Bölüm-33

219 24 6
                                    

Akif okuldan çıkarken Albert'ın kampüste oturduğunu fark etti. Gitmemiş miydi yani? Kimi bekliyordu? Kararını değiştirmiş olabilir miydi? Kafasında bir çok soru beliriverdi. Konuşmak için yanına gitti:

- Albert gitmemişsin. Vaktin varsa biraz konuşalım mı?

Albert  mimiksiz suratıyla Akif'e baktı. Ellerini cebine soktu. Kaşlarını çatıp, gözlerini kısarak:

-Konuşalım bakalım...

Beraber okulun kafeteryasına doğru yürümeye başladılar. Buz gibi bir hava vardı aralarında.  İkisi de gergindi. Devrim'i üzmemek için aralarında tatsızlık çıksın istemiyorlardı. Birbirlerini merak ediyorlardı.

Albert'ın bir saat önceki siniri  geçmiş, şu an daha sakin ve meraklı görünüyordu. Masaya oturur oturmaz hemen soru sormaya başladı:

-Devrim sizin dinde neyi cazip buldu da Hristiyanlıkla ilgilenmezken bir kaç ayda Müslüman oluverdi?

Albert'ın gerçekten merak ettiği gözlerinden okunuyordu. Akif hafif tebessüm etti.

-Önce ben içecek bir şeyler getireyim. Sonra biraz sohbet edelim.

Akif kalkıp iki bardak çay getirdi. Çaylarını yudumlarken, Albert'ın sorusunu yanıtlamaya başladı:

- Devrim koca bir boşluğun içindeydi. Dinlerin insanları savaştırdığını düşünüyordu. Akıtılan kanların dinler yüzünden olduğuna inandığı için Hristiyanlığa da diğer inançlara da soğuktu.

Albert itiraz ederek;

- Zaten böyle? Devrim'i de ben senden daha iyi tanıyorum. Sorum bu değildi. Neden İslam? Ben ona daha önce hiç Hristiyanlığı anlatamamış iken kısa sürede nasıl ikna ettin onu?

- Ben ikna etmedim. Merak etti, okudu araştırdı. Kısa sürede bir çok kitap okudu. Çok şey öğrendi. Bir yaratıcının olmasıgerektiğini, en doğru ve Hak dinin İslam olduğunu buldu. Hiç bir dinin aslında savaşı istemediğini öğrendi. Kendi menfaatleri uğruna bazı insanlar toplulukların inançlarını kullanarak masum insanları savaştırıyorlar. Artık Devrim tüm bu olup bitenlerin farkında.İslam'ın savaş dini olmadığını, Müslümanların terörist olmadığını biliyor.

- Din kitaplarının hepsinde "öldürün,savaşın" diye Tanrı emrediyor. Hatta cihat adı altında İslam'da öldürmek sevap..yani en başta İslam savaş istiyor, kan istiyor. Nasıl İslam savaş dini değil? Bu söylediklerine kendin inanıyor musun?

-Cihâdın amacı, yeryüzünden fitneyi kaldırmak ve Hakkı yüceltmektir. İntikam, öldürme, baskı ve zulüm yapmak için değil; bunları ortadan kaldırmak için yapılır. Müslüman olmayanları zorla İslam'a sokmak yoktur. Cihad'dan maksat, insanları baskılardan kurtarmak, İslam'ın yüceliği duyurmaktır.

- Yani insan öldürdüklerinde Cennet'e gideceklerini ya da kendileri öldürülünce direk Cennetlik olduklarını söyleyen bir dininiz yok mu? Bunu mu demeye çalışıyorsun?

-Sana Kur'an'dan bir ayeti kerime söyleyeyim. "Kendilerine savaş açılan kimselere, zulme uğramaları sebebiyle savaşmalarına izin verildi." Başka bir ayeti kerimede de "Sizinle savaşanlarla sizde Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez." İslam'da belli şartlarda savaşmaya izin verilmiştir. Dünya'da en çok barışı, doğruluğu savunan din İslam'dır.

-Senin dediğin gibi dinin, savaşa her zaman izin vermese de bu beni aslında ilgilendirmiyor. Ben Hristiyanım ve senden çok daha rahat bir yaşam sürüyorum. Uymam gereken bir çok kuralım yok. Dinim yaşantımı bana zorlaştırmıyor. Tanrımı ve İsa'yı çok seviyorum. Onları terk etmeye niyetli değilim. Müslümanlığın benim tarafından bir cazipliği yok. Neden Devrim Hristiyanlığı değil de bu kadar savaşların,açlığın, fakirliğin ve cehaletin en fazla olduğu ülkelerin dinini seçer ?hem de dinin emirleri zor ve karmaşık olmasına rağmen?

-Aslında Hristiyanlık ve Müslümanlık birbiriyle örtüşen dinlerdir. İkisi de bir tek yaratıcıyı savunur. İkisinde yasaklar aynı yasak, yapılması gereken ibadetler aynıdır. Ancak Hristiyanlığın kitabı İncil'in orijinal hali günümüze ulaşamadığı için değişmiştir. Yani ikisinde de aynı şeylerden bahseder sadece Hristiyanlığın kendi içinde bile çelişen kısımlarını çıkarırsak. Müslümanlar da Hz. İsa'ya inanır. Onun tekrar geleceğini beklerler, tıpkı Hristiyanlar gibi.

Albert karşısındaki Müslümanla bu kadar uzun bir sohbet bile edeceğini düşünmüyordu. Sohbet ilerledikçe sıkıştığını hissediyordu. Akif'in söylediklerini biraz düşünmesi gerekecekti.Aslında düşünmek istemiyordu. Ona da söylediği gibi dininden memnundu. Değiştirmeyi düşünmüyordu.

-Yine de ben kendi dinimden memnunum. Sadece Devrim'in İslam'ı neden seçtiğini merak ettim. Malum benimle de konuşması yasak olunca sana sorayım istedim.

- Yasak değil aslında İslam'da zaruri durumlarda konuşmaya elbette izin veriyor. Ancak evlenebilecek iki karşı cinsiyetteki gencin gereksiz konuşması uygun değildir. Devrim yeni Müslüman oldu. Hayatının bundan sonrasına çok dikkat etmek isteyecektir. Onu bu isteklerine karşı saygılı olman güzel.

-Evet, benim için sorun yok. Madem İslamiyeti seçti. Ben onun hayatını zorlaştırmak istemem. Ama onu terk de etmem. Hala benim için çok değerli birisi. Gözüm onda ve sende olacak. Ona zarar gelmesini asla istemem. Bu yüzden ara sıra seni görmek isterim.

-Tabi ki... hatta istersen bugün bir programımız olacak. Şiirlerle aran iyiyse şiir dinletisi de olacak. Gel istersen, katılmanı çok isterim.

Albert daha önce farkında olmadan Akif'in bir programına katılmıştı zaten. Hristiyan haliyle ondan güzel bir İslami konferans dinlemişti. Bugün de onunla uzun bir sohbet etmişti. İslam'la fazla ilgilenmeye başlamamış mıydı? Bugünkü programa gitmesi gerekmiyordu. Ama merak da ediyordu. Teklifine ne cevap vereceğine emin olamadı.

Albert'ın kararsız kalışı Akif'in biraz daha ısrar etmesini sağladı. Çantasından bir el broşürü çıkarıp Albert'a uzatarak;

-Bu programımızın içeriği ile ilgili broşürümüz. Alabilirsin. İncele..Akşam görüşmek üzere inşaallah...

Albert çekimser bir şekilde broşürü Akif'ten aldı. Bir Kudüs Gecesi adında programa davet edilmişti. Broşüre boş bir bakış attı. Ne işi vardı orada? Nezaketen teşekkür etti. Daha sonra Akif'le Albert vedalaşıp, ayrıldılar.

Kötü bir görüşme geçmemişti. Aralarında farklı bir sıcaklık bile oluşmuştu. Albert insanlara kolay ısınan biri olmamasına rağmen sevmişti onu. Nefret edeceğini düşündüğü, en yakın arkadaşını kaybetmesine sebep olan kişiyi nasıl sevdiğini anlayamadı. İslam'a karşı da çok fazla ilgisi oluşmamıştı. Devrim'in Müslüman olması ilginç gelmişti sadece. Broşürü cebine sıkıştırıp eve doğru yürümeye başladı...

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin