sorun değil ; jjk

nineteen

Zilin çalmasıyla ufak buluşmamız sona ermek zorunda kalmıştı. Eun ve Sang daha sonra yeniden görüşme dilekleriyle dış kapıda gözden kayboldular.

Bizde artık gitme vaktimiz geldiğinden merdivenlere doğru ilerlemeye başladık. Yan yana.

Yarım saat öncesine göre daha az çekingen olduğumuzu söyleyebilirim, ikimiz içinde. Bu durum daha fazla odaklanabilmemi sağlamıştı.

Saf sabun kokusunu andıran ama içinde karamel aroması da bulunduğunu düşündüğüm hoş kokuyu alabiliyordum. Cho Hee'nin parfümü olmalıydı. Eşsiz.

Bunları fark ederken bir yandan da festival formunun sorularına cevap veriyordum. Sınıfa varıp sıralarımıza geçtiğimizde Cho Hee sonunda bittiğini söyledi.

"Şu en alta da imzanı atmalısın."

Ufak karalamamı yaptıktan sonra kağıdı ona geri verdim. Gülen gözleriyle bana teşekkür ettiğinde huzur bulmuştum.

Nilüferler ile kaplı bir gölün çevresinde yavaşça süzülen bir kuğu kadar güzeldi. Umarım bu muhteşem manzarayı keşfeden tek insan benimdir ve bu hiç değişmez.