Bölüm-25

195 26 4
                                    

Akif gün boyunca heyecandan yerinde duramıyordu. Devrim'in İslam'la tanışacağı bu gün çok önemli bir gündü. Sık sık mail kutusuna bakarak Devrim'den bir mail, haber bekliyordu.

Sahi günü nasıl geçmişti acaba? Kızlarla anlaşabilmiş miydi? İslam'a karşı merakını biraz da olsa tatmin edebilmişler miydi?

Kafasında yüzlerce soru vardı. Mail kutusuna bir mail düştü. Heyecanla hemen açtı. Mail Devrim'dendi.

Heyecanla açtığı maili kanı donmuş şekilde bitirdi.
Onu nasıl bir yere göndermişti? Bu kadar merak dolu bir halden, onu nasıl nefret dolu hale getirmişlerdi?

Maille durumu çözmek karmaşık gibi duruyordu. Ahsen'e iletmek için Devrim'in numarasını almıştı. Telefonunu eline aldı ve numaraları çevirdi.

Ağlayan bir sesle telefon açıldı.
Devrim ağlıyordu!
-hallo..
Akif kanının donduğunu hissetti bir an. Devrim neden ağlıyordu?

-Devrim hanım benim Akif. Mailinizi okudum. Bugün ne oldu? Siz neden ağlıyorsunuz?

Devrim telefondaki kişinin Akif olduğunu öğrenince az önceki çaresizliğinden sıyrıldığını hissetti. Onun bu sıcaklığı kızlarda neden yoktu? Neden onu dışlamışlardı?

-Beni istemediler Akif. Ben sadece İslam'ı merak etmiştim. Müslüman olmadığım için..
Cümlesini bitiremeden tekrar ağlamaya başlamadı.

-Şu an neredesiniz? Yanınıza gelebilir miyim?
Akif'in sesi titriyordu. Onun yanında olmak istedi. Çok kırılmış, üzülmüştü ama belki onun için yapabileceği bir şeyler olabilirdi.

-ımm.. ben Bostın parkındayım. Bankta oturuyorum.
-Tamam Devrim hanım. Geliyorum.

••••

Akif parkta Devrim'i gördü. Gözleri şişmiş, omuzları düşmüş, yılmış bir halde oturuyordu. Onu bu halde görünce içinden bir şeylerin koptuğunu hissetti. Hemen adımlarını hızlandırarak yanına yaklaştı.

-Devrim hanım, nasıl oldunuz? Daha iyi misiniz?
Devrim başını kaldırdı. Akif'in üzgün, endişeli gözlerine bakarak;
- Geldiniz ya..şimdi daha iyiyim.

Akif biraz tereddütte kalsa da çekimser bir halde Devrim'in yanına oturdu. Devrim başını indirip yere bakarak;

-Kendimi avucunda kırık camları sıkı sıkı tutup elindeki acıyı hissettikçe daha sıkıca cam parçalarını tutan kimsesiz biri gibi hissediyorum. Acımı haykıyorum. Yardım için gelenler daha büyük cam parçalarını uzatıyorlar bana.

Devrim konuşurken bir yandan gözlerinden damlayan yaşları siliyordu. Akif yüreğini paramparça hissetti. Pişmandı onu yalnız bıraktığı için..

-ben..ben çok üzgünüm. Kendime çok kızgınım. Seni tanımadığım insanlara emanet ettim. Araştırıp sormadım. Nasıl böyle bir aptallık ettim bilmiyorum. Çok özür dilerim.

Devrim tekrar gözyaşlarını silip Akif'e baktı. Onun gözleri dolu doluydu. Elleri sinirden yumruk halindeydi. Yüzünde de kocaman bir pişmanlık vardı.

- Seni üzecek belki bu kararım ama  İslam'ı öğrenmek istemiyorum artık. Ben müslümanları anlayışsız, soğuk bilirdim. Sen bana farklı bir pencere açmıştın. Ama o pencereyi kapatılar bugün,kırarak...

Devrim sözlerini bitirirken Akif'in gözlerinden birer yaşın aktığını gördü. Akif yıkılmıştı. Kendi elleriyle Devrim'in umudunu yok etmişti.

-ben..dedi.
Cümleyi tamamlayamadı. Çok üzgündü.

-Sen gerçekten çok iyi birisin Akif. İnançlarına, değerlerine çok sadıksın. Belki karakterin böyle. İslam sandığım kadar mükemmel bir din değilmiş. Ben tek seni tanıdım müslüman olarak. İslam'ı sende gördüm. Herkesi senin gibi sandım. Ama müslümanlar beni yanıltmadı aslında.. uzaktan duyduğum, okuduklarım doğruymuş.

-Hayır Devrim hanım. Bugünkü yaşadıklarınızın sorumlusu benim. Ama Allah'a inandığını söyleyen bir kişiye göre ne dini tanımlamak doğru olur ne de diğer müslümanlar hakkında fikir edinmek.. İslam Kuran'dan ve sünnetlerden oluşur. Kişi inanıyordur ama yapmadığı şeylerden din sorumlu değildir.
Bugün gittiğiniz yer günümüzün İslam'ı yok etme projesi aslında. İslam'ı ılımlılaştıran, kurallarını değiştirmeye çalışan ismen müslüman olan ama yaşantıları çok fazla çelişen bir grubun yeriymiş. Ben nasıl böyle bir ihtimali düşünemedim inanın bilmiyorum. Çok kızgınım kendime.

-Anlamıyorum. Müslümanların arasında İslam'ı bitirmeye çalışanlar mı var diyorsunuz?
-Evet Devrim hanım. Maalesef İslam'ın özünü bozmak için çok fazla proje var. Müslümanların içine girerek kendilerini ilim sahibi olarak tanıtıp insanları sapkın görüşlerine inandırıyorlar. Bu gittiğiniz yer de onlara ait bir yer. Başörtüsü hanımlara farzdır mesela ama İslam'ı anlatmak için tesettürden çıkarlar. Bunu Allah için yaptıklarını söylerler hatta.
-Haa..evet bugün böyle bir konuşmaya şahit oldum.

Durum düşündüğü gibi çıkmıştı. Pişman olması birşeyi değiştirmeyecekti. Nasıl bir düşüncesizlik yaptığını anlamıyordu Akif.

-Devrim hanım ben tekrar tekrar özür dilerim. bugün başınıza gelen olayların sebebi benim. Bunu telafi etmek istiyorum. Benim bağlı olduğum yerin kadınlara ait çalışmaları da var. Orada size yardım edecek  hanım kardeşlerimiz oluyor. Sizi onlarla tanıştırmak istiyorum.

- Ben kadınlardan bir yardım istemiyorum. bugün yaşadıklarım benim için yeterince ağırdı. Kitap okumak yeterli gelmiyor, kafamı kurcalayan şeyler oluyor ama zaten biraz fikir sahibi olsam yeter herhalde.. herşeyi bilmesem de olur sanırım.

Akif'in bu teklifini Devrim buruk bir şekilde geri çevirmişti. Oysa ne çok isterdi. Onun gittiği yerde merak ettiği herşeyi öğrenebilirdi. Ama uzun bir süre kadın görmek bile istemiyordu. Zaten hemcinsleriyle arası hiç bir zaman iyi olmamıştı. Hem kadın hem müslüman hemcinsi ona şuan çok uzaktı.

-Peki Devrim hanım. Benim size ısrar edecek yüzüm bile yok. Pişmanlığım o kadar büyük ki. Hatamı telafi etmek için ben size yardım etmek istiyorum. Kafanıza takılan her durumu açıklamak istiyorum.

Devrim Akif'e baktı. Yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Sahi bu dönem başı kendisiyle ödevi bile yapmaya yanaşmayan grup arkadaşı mıydı bunları söyleyen? Şu an Akif'le o zamanki Akif ne kadar farklı geliyordu. İnsan sarrafı olmadığını biliyordu ama Akif'te de çok değişim vardı. Yüzüne bile bakmadan konuşmaya çalışan kişi gitmiş yanında gece vakti saatlerce konuşup, derdini rahatça açabildiği sıcak bir adam gelmişti. Kendini ona o kadar yakın hissediyordu ki. Bir kaç ay bile olmamıştı tanışalı aslında. Onunla hissettiği bağ Albert'tan daha da derinde gibi hissediyordu. Dostluktan daha derinlerde birşeydi sanki..

DEVRİM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin