36.Yemin

5.9K 435 23
                                    


Foto:Ayana

Ayana odadan çıktığında uyanmıştı. Onunla konuşması gereken şeyler vardı. Muhafızlardan taht odasında olduğunu öğrendiği için buraya gelmişti. Kral olduğu için kapıyı çalması ya da kim olduğunu söyletmesi muhafızlar tarafından garip karşılanacaktı. Bu yüzden odaya öylece girmişti. Tabi gördüklerinden sonra buna pişman olmuştu.

Ayana şaşkın bakışlarla ona bakıyordu. Yanındaki adam da. Ne diyeceğini bilemeyecek kadar hazırlıksız yakalanmışlardı. İlk toparlanan Ayana oldu. "Aral bizi yalnız bırakır mısın?"

Adam itaatkar bir şekilde başını sallayıp odadan çıkarken tam yanından geçmişti. Karısına sarıldığı halde kolundan tutup bir şey söyleyememişti adama. Odada yalnız kaldıklarında bir süre birbirlerine baktılar.

Ayana kollarını göğsünde kavuşturup "Bir şey mi oldu?" diye sordu soğuk bir tavırla. Açıklama yapmayacaktı. Karşısındaki adam bunu hak etmiyordu. Aralarında öyle bir ilişki yoktu ve olmayacaktı.

"Sen odadan çıktığında uyanıyorum." dedi alayla. Bu nasıl bir durumdu bilmiyordu ama günlerdi olan uykusuzluğu onunla aynı odada olduğunda dinmişti. Kana kana uyumamasına rağmen birkaç saatlik uyku yetmişti ona.

Ayana dikkatle baktı karşısındaki adama. Onun bu konuyu abarttığını düşünüyordu. Böyle bir şey mümkün olabilir miydi? Sonuçta bu adam yıllarca onsuz uyumuştu. Şimdi birden nasıl olurdu da o olmadan uyuyamazdı. Saçını kulağının arkasına sıkıştırdı zaman kazanmak için. "Aslında... çıktığımda baktım, uyuyordun."

Başını salladı. Bu kadar zaman beklemesi bile büyük fedakarlıktı. "Tabi başka işlerin vardı." dedi imayla.

Ayana umursamaz bir şekilde gözlerini devirdi. "Sen neden gelmiştin?"

Sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi. Aral ile neden sarıldıklarını merak ediyordu aslında. Ama soramıyordu. Onun yerine "Konuşmamız gerek." dedi.

Ayana başını salladıktan sonra masaya baktı. Pars onun ne demek istediğini anlayarak masaya ilerledi ve oturdu. Ayana da bir süre sonra masaya gelip onun karşısına denk gelecek şekilde oturdu.

"Seni dinliyorum."

"Gelirken ülkemin kraliçesini ve abimin çocuğunun annesini getirdim."

Ayana alayla kaşlarını kaldırdı. "Eski sevgilini yani."

Bunun bir önemi yoktu artık. Ayda yeğeninin annesinden daha fazlası olamazdı bundan sonra. Bunu Ayana'ya söylemesinin bir anlamı olmadığı için söylemedi. Ayana'yı duymazdan gelerek devam etti.

"Ülkemi senin ülkenle sınırından yönetmem için oraya bir üs kurulması gerekiyor."

"Tamam, hallederiz en kısa zamanda."

"İki ülke arasında sınırda bile olsa atla iki saate yakın zaman var. Sabah gidip gece geri dönmek zor olacaktır."

Ayana sıkılmış bir şekilde başını salladı. "Birkaç günde bir gelsen de benim için sorun olmaz." Acaba ondan uzakta olmanın hiç sorun olmayacağını hatta ayrılabileceklerini söylese miydi? Ona ihtiyacı kalmamıştı. Aral ona yeterdi.

"Aşula ve Ayda'nın güvenliği..."

"İnan bana buradan daha güvenli bir yer olamaz onlar için."

Pars başını sallayarak kabullendi. Rahat bir şekilde onları bırakabileceği tek yer burasıydı. "Askerlerin... yani ben aralıklı olarak geldiğimde..."

"Aral geri döndü. Ülkemde şu an hiçbir sorun yok. Her şey yolunda. Artam'ın hasta olması ve yönetimde olmaması bile problem oluşturmadı şimdiye kadar."

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin