Bölüm 33- Gece Kapanı

44 8 15
                                    

Yavaşça olduğu yerden doğrulmaya çalıştı ama kıpırdadığı an canı çok yanıyordu. Eliyle sırtını destekleyip, kendini demirden kurtarmak istedi fakat kolay değildi. Yandaki boşluklardan içeriye doğru bakan bir ghoum onu fark etti ve eliyle kazıyarak Varlo'ya doğru uzanmaya çalıştı.

Varlo onu tekmeleyerek uzaklaştırmaya çalışıyordu ancak durumu fark eden bir başka ghoum da diğer bir delikten içeri doğru abandı. Bir av bulmuş olmanın heyecanı ile salyalarını saçarak çığırıyor ve pençeleriyle Varlo'ya doğru uzanmak için çabalıyordu. Gittikçe daha fazla içeri giriyordu.

Düşerken, adamın elindeki tek silahı da savulmuştu ve tepedeki molozun üzerinde kalmıştı. Sert bir tekme ile ayağının ucundaki yaratığın kafasını hemen yandaki demire mıhladı. Eline geçirdiği bir taş ile de diğerine vurmaya başladı.

Canı deli gibi acıyordu ama son bir defa daha kolunu gerip, ghouma bir tane salladı. Canı yanan yaratık delikten çekilerek kaçtı. Varlo kendi kanıyla ıslanmış yumruklarını sıkıp, bir kez daha destek verdi beline ve doğrulmaya çalıştı ama o sırada sinirlenmiş ghoum hızla delikten içeri kendini tekrar atıp, Varlo'nun üzerine saldırdı.

Adamın omzuna pençelerini geçirip, boynundan ısırmak istedi. Varlo yaratığın gırtlağını eliyle kavrayıp, üzerine doğru gelen dişleri uzak tutmaya çalışıyordu. Bir süre boğuştular. Boşta kalan eliyle etrafta arandıktan sonra eline rast gele geçen sivri uçlu moloz parçasını ghoumun gözüne saplayabildi güç bela. Acı içinde kafasını sağa sola savuran yaratık bağırarak, etraftaki diğer ghoumların da boşluğa yönelmesine sebep olacaktı şimdi.

Telaşla, bir başka büyük taşı kavradığı gibi düşmanının kafasını patlattı. Zamanı yoktu artık. Sessizce bu işi halletmenin yolu da yoktu. Dişlerini sıktı, genişleyen burun deliklerinden içine çektiği havayı diyaframında toplayıp, hırlayarak acısını dışarı vurmaya çalıştı.

Bacaklarını içeri katladı ve dizlerini yere bastırıp, ayağa kalkabilmek için gövdesini yukarı doğru itti. Elleriyle de yerden destek alıyordu. Nihayet gövdesini uzun demir çubuktan kurtardı ve kendini köşeye attı. Ama dinlenmek için zaman yoktu. Birazdan etraftaki ghoumlar deliği fark ederlerdi.

Yarasını sıkıca kavradı ve tek eliyle etraftaki çıkıntılara basarak tırmanmaya başladı. O sırada delikten kafasını uzatıp, onu fark eden ghoumlardan bir tanesi içeri girdi ve Varlo'nun bacaklarına saldırdı. Moloz yığınlarına uzanan Varlo silahını kaptı ve yaratığı indirdi. Bir-iki tanesi daha içeri girmeye çabalarken Varlo duraksamadan tırmanıp, düştüğü yere geri çıktı. Tepeden üzerine atlayan yaratıklardan birini vurdu, diğerini savuşturup, aşağıdan tırmanmaya çalışan ghoumlardan birinin üzerine düşürdü.

Yalpalayarak ama olabildiğince hızlı bir şekilde binanın içinde tırmanmaya ve ilerlemeye devam etti. Sesler çok uzaklaşmış, grubu kaybetmişti. Karşısına çıkan ghoumları indiriyor ve savuşturuyordu ama cephanesi de tükenip gidiyordu.

O sırada, arkadaki ghoum sürüsünden kurtulmaya çalışan grup da duman olmuştu. Zelya, Ferno ve Jack, yıkıntının içinde depo alanı gibi bir oda bulup içine sığınmış ve kapana kısılmışlardı. Eron ve Amit koşmaya devam edip, yarısı başka bir binanın üzerine devrilmiş çatıya ulaşmış ve buradan karşı binaya geçmişlerdi.

Hava iyice karardığı için çok dezavantajlı durumdaydılar. Saklanmak ve sessiz kalmak en iyisiydi ancak Eron ve Amit'in saklanacak fırsatları yoktu. Peşlerinden inatla gelen beş-altı ghoumdan kurtulamamışlardı bir türlü.

Ateş etmek daha fazlasını çekeceği için sadece kaçıp, bir fırsat bulmaya çalışıyorlardı. Diğer binanın içine girince, buradaki duvarların ardına saklanabildiler. Karanlıkta çok iyi gören ghoumların kulakları da çok iyi duyardı ama neyse ki koku ve ısı algılama yetenekleri bir insanınkinden öte değildi.

Ölü Şehrin KöpekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin