12

6.9K 444 15
                                    

Tüm gece yatakta dönüp durmuştu. Bir türlü uyuyamamıştı. Sabah olduğunda sinirle yataktan kalktı. Bugün güzel görünmesi gerekirken uykusuzluk yüzünden fazlasıyla çirkin görüneceğine emindi. Hepsi Aral ile yaptığı konuşma yüzündendi. Ne yapsaydı? Belen onun bu hayattaki tek varlığıydı. Zaten her şeyi onun için yapmıyor muydu? Onun güvenliği için çalışıp duruyordu yıllardır. Bazı geceler uyku bile uyumuyordu. Bu hayatta ondan başka kimsesi yoktu. O yüzden de kimse umrunda olmamalıydı. Belen'den başka hiç kimse.

Alba odaya girip şaşkınlıkla "Uyanmışsınız." dediğinde Ayana başını sallamakla yetindi.

"Kahvaltımı odama istiyorum." derken gözlerini zor açıyordu. Keşke biraz rahatlayabilse ve tüm gün uyuyabilseydi.

"Prenses Belen sizinle kahvaltı etmek istiyordu."

"O zaman buraya gelebilir. İstemiyorsa sonra birlikte kahvaltı edebiliriz."

Alba başını sallayarak odadan ayrıldığında Ayana oflayarak aynaya baktı. Gözleri uykusuzluktan şişmişti. Elleri istemsizce gözlerine gitti. İç geçirdi. "Zaten benim için değil krallığım ve hazinem için geliyorlar." diye mırıldandı.

Alba bir süre sonra odasına geldi. "Prenses Belen kahvaltıdan sonra yanınıza gelecekmiş." dediğinde başını salladı. Belen'in kim bilir ne işi vardı? Bu kız sabahın erken saatinde uyanıp ne yapıyordu ayrıca?

Kahvaltısı bittiğinde Belen odaya girdi. "Evleniyorsun ve benim haberim yok öyle mi?" dedi sinirle.

Ayana gülümsemeye çalışarak kardeşine baktı. "Henüz bir şey olduğu yok canım."

Belen gözlerini dikmiş Ayana'yı izliyordu. "Bir şey olmasa da ilk benim bilmem gerekmiyor mu?" derken sesinden ne kadar kırıldığı belli oluyordu.

Ayana kardeşinin yanına gelip ellerini tuttu. "Senin insanları etkileme gücün olduğunu biliyorum Belen. Bu yüzden bu olaya karışmanı istemedim. Eğer bir şey olacaksa senin ikna yeteneğin sayesinde olmasını istemiyorum."

Belen gülümseyerek ablasına baktı. "Evet bu konuda gerçekten yetenekli olduğum söylenebilir." derken yüzünde muzip bir ifade vardı. Siniri geçmişti.

"İşte bu yüzden senin karışmanı istemiyorum kesinlikle."

Belen gülümsedi. "Pekala, öyle istiyorsan."

Ayana şefkatle kardeşine sarıldı. Bu hayatta sarıldığında huzur bulduğu tek insandı kardeşi. "Şimdi bu akşam için güzel bir eğlence hazırlayacak mısın?" derken gülümsüyordu.

Belen gülümseyerek başını salladı. Heyecanla "Sen de bu gece çok güzel olmalısın." dediğinde Ayana gülümsedi.

"Sanırım bu konuda bana yardım etmek istiyorsun."

Belen muzip bir şekilde gülümsedi. "Öyleyse eğlenceden önce hazırlanmana yardım etmek için gelirim." diyerek heyecanla odadan çıktı.

Ayana kardeşinin arkasından gülümsedi. Onun hayat dolu oluşu ona hep umut veriyordu.

***

Artam yavaş adımlarla koridorda ilerlerken "Artam." diye seslenilince durakladı. Arkasına baktığında Aral'ın geldiğini gördü. Sonunda ona yardımcı olmaya karar vermişti demek.

"Kraliçe ile konuştum. Bugün gelecek misafirleri ağırlamak için sana yardım edeceğim."

Artam keyfi yerine gelmiş bir şekilde gülümsedi. "Güzel, misafirler öğlene doğru ülke sınırlarına gelecekler. Prens Uzam kara yoluyla gelecek. Fakat Kral Iraz gemi ile gelecek. Onu karşılamanız şimdilik yeterli."

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin