Edebiyat ve kimya, evet sonunda iki tanesi sona erdi. Sevdiğim derslerin sınavının önce olması bir avantaj mı yoksa tam tersi mi emin değilim. Önemli de değil, zaten güzel geçtiler.
Bugün geriye kalan on ikisi dersten biri olan tarihe çalışıyordum. Cho Hee yanıma gelerek bir müddet beni izledi. Bunu fark edebiliyordum ama tavrımı bozmadım.
Yazdığım son paragraf bittikten sonra önümdeki sıranın sandalyesine oturdu ve yüzünü bana doğru çevirdi.
"Sıkı çalışıyorsun."
Mütevazı bir gülümsemeyle cevap verdim.
"O kadar da değil."
"Hayır Jungkook-ah, gerçekten. Çıkışlarda antremanlara kaldığını görüyorum. Gün içerisinde yazılı sınavlar için özet çıkarıp hocalara sorular soruyorsun. Bunlar yetmezmiş gibi bahar festivali, öğle aralarında her zaman bizimlesin."
Nefesini bıraktıktan sonra sabah güneşi misali bir gülümsemeyle söyledi.
"Azmine hayranım."
İçimdeki büyük depremi dışarıya vurmamaya çalışarak gülümsedim ve başımı biraz öne eğdim.
"Teşekkürler."
Yapmalı mıydım?
Şimdi tam zamanıydı.
"Aslında Cho Hee.. Öğle araları beraber çalıştığımızda ben de senin azmine şahit oluyorum ve bu beni daha sıkı çalışmaya itiyor."
Devam etmeli miyim?
Önemli nokta zaten burası.
Hadi Jeon, yapabilirsin.
"V-ve gün içerisinde gülümsemeni gördüğümde eğer yorgunsam ki genelde öyle oluyorum. Güç buluyor ve yenileniyorum. Bu yüzden.."
Yapabilirsin.
"..lütfen gülümsemeye devam et."
.
.
.Yaptım.
Evet, gerçekten söyledim.Başımı kaldıramıyordum. Yüzüm yanıyor gibiydi ama ifadesini görmem gerekliydi. Söylediklerim üzerine verdiği tepkiyi görmeliydim.
Kızarmış yanaklarımla birlikte yavaşça doğrulduktan sonra ona baktım. Benden farksızdı.
Yüzü adeta ağustos sıcağında pırıl pırıl parlayan bir domatese dönmüştü.
Gözlerimiz iki saniyeliğine birbirini bulduktan sonra bakışlarını kaçırdı. Ellerini bacaklarının üzerinde birbirine kenetlemişti. Gergindi.
Büyük ihtimalle ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu. Birkaç kez yutkunduktan sonra konuşmaya başladı.
"B-ben, gülümsememin senin için böyle bir öneme sahip olduğunu bilmiyordum."
"Eğer Cho Hee gülümsediğinde Jungkook-ah güç buluyorsa, ben.. ben ne olursa olsun gülümseyeceğim."
Hızla yerinden kalktıktan sonra doksan derece önümde eğilerek teşekkür etti.
Başını kaldırdıktan sonra tüm dişleriyle gülümsedi. Gözleri ince bir çizgi halini almış ve kızaran yanakları daha da belirginleşmişti. Sevimliydi, hem de çok.
Sonrasındaysa büyük bir hızla sınıftan çıktı. Utanmış olmalıydı.
Onun bu tatlı haline gülümserken bir anda flashback yaptım.
Ben az önce neler söylemiştim öyle?
Serinleyip normal haline dönmesi için yüzümü yıkamak üzere yerimden kalktım.
Lavaboya doğru ilerlerken iç sesim bana duyduğu gururu haykırıyordu.
Bu büyük bir adımdı Jeon.
Tebrikler dostum.
Harikaydın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sorun değil ; jjk
Romancesorun değil cho-hee. hislerimi her zaman içimde yaşatmak zorunda olmak, benim için sorun değil. 080718 jeongguk içinde #1