sorun değil ; jjk

fifty nine

Güneş battığında dönme dolaptan inmiştik. Cho Hee ile parkın orta bölüme doğru ilerlerken telefonumun çaldığını duydum. Min Youn'du.

"Nerelerdesiniz siz!?"

"Bizim ne önemimiz var MVP. Asıl sen randevundan haber ver."

Arkadan diğerlerinin gülüşme sesleri geliyordu. Yanımda yürüyen Cho Hee'ye çaktırmamaya çalışarak dişlerimi sıktım.

"Demek bizim için endişelendiniz. Ah ne düşünceli arkadaşlara sahibim. Buluşma yerini söylesenizde karşılaşınca hepinize sıkı sıkı sarılsam!"

Artan kahkahalar ve her birinin diğerine bir şeyler gevelediğini belli eden sesler arasında Min Youn'un

"SeongHan Caddesi, 143. Yarım saate kadar servis kalkacakmış. İsterseniz siz ayrı gelin. Görüşürüz."

dediğini yarım yamalak anlayabilmiştim ve sonra arama sonlandırılmıştı.

Olayı kavramaya çalışıp sinirimi dengelerken Cho Hee

"Ne oldu, ne dediler?"

diye sordu.

Gülümseyerek cevapladım.

"Adresi öğrendim. Servis yarım saate kalkıyormuş. Şimdi çıkarsak yetişiriz, yeri biliyorum."

"Peki o zaman, gidelim."

Neşeyle verdiği cevap onu gözümde minik bir kız çocuğu gibi göstermişti. Saçlarını okşamayı istedim.