Bölüm 14- Fare Kapanı

100 21 11
                                    


Kız, yüzündeki ifadesizlikle sadece Eron'a baktı. Onu tanıyordu; hem de çok iyi. Bir adım geri çekilmek istedi ama Eron, kızın yakasından kavrayıp onu içeri çekti. " Sen, benimle geliyorsun! Küçük kafanı patlatmadan önce yürü! "

Hayalet'i çekiştirerek peşi sıra sürüklemeye başladı. Eron'un eli arasında peçete gibi sallanarak düşe kalka ilerlemeye çalışan kızda ne bir ses, ne de bir tepki vardı. Sadece hızına yetişemiyordu. Eron için bu iş çok kolay olmuştu ama binanın içini boydan boya dolanırken çok fazla kurşun harcamıştı. Çoktan beş şarjör bitirmişti ve şu an silahlarından biri çeyrek, diğeri yarım dolu sayılırdı.

Tek eliyle Hayalet'i kavradığı için sadece sağ eliyle ateş edebilirdi. Gerisin geriye dönerken Eron'un arkada bıraktığı ghoum cesetlerinin yanından geçiyorlardı. Hayalet, etraftaki kafasız bedenlere baktı. Sonra gözünü karşıya dikti, geleni sezmişti. 

Eron da durakladı, dinledi. İleriden hırıltılar geliyordu. Bu kadar gürültülü bir ilerleyişin sonunda derin bölgelerdeki Alfa ghoumları üzerlerine çekmiş olması çok normaldi.

Yavaşça köşeyi döndüğü anda, yerdeki ghoum cesetleri üzerinde gezinip etrafa bakınan çok ama çok kızgın bir ghoum sürüsü ile karşılaşınca Hayalet'i yere savurdu ve diğer silahını da kavradı. Ancak hem mermisi, hem de yeterli mesafesi yoktu hepsini indirmek için. Ateş etmekten vazgeçti ve ağzından salyalar saçarak üzerine gelen sürüyü arkasına katıp, geriye koşmaya başladı. Eron hızlıydı ama ghoumlar da öyle.

Hayalet çoktan arayı açmış, önü sıra süzülerek köşedeki bir kapıdan içeri girmişti. Eron da hemen kendini oraya attı. Metal merdivenlerden indiler. Bu kadar yavaş olmasına rağmen nasıl aralardan sinsice sıyrılıp bir anda gözden kaybolduğunu bilmiyordu ama şimdilik Hayalet'i takip etmek en doğru fikirdi. 

Sonra aniden tekrar gözden kayboldu kız. Eron bir yandan gittiği yolu görmeye çalışıyor, diğer yandan tetikte bekliyordu. İlerideki parmaklıkların önünden geçerken ani bir pençe darbesi sıyırdı boynunu.

Parmaklıkların öbür ucundaki ghoum elini aralıktan uzatmış, Eron'a ulaşmaya çabalıyordu. Belindeki bıçağı çekti adam, ancak o sırada arkasından bir tanesi daha üzerine atlayınca, tepesindeki yaratıkla birlikte geriye yuvarlandı. Kendini toparlayamayıp, elindeki bıçağı düşürdü. Bacakları ile kendini iterek geri çekilmeye çalıştı. Ghoum kalkarak, üzerine doğru pençelerini savurdu ancak Eron kendini yana atıp kurtulmayı başardı.

Parmaklıkları zorlayan diğer ghoum, çabalarının sonunda iteleyerek kapıyı açmayı başarmış sayılırdı. Aralıktan bedenini yarıya kadar geçirmiş, aradaki mesafeye rağmen Eron'a ulaşmaya çalışıyordu. Adamın gözleri hızla bıçağı aradı. Karşısındaki ghoum ona doğru atladığı sırada, o da bıçağa doğru atladı. Ghoumun karnına soktu bıçağı ama yaratık tüm acısıyla bağırırken, bir yandan da hala Eron'u ısırmaya çalışıyordu. Salyalarıyla birlikte yüzüne sıçrattığı sıvı, Eron'un maskesi ve gözlüğünü kaplayınca tüm görüşü kapandı bir anda. Hırsla kollarını gerip, ghoumu geri tekmeledi ve karnından darbe alan yaratık yattığı yerden kalkamadı.

O sırada diğer ghoum, Eron'un ensesindeki kayışa pençelerinden birini geçirmeyi başarınca, adamı gerisin geriye kendine doğru çekmeye başladı. Önünü göremeyen Eron çırpınarak kendini kurtarmaya çalışırken rast gele bıçağı sallayıp ghoumun bilek kemiğini yarıya kadar yardı. 

Bileği kopacakmış gibi sallanan ghoum pençesini kayıştan kurtaramayınca, ani refleks ile geri çektiği kolundan ayrılan bilek Eron'un ensesinde takılı kaldı. Ghoum eli kopmuş bir şekilde sıkıştığı aralıkta çırpınıp duruyordu.

Ölü Şehrin KöpekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin