3. Teklif

10.4K 666 27
                                    

Saatlerdir yoldaydı. Sallanan araba midesini alt üst etmişti. Arabacı sanki bilerek çukurlara giriyordu. Yaşlı bedeni artık yolculuğu kaldırmıyordu. Hepsi o cadı yüzündendi. Sabahın köründe odasına gelip ondan başka kimseye güvenemeyeceğini söylemişti. Ne yapıp edip onu ikna etmeyi başarıyordu.

Araba bir kere daha zıplayınca "Yavaş ol." diye seslendi arabacıya. Adam her ne kadar bu kadar saat boyunca onu dinlememiş olsa da. Perdeyi aralayıp dışarıya baktı. Hava da aksi gibi bozuktu. Yağmur yağacak gibi görünüyordu. İçinden hiç bilmediği bir yerde mahsur kalmamayı diledi. Daha da kötüsü orada ölmemeyi. Yanında arabacıdan başka kimse yoktu. Gizlilik için bu her ne kadar önemli olsa da can güvenliği yoktu.

"Daha gelmedik mi?" diye sordu bir kere daha huysuz bir şekilde.

"Patlama, az kaldı."

Artam sinirle şapkasını çıkarıp başını kaşıdı. Bir de bu ağzı bozuk arabacıya denk gelmesi ne büyük şanstı. Araba durduğunda Artam perdeyi aralayıp neler olduğuna baktı. Dışarıdan adamların sesi duyuluyordu ki birden arabanın kapısında iri yarı bir adam belirdi.

"Ne işiniz var burada?" diye sordu kalın sesiyle. Adamın sırtındaki oklardan avlandığı belli oluyordu ya da birilerini avlıyordu. Bu düşünce güçlükle de olsa yutkunmasına neden oldu. Birden terleyen elleri titremeye başlayınca karşısındaki adam anlamasın diye dizlerinin yanına koydu.

"İzgi..." dedikten sonra bu bilgiyi verip vermemesi gerektiğini düşündü. "İzgi'yi arıyorum."

Adam sanki işaret verir gibi ıslık çaldıktan bir süre sonra ağaçlardan bir adam atlayıp tam karşısındaki adamın yanında durdu. O an o kadar korkuyordu ki bu adam ona bir yerden tanıdık gelmişti. Bunu korkusuna bağladı. Çünkü öyle olmasını istiyordu. Tanıdık birinin gelip onu kurtarmasını...

Artam'ı kaşlarıyla işaret ederek "Kim?" diye sordu.

Adam omuz silkti. "Sadece seni aradığını söyledi. Biraz daha üstelesem dili tutulacak."

Adam Artam'ı inceledikten sonra kahkaha attı. "Bu kadar korkuya rağmen beni aramaya geldiğine göre önemli olmalı." dedi eğlenerek.

Artam ölecekse de gururlu bir şekilde olması gerektiğini düşündü. "İzgi diyorum, sen misin?" dedi sesini sertleştirerek.

Adam biraz toparlanarak "Kim soruyor?" dedi.

Artam yerinde doğrularak "Kiyanya Krallığının en rütbeli ikinci kişisiyle konuşuyorsunuz."

İzgi'nin yanındaki adam ilgiyle gözlerini açtıktan sonra Artam'ı yakasından tuttuğu gibi arabadan aşağı indirdi. Siyaha dönük gözleri Artam'ın kalbinin hızlanmasına neden olmuştu. Artam'ı ağaçların arkasına doğru çekiştirip bir ağaca yasladı.

"Ne işin var burada?" diye sordu.

"Kraliçenin emriyle buradayım." dedi başı dik bir şekilde. Korkuyor olması görevini yaptığı gerçeğini değiştirmiyordu.

İzgi yanlarına gelip adamın koluna dokundu. "Sakin ol, neler olduğunu öğrenelim."

Adam başını sallayınca İzgi ile Artam göz göze geldi. "Anlat bakalım, neden geldin?"

"Dün bizden bir mesaj almış olmalısınız." dediğinde iki adam da rahatlamış gibiydi. İzgi gözlerini Artam'ın gözlerinden ayırmadan "Evet aldık." diye cevap verdi.

Artam başını kaldırarak "Mührünüzü görmek istiyorum." dedi.

İzgi sinirli bir şekilde elini saçlarının arasından geçirdi. "Mührüm yanımda yok ama mesajın içeriğinde kraliçenizin evlenmeme nedeni yazıyordu." dedi. Artık alaya almıyordu. Sesi gayet ciddiydi.

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin