thirty

3.9K 343 35
                                    

İlk sayım herkesi heveslendirmiş ve moral düzeltmiş olsa da dev adamları yenmemize yetmemişti.

Dört periyotun ardından sonuçlar 84-52 olarak durmuştu. Selamlaşmalarımızı yaptık ve büyüklerimize davetimizi kabul ettikleri için teşekkür ettik.

Onlar da kendilerini zorladığımızı, finalde harika bir performans çıkaracağımızdan emin olduklarını söylediler ve iyi şans diledikten sonra gittiler.

Takım ve tezahürat ekibi de kendi eşyalarını toparlamak ve kıyafetlerini değiştirmek üzere odalara dağıldılar.

Soyunma odasında takım üyeleriyle konuşurken final için değiştirmemiz gereken durumlardan bahsettik. Son bir değerlendirme ardından da herkes ayrıldı.

Formamı çıkarıp kot jeanımı ve beyaz tişörtümü üzerime geçirdikten sonra eşyalarımı düzenledim ve odadan çıktım.

Neden bu kadar oyalanmıştım?

Cho Hee'yi görmek istiyorum.

Spor salonunun çıkış kapısına doğru ilerlerken sonunda beklediğim sesi duydum.

"Jungkook-ah!"

Arkamı döndüğümde yüzüne gülümsemesini yerleştirmiş bir melekle karşılaştım.

Heyecanla koşmuş, yanıma geldiğinde ise durmuştu.

"İlk sayın mükemmeldi. İtiraf etmem gerek ki maçın başından beri gözüm en çok sendeydi."

Oh, SEN CİDDİ MİSİN?

"Aslında başta Min Youn ile birlikte bir atak yapacağınızı düşünmüştüm. Planınız istediğiniz gibi olmadı sanırım. Ama senin tekli atışında başlı başına bir şaheserdi. Tebrik ederim."

"Ah, teşekkür ederim. Ama ben fazla bir şey yapmadım. Hele tezahürat ekibinin destekleri olmasaydı tek atış bile yapamazdım sanırım. Yani asıl yıldız sizdiniz Cho Hee."


Özellikle de sen.

"Destekleriniz için teşekkür ederim, tüm takım adına."

Bir süre duraksayıp ne söyleyeceği hakkında telaş yaptığını belirten bir ifadeyle bekledi.

İşte bu hallerini seviyorum. Kaybolmuş bir sincaba benziyor.

Sanırım aradığını bulmuştu.

"H-hey öyle söylemesene. Tezahürat ekibi ve takım bir bütündür. Yıldız hepimiziz."

Söyledikleri en içten tebessümlerimden birinin yüzüme takılmasına sebep olmuştu.

"Haklısın. Yıldız hepimiziz."

Konuşarak ilerlerken okul çıkış kapısına gelmiştik bile.

"O zaman, yarın görüşürüz."

"Görüşürüz."

El sallayarak ilerlerken sokağın dönüşüne doğru gözden kayboldu.

Umarım hayatıma bir ışık huzmesi gibi girip aydınlattıktan sonra yavaşça uzaklaşıp kaybolmazsın, Cho Hee.



sorun değil ; jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin