Okul kapısından girdiğimde Min Youn nefes nefese üzerime doğru geliyordu.
"Biraz daha gecikseydin sazan gibi bahçede kalacaktın. Servis kalkıyor."
"Ne?"
İkimizde koşarak bahçenin sol köşesinden döndük. Şoför koltuğuna oturmuş, aynasını ayarlıyordu.
Youn'un peşi sıra aceleyle koltuklardan birine kendimi bıraktığımda rahatlamıştım.
"Uyuya mı kaldın yoksa Yıldız Çocuk?!"
Nam Shin'in kalın sesi arkalardan gelmesine rağmen rahatça duyuluyordu.
Koltukta ayağa kalkıp arkaya döndüm.
"Kesinlikle tam vaktinde kalktım!"
Gülüşmeler duymuştum. Ama bu doğruydu.
Bu sırada koç kapıdan içeri girip şoförün yanındaki yerini aldı.
"Jungkook geldi mi?"
Ne?
Sadece ben mi?
Sayımı çoktan yapmışlar ve sadece ben olmadığım için beklemişler miydi?
Mahcup bir halde
"Buradayım"
dedim.
"Sizi beklettiğim için özür dilerim. Tam vaktinde kalkmıştım. Neden böyle oldu bilmiyorum."
Bu sefer Youn kahkahayı basmıştı. Kolunu omzuma atıp başını başıma vurdu.
"Daha fazla oynamayalım millet. Baksanıza nasıl gerildi."
Ardından herkes gülmeye ve sırtıma vurmaya başlamıştı. Koça baktığımda o da gülüyordu.
Demek bana oyun oynamışlardı.
Güzel gün beklentimi zedelemişlerdi.
Sorun değil, böylesi daha eğlenceli.
Ben de gülmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sorun değil ; jjk
Romancesorun değil cho-hee. hislerimi her zaman içimde yaşatmak zorunda olmak, benim için sorun değil. 080718 jeongguk içinde #1