27.

5.9K 442 25
                                    

Foto:Ayda


Pars ona baktığında göz göze geldiler. Yanındaki kadının gözlerine ilk defa bu kadar yakından bakıyordu. Kahvelerinde büyük bir samimiyet vardı sanki. Ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Bu sorunu o olmadan nasıl çözeceğini bilmiyordu. Bu evlilikten ilk anından beri nefret etmişti. Şimdi bundan kurtulma şansı varken yapamamak... Kanına dokunuyordu. Ve bu kadın... bazen öyle masum duruyordu ki onun bu haline inanamıyordu.

"Sen ne düşünüyorsun?" diye sordu Ayana'ya. Onun bu konuda ne düşündüğünü çok merak ediyordu. Sonuçta kabul etmek istemese de yanındaki kadının ne kadar zeki olduğunu biliyordu artık. O kadının dünyaya hükmedecek bir gücü vardı.

Ayana önce tek kaşını kaldırarak baktı kocası olan adama. Belki de son kez kocası olarak bakıyordu. Düşündüğü birkaç şey vardı ama bunun önemi olduğunu sanmıyordu. Pars ayrılmak istiyorsa artık bu sorun onun sorunu olmayacaktı. Dudaklarını dişledi adam ona dikkatle bakarken. Onun dikkatli bakışları gözlerini kaçırma isteği uyandırmıştı birden. "Belki de düşünmen gerekiyordur." diyerek kalkacak olmuştu ki Pars kolundan tutup ona engel oldu.

"Seninle konuşmak istiyorum." Bu sefer sesinde bir sinir yoktu. Daha çok bir rica vardı. Ayana kararsız bir şekilde bir süre ona baktı. Sonrasında usulca başını sallayarak yerine geri oturdu. İstemsiz bir şekilde de olsa biraz yan tarafa kaydı. Pars bunu fark ettiğinde iç geçirdi. Belki de onu korkutuyordu.

Ayana başını duvara yaslayıp gözlerini kapattı. Şu an dere kenarında olduğunu hayal etti. Elbisesinin eteklerini toplamış çıplak ayaklarıyla çime basıyordu. Arkasından minik bir kız 'anne' diye seslenerek minik adımlarıyla geliyordu. Hayallerinden sıyrılıp gözlerini açtığında "Ne konuşmak istiyorsun?" diye sordu.

"Bencilliğinden kurtulup bana yardım edebilme durumunu konuşmak istiyorum."

Bencil mi? Ayana bu sözü hak edecek bir şey yaptığını düşünmüyordu. Kızgın bakışlarını Pars'a çevirirken artık duvara yaslanmıyordu. "Bana hakaret edebilme hakkını nereden bulduğunu bilmiyorum!" diye söylendi sinirle. Hızla ayağa kalkarken Pars kolundan tutup çekince dengesini kaybedip Pars'ın üstüne düştü. Pars'ın da dengesi birden kaybolunca ikisi de kendilerini yerde boylu boyunca yatarken buldular. Ayana Pars'ın üstünde şaşkın bakışlarla bakarken toparlanması gerektiğini çok sonra fark etti. Hızla yerinden kalkıp odadan çıktı.

***

Ayana hızla odadan çıktığında Pars bir süre olduğu yerde kaldı. Gözlerini kapattığı anda Ayana'nın nefesini tekrar hissediyordu sanki. Bu kadın ona büyü mü yapmıştı? Bir süre yerde düşünceli bir şekilde uzandı. Ellerini başının altına koydu. Bu kadından ayrılsa abisini kurtarmak için elinde asker olmayacaktı. Evliliğe devam etse... o kadınla bir ömür yaşamak zorunda kalacaktı.

Yavaş hareketlerle doğrulunca muhafızın kapıda onu izlediğini gördü. "Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda muhafız başını salladı.

"Artık özgürsünüz efendim."

Pars ayağa kalktığında anlamamış bir şekilde muhafızı izliyordu. "Anlamadım, neden?" diye sordu.

"Kraliçemizin emriyle artık özgürsünüz. Ve yine kraliçemizin emriyle 3 gün içinde bu sarayı ve ülkeyi terk etmelisiniz."

Pars başını salladı. İstediği bu değil miydi, özgür olmak... Şimdi neden huzursuz hissediyordu ki? İstediğini almıştı sonunda. Lanet olsun, abisi vardı. Onu kurtarması gerekiyordu hala.

Odadan çıkarken kafası oldukça karışıktı. Bir an Ayana ile yeniden konuşması gerektiğini düşündü. Ona bencil demeseydi şimdi belki de çözüm bulmak için konuşuyor olabilirlerdi. Uzlaşmak için Ayana'nın odasına bir adım atmıştı ki muhafız önüne dikilip "Artık yetkileriniz yok." dedi. Ayana tüm anlaşmaları bozmuştu demek. Evliliği de...

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin