Bölüm-32

210 22 11
                                    

Devrim fakültenin kapısından girerken insanların ona gösterdiği tepkileri çok net farkedebiliyordu. Bir zamanlar müslüman ismini duyunca kendisi de hemen ardına terörist kelimesini eklediği gibi şu anda da insanlar Devrim'i bu halde görünce onun terörist olduğunu düşünebiliyorlardı.

Ne büyük zıtlıktı İslam sevgi ve kardeşliği emrederden dışarıya  savaş dini olarak yansıtılıyordu.
Devrim artık İslam üzerine kurulan oyunları bildiği için herşeyin farkındaydı. Bu yüzden okula girerken kendisinden son derece emin bir şekilde girdi.

Devrim güzel ve alımlı bir kızdı. Okulda da onu çoğu kişi tanırdı. Onun İslamiyet'i seçmesi de uzun bir süre okulda gündemi oluşturacaktı.

Devrim'le ilk gün kimse konuşmamıştı. Olumlu veya olumsuz kimse eleştiri yapmamıştı. Devrim kimseden onay alma gibi bir ihtiyaç hissetmemişti ama insanların İslam'a karşı merak duygusunu kabartmak istiyordu. Sonuçta o da ilgi duyduğu için araştırıp müslüman olmaya karar vermişti. Bir kişinin bile İslam'ı araştırmasına vesile olsa ne kadar mutlu olurdu.

Devrim bunları düşünürken sınavını tamamlayıp okuldan çıktı. Akif'le okulda karşılaşmamışlardı. Muhtemelen başka sınıflarda sınava girmişlerdi. Onu yine görmeyi çok isterdi. Ama artık Devrim de konuşmalarının haram olduğunu biliyordu. Eskisi gibi yakın olamayacaktı ona. Akif'i kaybetmişti ama İslam'ı kazanmıştı. Hiç rahatsız değildi bu durumdan.

Devrim otobüse binmek için durağa vardı. Yanından geçen insanların onun hakkındaki konuşmalarını duyabiliyordu. "Aptalca!","Saçmalık!", "Devrim çıldırmış" ..
İnsanlarının ona hayranlık duymasını beklemiyordu ama şu an İslam'ı temsil etmekle ve Allah'ı anlatmakla kendini sorumlu hissediyordu. Keşke birilerine Allah'ın varlığından bahsedebilse..ne kadar çok isterdi.

Devrim otobüs beklerken bir yandan bunları düşünüyordu. Telefonu çalmaya başladı. Arayan Albert'tı. Dostuyla uzun zamandır muhabbet etmemişti. Ondaki değişimlerden Albert'ın haberi yoktu. Açıp neler olduğunu anlatmak istedi bir an, sonra vazgeçti. Artık arkadaşlık da yapmayacaktı. O bir erkekti ve onunla yakın olmasını dini haram kılmıştı. Arama bitince Devrim kısa bir mesaj yazdı Albert'a;

"Albert ben artık müslümanım. Seninle eskisi gibi bir muhabbetimiz süremeyecek. Ben senin için Allah'a çokça dua ediyorum. Benim gibi senin de İslam'ı seçmeni çok isterim. İnşaAllah Rabbim sana da nasip eder."

Devrim Albert'ı kardeşi gibi sevse de aslen kardeşi değildi ve artık eskisi gibi olmaları dinine göre uygun değildi. Akif gibi Albert'la arasına mesafe koyması gerekecekti. İkisi de onun için çok değerli insanlardı ama dini için fedakarlık yapması gerekecekti.

Devrim'in otobüsü geldi. Sessizce binip, ücretini ödedikten sonra boş bir koltuğa geçti. Akif geliyordu durağa, uzaktaydı ama Akif de Devrim'i camdan görmüştü. Adımlarını hızlandırdı otobüse yetişecekmiş gibi ama otobüs çoktan duraktan ayrıldı. Akif Devrim'i bir kez daha örtülüyken görebilmişti ama hala ona rüya gibi geliyordu. Yine rüyadaysa geçen günkü gibi bu sefer yıkılırdı. Ama bu gördükleri rüya değildi ki gerçekti. Devrim örtünmüştü, hidayet nasip olmuştu.

Akif Devrim'e sevebileceği şu an ihtiyacı olan birkaç kitap aldı kitapçıdan. Aslında bir çok kitap almak istiyordu ama birkaç aydır hiç para kazanamamıştı. Ailesinin de durumu çok iyi değildi, ona yardım etmesi zordu. Maddi sıkıntıları vardı. Müslüman olduğu için de çoğu burstan yararlanamıyordu. Elinde olsa tüm kitapları kitapçıdan alacaktı ama hanımlara özel birkaç İslami kitap almaya yetmişti parası.

Eve geldi. Çekingen bir halde kısaca kapıyı çaldı. Elinde kitap paketleri beklerken öne arkaya istemsizce adımlar atıyordu. Bir yandan da boğazını temizliyordu. Bir iki dakika sonra kapı aralandı. Kapıyı açan Fatıma teyzeydi;

-Selamünaleyküm Fatıma teyze Devrim için ben bir iki kitap almıştım. Ona iletmen mümkün müdür?

-ve Aleykümselam oğlum. Ben vereyim inşallah Devrim içeride Kur'an çalışıyor.

-Kur'an okumayı mı öğretiyorsun yoksa Fatıma teyze?
Akif'in heyecanı sesine yansımıştı.

-Evet oğlum. Bugün sınavdan çıkar çıkmaz almış eline Tecvid kitabını. Öğretmemi istedi. Maşaallah hemen kapıyor. Yakında öğrenir okumasını.

-İnşaallah teyzecim. Ben onun ne kadar azimli biri olduğunu biliyorum. Bunu da çok güzel başaracaktır.

Eskiden halini hatrını sormak için Fatıma teyzenin evine uğrardı. Ama şimdi içeride Devrim vardı. Eve rahatça girip çıkması uygun olmayacaktı. Kapıdan konuşup yukarı çıktı.

Fatıma teyze Akif'in getirdiği kitapları Devrim'e uzattı. Devrim kitapları aldığında yüzü kıpkırmızı olmuştu. Akif onun için yeni kitaplar getirmişti. İçlerinde yine Nureddin yıldız hocanın kitabı vardı. Müslüman hanımlara yönelikti bu seferki kitaplar.

Dünkü yanan kitaplarından sonra elinde hiç kitabı kalmamıştı. Akif'in getirdiği kitaplar ile yeniden arkadaşlarına kavuşmuş oldu.

***

Ertesi gün Devrim tekrar bir final sınavına girmek için okula gitti. Okulda onu Albert bekliyordu. Albert onunla konuşmak için bekliyordu ama Devrim'i tesettürlü görünce neye uğradığını şaşırdı.

Devrim gerçekten müslüman olmuştu! Yanına gitmeye cesareti kalmamıştı. Devrim bir şeyi yapmaya karar vermişse onu kararından değiştirmek imkansızdı. Böyle hayati bir şeyde karar alıp eyleme geçtiğine göre artık onu geriye döndüremezdi. Mantığına yatmasa Devrim zaten müslüman olmazdı. Onun gibi ideolojilerden, akımlardan nefret eden birisi nasıl böyle ağır bir adımı atabilmişti anlayamıyordu.

Kendine itiraf edemese de korkuyordu.. İslam ona göre büyülü bir şeydi. Devrim büyüsüne kapılmıştı muhakkak. İslam'a karşı kendi dinini savunabileceğine emin değildi. Dinine karşı böyle bir kötülük yapamazdı. Savunamadığında Devrim Hristiyanlıktan tamamen yüz çevirecekti. Bunu hiç istemezdi.

Devrim'i uzaktan okula girişini izleyebilmiş oldu sadece. Bir süre sonra okula Akif'in de geldiğini gördü. Bir hışımla yanına gitti. Bağırmaya başladı.

-Devrim'i büyülemeyi bırak artık! Onu kendi haline bırak. Ne hale getirmişsin kızı!

Akif onun kim olduğunu bile bilmiyordu. Çok hızlı Almanca konuşmuştu. Dediklerini zor anlayabildi. Kim olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. Bu kişi daha önce gelen Devrim'in sevgilisi olduğunu söyleyen kişi değildi. Onun arkadaşlarına da benzemiyordu. Peki bu erkek kimdi? Devrim'in nesi oluyordu? Bilmiyordu.

-Siz kimsiniz?

Albert başını kaldırıp, ellerini bağlayarak;
-Ben Devrim'in en yakın dostuyum. İsmim Albert. Yıllardır beraberiz aramızın bozulduğu nadirdir. Ama senin dinin yüzünden Devrim benimle görüşmüyor. Konuşmamız yasakmış. İnsanlarla konuşmayı yasaklayan saçma bir din bu!

-Albert biliyorum şu an çok sinirlisin. İslam'a karşı büyük bir öfken var. Sen biraz sakinleş. Ben de geciktiğim sınava gireyim. Sınav çıkışı seninle oturup biraz konuşalım. Sen de istersen?

-Seninle ne işim olur benim! Sen büyülü sözlerinle git başkalarını kandır. Benim zaten inandığım bir dinim var. Başka bir dine ihtiyacım yok!

Akif başını öne eğdi. Israr etmesinin ters tepeceğini biliyordu. Sessizce oradan ayrıldı. Sınavına girdi. Aklı sürekli Albert'a takılıyordu. Devrim onunla görüşmeyi kesmişti. Albert buna tepki gösterecekti elbet... acaba Devrim gibi İslam'a karşı merakı oluşur muydu? Yoksa daha da uzaklaşır mıydı? Devrim'in duruşu çok önemliydi. Albert'a İslam'ı temsil edebilecek miydi acaba? Devrim'in ilk imtihanı Albert'la olacak gibi görünüyordu.

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin