54. İtiraf

6.3K 603 125
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yıldıza dokunmayı unutmayın!!!

Göz göze geldiklerinde 'Değişmiş' diye düşündü acıyla. Karşısındaki kadının duygularının hep aynı kalacağını düşünmekle hata etmişti. Oysa dönmek için ne çok bahanesi olmuştu. Şimdi hiçbir bahane olmaksızın dönmüştü. Gelmesinin hiçbir nedeni yoktu. Aşktan başka.

Ellerini koyacak yer aradı bir süre. Koyacak yer bulamadığında göğsünde birleştirdi. Heyecanlandığını belli etmemeye çalışarak "Teşekkür ederim." dedi. Kral olduğunu söylememişti. Bunu vurgulama gereği görmemişti. Çünkü hala öyle olup olmadığını bilmiyordu. Evet, Pars bir kraldı ama onun ülkesinin kralı mıydı bilmiyordu.

Bir süre sessizce birbirlerinin gözlerine baktılar. Pars muzip bir bakışla "Bu kadar mı?" diye sordu.

"Ne?" dedi şaşkın şaşkın. "Ne bu kadar mı?"

Çarpık gülümsemesiyle ona baktı. Omuz silkti. "Yani ne bileyim uzun zaman oldu. İnsan bir 'özledim' der, bir sarılır. Yapmanı beklediğim en son şey hayalet görmüş gibi bana bakmandı sanırım."

Dudaklarını dişledi. Her zaman her yerde ne diyeceğini bilen kadın sanki lal olmuştu. Elini saçlarına götürdü dalgın bir şekilde kulağının arkasına yerleştirdi. "Ben... benim gitmem gerekiyor." diyerek bir adım atmıştı ki Pars kolundan tuttu.

"Nereye?"

Ayana birden kolunu çekti. "Hala benimle eğleniyorsun." derken gözleri dolmuştu. Onu deli gibi özlemişti. Öyle çok özlemişti ki sanki onsuz hayat durmuştu. Tam her şey düzelip onu unutmaya başlamışken karşısına geçmiş alay ediyordu. Onun önünde ağlamak istemiyordu. Hızlı adımlarla onun yanından ayrıldı. Saraya geldiğinde koridorda duyduğu sesle bir an arkasına bakma gafletinde bulundu ve onunla göz göze geldi. Eteklerini toplayarak koşmaya başladı. Ne yazık ki bir adam etekle koşan bir kadından daha hızlı koşuyordu ve Ayana'yı kolundan tuttuğunda Ayana nefes nefese kalmış bir şekilde ona bakıyordu.

"Neden kaçıyorsun?" diye sordu Pars.

Hala nefesleri düzene girmemişti. Düzgün nefes almaya başladığında yanağından bir damla yaş süzüldü. Hızla elinin tersiyle sildi. "Çünkü canımı yakıyorsun." diye yanıtladı Pars'ın sorusunu.

"Neden?" diye sordu aralarındaki mesafeyi tamamen kapatıp Ayana'ya eğilirken.

"Çünkü..." Ayana durakladı. Kaybedecek neyi vardı ki. Sonunda içinde tuttuğu şeyi söyleme fırsatı doğmuştu işte. "Seni seviyorum."

Bakışlarında önce şaşkınlık belirdi. Sonrasında şaşkınlığın yerini mutluluk aldı yavaş yavaş. Gülümserken "Ve ben Aral'ı öptüm." diye devam etti Ayana. Birden yüzündeki gülümseme soldu. Ne düşüneceğini bilemez bir şekilde karşısındaki kadına bakıyordu. Bir anda her şey karmakarışık olmuştu.

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin