Ailesinin ölmesiyle büyük bir krallığın yükü omuzlarına kalan bir kız... Tek yapmak istediği kız kardeşini ve krallığını korumaktı. Sonra bir kadın olarak ülkeyi yönetmenin çok zor olduğunu fark etti. Evlilik tekliflerinden de sıkılmıştı. Ta ki herk...
Aral odadan ayrıldığından beri aklı ondaydı. Nereye gideceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Belen'in ne tepki vereceği konusunda da. Belen mutlu olsun diye Aral'ı mutsuz edecek kadar kötü kalpli biri olduğuna inanamıyordu. Kardeşi söz konusu olduğunda nasıl bu kadar kör oluyordu anlamıyordu.
Artam yavaş adımlarla odaya girdiğinde Ayana düşüncelerinden sıyrılıp ona baktı. "Her şey hazır mı?"
"Evet efendim. Yarışma için her şey ayarlandı. Yarışmaya katılmak isteyenler isimlerini yazdırdılar."
"Benim ismimi de yazdınız mı?"
Artam düşünceli bir şekilde Ayana'yı izledi bir süre. Ne diyeceğini bilemez bir şekilde yerinde kıvranırken Ayana kahkaha attı. "Benim ismimi yazmaya değer bulmuyor musun yoksa?" dedi alaylı bir ses tonuyla.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Efendim aksine bu konuda huzursuzum. Belki de insanlar sizi ok atarken görmemeliler."
Ayana gülümsedi. "Prens Pars'a bu konuda sözüm var. Onunla yarışacağım."
Artam bıkkın bir şekilde karşısındaki kadına bakıyordu. "Belki de bu yarışı herkesin içinde yapmamalısınız."
Ayana iç geçirerek başını salladı. "Haklısın, kimse görmese iyi olabilir. Yine de Prens Pars'a bu konuda sözüm var ve ben her zaman sözümü tutarım. Yarışmaya katılmayacağım, söz. Ama yarışmadan önce dostluk için Prens Pars ile küçük bir yarış yapmak istiyorum."
Artam başını salladı. "Prense bu konuda haber versem iyi olacak."
Ayana gülümsedi. "Sen yarışma için her şey ayarlanmış mı diye bir kere daha kontrol et. Prense ben haber veririm."
Artam başını sallayarak odadan ayrıldığında Ayana iç geçirdi. Prense bu yarışma için söz verirken ne düşündüğünü bilmiyordu. Adam sevdiği kadını getirmek istiyordu büyük ihtimalle. Aşka olan saygısı zaten büyüktü. Bunun için yarışmalarına gerek yoktu. Prens Pars işini düzgün yaptığı için bunu çoktan hak etmişti. Belki de yarıştan öylece çekilmeliydi. Kimsenin gururunu herkesin önünde kırmaya gerek yoktu. Prens bu yarıştan sonra ondan nefret ederdi.
Bazen düşünmeden hareket ettiğini kabullenerek odadan çıktı. Bir süre koridorda ilerlemişken birden durdu. Prensin odasının nerede olduğunu bilmiyordu ki. Geri dönüp odasının önündeki muhafızlara "Prens Parsa onunla konuşmak istediğimi söyleyin. Bahçede benimle buluşsun."
Muhafız başını sallayarak giderken Ayana da Belen'in odasına ilerledi. Belen'in kapısını çaldığında içeriden ses gelmedi. Yine de emin olmak için içeri girdiğinde Belen yatakta uzanmış tavanı seyrediyordu. Ayana korkarak kardeşine ilerlediğinde gözlerinin açık olduğunu görerek rahatladı.
"Ne yapıyorsun canım burada?"
Belen istemeyerek de olsa yerinden doğruldu. Ayana'nın gözlerine bakarak "Aral gitti." dedi.
