24.Evli

7K 474 63
                                    


Ayana kendini tutmaya çalıştı. Karşısındaki adam fazlasıyla ciddi görünüyordu. Onun  karısı olmaya sanki çok meraklıydı. Sonunda kendini tutamayarak kahkaha attı. Pars şaşkın bir şekilde ona bakınca Ayana kendini zorlayarak durdurdu.

"Kendinizi çok önemsiyorsunuz Prens Pars." derken eğlendiği gözlerinden açıkça okunuyordu.

"Anlamadım."

Ayana gülümsedi. "Dünya üzerinde çok fazla adam var. Eğer sizinle evleneceksem bu sizin durumunuza üzüldüğüm için. Yoksa güç ve para için evlenebilecek olan yüzlercesi var. Gerçek bir evlilik konusuna gelince..." birkaç adım atıp Pars'a yaklaştı. Gözlerini onun gözlerine odaklayarak devam etti. "Kendinizi bana denk görmeyi bırak benden üstün olmanızı düşünmeniz ne kadar da komik."

Pars sinirle karşısındaki kadının gözlerine bakarken ona muhtaç olduğunu hatırlattı kendine. Onun şımarığın teki olduğunu biliyordu. Neden kendini tam tersine inandırmaya çalışmıştı ki? Onunla alay ediyordu resmen. Güçlükle yutkunarak "Evlenmeyi kabul ettiğinize göre buradaki işim bitti."

Ayana başını iki yana salladı. "Şartlarımı konuşmak istemiyor musunuz?"

Pars başını iki yana salladı. "Ben şartımı söyledim, sizinkileri de mecbur kabul edeceğimi biliyorsunuz."

Ayana keyifle gülümsedi. "O zaman yarın evleniriz."

Pars başını sallayarak odadan ayrıldı.

Ayana odada yalnız kaldığında keyifle gülümsedi. Pars'a onu reddetmenin bedelini ödetecekti. Ama bu keyfinin nedeni çok başkaydı. Neşeli bir şekilde şarkı söyleyerek uzun zaman önce hazırlattığı gelinliği almak için sandığını açtı. Beyaz gelinliği gördüğünde yüzünde tebessüm belirdi. Ne kadar da güzeldi. Zamanında da çok beğenerek diktirmişti. Büyük ihtimalle terziler deli olduğunu düşünmüştü. Şimdi ise aksine çok akıllı olduğunu ispatlıyordu bu gelinlik.

***

Sinirini nereden çıkaracağını bilmiyordu. Abisi ve halkı bu kadar büyük bir iyiliği hak ediyor muydu, bilmiyordu. Üstelik abisi Ayda ile nişanlanmıştı. Lanet olsun, neden onları kurtarmak zorunda hissediyordu ki? Bu sarayda gayet de rahat yaşayabilirdi. Şımarık kraliçeye rağmen... Şimdi geri dönüşü olmayan bir yola girmişti. Tüm hayatı boyunca o kadına katlanmak zorunda kalacak kadar kötü ne yapmıştı da böyle cezalandırılıyordu ki sanki?

Derin derin nefesler alarak koridorda ilerlerken İzgi'ye rastladı. "Bana olayları bir daha anlat. Gerçekten de ülkem işgal altında mı?"

İzgi hüzünle başını salladı. Ne olursa olsun bir süre orada yaşamıştı ve orayı çok sevmişti. Bu yüzden bu konuda yalan söyleyemezdi.

"Üzgünüm, Ayana'nın sabah gönderdiği casuslar biraz önce döndü ve bilgiyi doğruladı."

Sinirle elini saçlarının arasından geçirdi. "Ayana'ya bu sorun için evlenme teklifi ettim." dedi çok mutsuz bir ifadeyle.

İzgi iç geçirdi. Ne diyeceğini bilemiyordu. Aynı durumda olmak istemezdi. Bir yandan da Ayana'nın insanları nasıl sahiplendiğini biliyordu. Ona her şeyin iyi olacağını ya da Ayana'yı zamanla sevebileceğini söyleyebilirdi ama yapmadı. Şu an birini teselli edecek gücü yoktu. Hem boş yere umut vermiş de olabilirdi. Pars'ı bir şeylere zorlamak da istemiyordu.

"Ayana sana yardım edecektir, bu evlilik gerçekleşmese bile."

"Anlaşmanın sonunda vereceği askerleri şimdi verebileceğini söyledi."

"Belki de bunu kabul etmelisin."

"O zaman askerler ve halkımdan ölen olur. Bu işi kan dökmeden çözmek istiyorum."

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin