forty four

3.2K 279 9
                                    

Duyduklarım üzerimde kısa bir şok etkisi yaratmıştı. Öylece durup koça baktım. Ardından üzerimdeki pikeyi hızla kaldırdım ve ona doğru ilerledim.

Hayalkırıklığına düştüğünü belli eden bir sesle sordum.

"Neden?"

"Bayıldın Jungkook. Burnun şu an kanamıyor olabilir ama ne olacağını bilemeyiz. Seni riske atmam için bir sebep yok."

"Bu bir risk değil."

dedim.

Karşı çıkan bir ton değildi bu. Sadece buraya kadar gelmişken böylece bitemezdi.

"Ben fazlasıyla iyiyim. Ne burnum ne de vücudumun herhangi bir yeri ağrımıyor. Gerçekten iyiyim."

Koç umutsuz bir sesle cevapladı.

"Bunu yapamam Jungkook."

O zaman anneme döndüm ve yüksek çıkmasını engelleyemediğim sesimle konuştum.

"Koça iyi olduğumu söyle anne. Ben iyiyim. Lütfen. Buraya kadar gelmişken aptal bir bayılma yüzünden bitecek mi yani? Buna izin verme, lütfen."

Annesi biricik yavrusunun sağlığı ve gerçekleştirmek istediği başarıya karşı tutkusu arasında ne yapması gerektiğine karar veremez bir haldeydi.

Bu sırada Jungkook yeniden koça döndü.

"Hiçbir şey olmayacak koç. Söz veriyorum. Buna izin vermeyeceğim. Lütfen beni oyuna al."

Cümlesi bittikten sonra annesi oğlunun arkasına geçerek saygıyla eğildi.

"Lütfen ona bir şans daha verin."

Jungkook başını yavaşça çevirdiğinde gördüğü manzara ve duydukları ile derinden sarsılmıştı.

Annesini bu duruma nasıl düşürmüştü o? Her şey iyi olacak derken şu anda annesi kendisi için bir adama yalvarıyordu.

İfade edemediği bir utanç ve üzüntü duydu Jungkook. Ardından iç sesi ona akıl verdi.

Bu anı unutma.

Ve bu anı boşa çıkarma.

Koç nefesini dışarı bırakıp biraz dertli bir şekilde elini boşlukta sallarken konuştu.

"Pekala."

Jungkook yüzü parlayarak annesine sıkıca sarıldı.

Seni yüz üstü bırakmayacağım anne.

Bu maçı kazanacağım.

Umarım bu şekilde yaptığımı telafi edebilirim.







sorun değil ; jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin