Bölüm 22- Serbest Düşüş

66 14 8
                                    

Omer, sıkıca kavradığı direksiyonu sert bir şekilde yana kırdı ve köprünün bitişinden hemen sola döndü. Tekerleğin tozu ile bulanan ghoumlar, aracın üzerindeki insanları görünce peşlerine takıldılar. Biraz ilerideki boşluktan içeri girdi Omer ancak dümdüz ilerlemeleri gereken rotadan sapıp, ızgaraların altındaki basınç bölmelerine gelmişlerdi ve buradan daha ileriye gitmeleri mümkün değildi.

Araçtan inip, doğruca yukarı koşmaya başladılar. Peşlerine takılan bir düzine ghoum da arkalarından kovalamaya başladı. Gerinden gelen kalabalık ghoum sürüsü de sonunda köprüyü geçti ve kapılardan içeriye ok gibi fırlayıp, avlarını aramaya başladılar.

Hafif ıslak zemin üzerinde koşarak, metal ızgaraların olduğu bölmeden yukarı çıkan merdivenlerden tırmanarak gitmek istedikleri yere varmışlardı ancak artık çok geçti. Ghoumlar çoktan içeri girmişti ve barajın iç kısmına dağılmışlardı. Arkadan gelip, üzerlerine atlamaya çalışan ghoumlardan önce davranıp, kapıyı hızla çekti Varlo.

Kapının önüne yığılan ghoumlar kapıya yüklenerek, tırmalayarak ve vurarak arkadan zorluyorlardı. Leera " Şimdi ne yapacağız? Lanet olsun, nereden çıktı bunlar?" diye bağırdı. Saçlarını, ellerinin arasına alıp sağa sola bakındı.

Varlo yeni bir şeyler düşünmek zorundaydı. " Sorun yok. Eğer iç bölgedeki depoyu su ile doldurursak köprü de su altında kalır ve ghoum sürüsünü boğamazsak da buraya hapsetmiş oluruz. Çünkü buranın tek girişi, bizim geldiğimiz köprü, " dedi.

Omer sordu. " Üst katmanlardaki köprüler yıkık durumda. Biz nasıl çıkacağız? "

Varlo kafasını kaşıdı. " Suyu geriye aktarma şansımız olmadığı için orta bölmeye geçip, oradan dışarıya çıkmanın bir yolunu bulmamız gerek. Yanlış ha..." Varlo daha sözünü bitirmeden nereden geldiğini anlamadığı bir ghoum üzerine doğru atlayınca, birlikte geriye yuvarlandılar.

Leera çığlık atarak geriye çekildi. Sesler, diğerlerini de boşluğa çekmişti. Varlo, yaratığı kaldırıp ileriye doğru fırlattı ve bağırdı. " Koş, koş! Yukarı doğru!" Hızla, paneldeki büyük kolları aşağı çekti ve dış giriş kapılarını kapattı. Giriş yaptıkları kapılar yavaşça kapanırken, bir yandan da orta kabuktaki suyun bir kısmı, iç depoya doğru akmaya başladı.

İki depo arasındaki geniş sayılabilecek işçi koridorlarında koşmaya başladılar. İçeriye dağılmış olan ghoumlardan bazıları önlerine çıkıyor ve onları gören peşlerine takılıyordu. Omer ve Varlo birkaç tanesini indirdiler ama yavaş yavaş sayıları artıyor gibiydi.

İçine su dolmuş koridorda ilerlerken, gittikçe su seviyesinin yükseldiğini fark ettiler. Az önce sadece ıslak olan zemin, şimdi ayak bileklerine kadar suyla doluydu. İleride bir sızıntı vardı ve koridor gittikçe daha fazla suyla doluyordu ileride. Yukarı katlara çıkan merdivenlerden tırmanmaya başladılar. Daha yukarı çıkmaları gerekecekti ancak bu çıkış yolunu bulmalarını daha karmaşık hale getiriyordu.

Nemli ve kaygan demirlerden tutunup daha yukarıya doğru kaçmaya devam ettiler ancak ghoumlardan biri, merdivenlerden tırmanan Omer'in bacağına yapışıp, onu aşağıya doğru çekmeye çalışınca bir arbede yaşandı. Omer, ayağıyla ghouma bir tane vurdu. " Burada olmamaları gerekiyordu, içerde ne işleri var!" diye söylendi.

Adamın bacağına çok da derin olmayan bir çizik atmayı başaran ghoum biraz geriye yuvarlandı ama arkasından zıplayan bir diğeri, adamın bacaklarına sıkıca yapışır gibi olunca Varlo üstten ateş edip indirdi onu. Omer biraz topallayarak da olsa yukarı atabildi kendini. Koşarak, biraz da rastgele ilerlemeye devam etmeleri gerekiyordu.

Leera koştuğu yerin ilerisinden üzerlerine doğru gelen bir kaç ghoumu fark edince aniden çığlıklar atarak geriye doğru koşmaya başladı. Tırmandıkları yerden gelen ghoumlar ve koridorun öbür ucundakiler birleşip onları köşeye sıkıştırdılar.

Ölü Şehrin KöpekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin