39.Söz

6.2K 439 44
                                    


Foto: Ayana ve Aral

Pars yatağa yattığında Ayana kalbinin hızlandığını hissetti. Ne cesaretle onunla aynı yatakta uyuyabileceğini düşünebilmişti, bilmiyordu. Bir şey olmamış gibi kitabına devam ederken "Işık varken uyuyamam." dedi Pars.

"Işık olmadan uyuyamam." dedi Ayana cevap olarak. Pars'ın ona baktığını hissettiğinde ona bakma gereği duydu birden. "Ne?" diye sordu. Bu adam daha önce de onunla aynı odada uyumuştu. Şimdi mi aklına geliyordu ışık varken uyumayacağı? Hem defalarca uyumamış mıydı zaten?

Pars umursamaz bir şekilde omuz silkip örtüyü kafasına çekti. Ayana ise bir süre kitabını okumaya devam etti. Uykusu geldiğinde kitabını kenara koyup yattı. Aralarındaki yastık ona uzaktı. Yatak gerçekten de fazlasıyla büyüktü. İki insan istemediği ya da çok deli yatmadığı sürece birbirine değemezdi.

Gözlerini kapattı huzurlu uyumak için. Yine de uyuyamıyordu. Daha önce bir adamla aynı yatakta uyumamıştı hiç. Derin derin nefesler aldı. Uyuyamadığı zamanlar gözlerini kapatıp güzel anılar için hayal kurardı. Yine böyle yapmaya karar verdi.

***

Bu kadının yanında hiçbir şey olmamış gibi uykusunun gelmesi normal miydi bilmiyordu. Uykusunu almış bir şekilde gözlerini açtığında Ayana'nın pencere kenarında dışarıyı seyrettiğini gördü. Uzun saçları belinden aşağı süzülüyordu. Öyle güzel dalgaları vardı ki o saçlar sanki başka birine aitti. Bir süre onu izledi. Ne kadar da masum görünüyordu.

"Daha ne kadar izleyeceksin?" diyerek geri döndü Ayana. Bakışlarını onun yüzüne odaklamıştı. Gülümseyerek "Ben mi uyandırdım?" diye sordu.

Pars başını iki yana salladı. Uykusunu iki gündür iyi alıyordu. O yüzden de erkenden uyanmıştı. Yatakta doğrulduğunda Ayana ona elini uzatıp "Gelsene." dedi.

Pars anlamamış bir şekilde ona bakıyordu. Belki de rüya görüyordu. Sonuç olarak uyanmamış olabilirdi. Gözlerini kırpıştırdığında Ayana "Gel, hadi." dedi.

Pars kararsız bir şekilde ayağa kalkıp Ayana'ya ilerledi. Ayana elini indirip kollarını göğsünde kavuşturmuştu. Pars onun baktığı yöne bakarken güneşin doğmak üzere olduğunu fark etti. Öyle güzel görünüyordu ki sanki bir rüyadaydı. Bir süre büyülenmiş bir şekilde güneşin doğuşunu izlediler. Güneş tamamen doğduğunda Ayana ona baktı. "Beğenmene sevindim." dedi.

"Beğendiğimi söylemedim ki."

Ayana kaşlarını kaldırdı ilgiyle. "Gözlerin beğendiğini söylüyor ama."

Pars başını salladı. İnkar etmesinin bir anlamı yoktu. "Çok beğendim."

Ayana keyifle gülümsedi. "Bu sarayda güneşin doğuşu en güzel bu odadan görünüyor. Hatta balkondan daha da güzel görünüyor ama hava soğuk. Baharda oradan izlemek güzel olur." Bir an durakladı. "Ama sen bunu göremeyeceksin." dedi. Birden sesindeki neşe kaybolmuştu sanki.

"Benim ülkemde de güneş doğuyor."

Ayana güldü. "Tabi ki doğuyor. Herkes kendi ülkesinde güneşin doğuşunu izler artık."

Bakışları birbirini buldu bir süre. Sonunda Ayana gözlerini kaçırdı. "Her neyse kahvaltı edelim mi?"

Pars başıyla onayladı. "Üstümü değiştireyim."

Ayana başını salladı. "Ben de değiştireyim o zaman."

Pars odadan çıktığında Ayana iç geçirdi ve bir süre daha pencereden dışarıyı izledi. Güneş kim nerede olursa olsun yine doğacaktı. Korktuğu şey ise bu sürede ona alışmaktı. O gittiğinde onu özleyen bir kadın olmak istemiyordu. O inadıyla asla bu saraya bir daha gelmeyecekti. Kendine kızarak ofladı. "Gidecek ve bir daha gelmeyecek işte."

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin