılar. İkisi de kızlarına nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyordu. Onaylamadıklarında kızlarının uzaklaşacağından korkuyorlardı. Tek kızları vardı ve onu çok seviyorlardı. Devrim ateist de olsa Hristiyan da olsa Müslüman da olsa yine onların kızıydı.

Bir kaç gün evinde ailesiyle kaldı Devrim. Annesi ve babası evde kızlarıyla büyük bir hassasiyetle Müslümanlık konusuna girmeden sohbet etmeye çalışıyordu. Onu ne kadar çok sevdiklerini hissettirmeye çalışıyordu. Yeni kıyafetlerini görmezden gelerek onaylamadıklarını bu yolla bildirmek istemişlerdi. Devrim anlıyordu ailesinin kendisine verdiği cevabı ama olgunlukla karşılıyordu. Onlara büyük bir sabırla gerçek İslamiyet'i anlatıyordu.

Babası Devrim'in Müslümanlıktan bahsetmeye başladığı anda onların yanından bir bahaneyle uzaklaşırdı. Devrim de annesine de anlatırdı. Büyük bir heyecanla..

Annesi dinlerdi Devrim'i..Merakla veya ilgilenerek değil..Sadece kızıyla sohbet etmek istediği için..Eşi de Müslümandı sonuçta ve bu onun için farklı bir durum değildi. Kızı da istediği bir dine inanarak yaşayabilirdi. Bir sorun görmüyordu.

Annesi sadece kızının nasıl böyle bir karar aldığını merak ediyordu. Onu kimin etkilediğini, ne yaşadığını bilmek istiyordu. İslam'ı kabul etme sürecinde Devrim Akif'ten de bolca bahsetmişti annesine. Yakışıklı, Müslüman, bir Türk..kızlarla konuşmayan ama nazik davranmasını bilen, kendisini iyi yetiştirmiş, davasını savunabilen temiz birisi..çalışkan, azimli,sabırlı..

Annesi Devrim'in anlattığı bu Müslüman genci merak etmişti. Devrim onu her anlatışında ayrı bir güzel yanından bahsediyordu. Arkadaşlarını az çok bilirdi. Bu arkadaşından bahsettiği kadar özenle kelimeleri seçerek anlattığı, saygı duyduğu, anlatmaktan mutlu olduğu bir arkadaşını Devrim'den dinlememişti daha önce..

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin