31. Uykusuz

5.9K 439 33
                                    


Ayana Pars'ı duymamış gibi yaparak yataktan kalktı ve kanepeye ilerledi. Onunla uyumayacaktı. Lanet adam onun karısı olmayacağını söyleyip bir de onunla uyumak mı istiyordu? İzin verse ne olacaktı? Sonrasında onunla yatmak isteyecekti belki de. İstediği gibi onu kullanıp bir gün sıkıldığında sırtını dönüp gidecekti. Bu kadar acımasız ve bencilken nasıl aptal gibi ona uyacağını düşünebiliyordu?

Kanepeye yattığı gibi sırtını döndü. Onu görmek istemiyordu. Sadece acısı olduğu için buna göz yumuyordu. Yarın gittiğinde en azından birkaç gün huzurla uyuyacaktı. Ondan uzakta gayet huzurlu hissedeceğini biliyordu. Bu adam yarın gittiğinde ülke yönetimiyle uğraşacak ve onu aklından atacaktı. Geri döndüğünde ise artık bu odaya gelmesine izin vermeyecekti. Sınırları yeterince zorlamışlardı. Bundan fazlası kendinden ödün vermek olacaktı.

"Benimle evlenmeyi kabul edip benimle uyuyamayacak biri olman ne garip."

"Biz evli değiliz." Sesi kesin ve sertti. "Asla da öyle olmayacağız."

İzgi'nin sözleri aklına geldi. Ayana söylediği her şeyi harfine kadar ödetecekti. Bir gün bu kadınla olmak istemeyecekti. Asla o kadar düşmeyecekti. Bu sıralar abisinin kaybı yüzünden kendini bu odada buluyordu. Başka bir nedeni yoktu. Orada yatan kadın onun hoşlanabileceği bir kadın değildi. Hiçbir zaman da olmayacaktı. Ne olursa olsun dağdan büyük bir kibri vardı o kadının. Kendinden başka hiç kimseyi düşünmüyordu. Az önce uyuyamadığını söylemesine rağmen bunu umursamamıştı nerdeyse. Üstelik bakire değildi. İşte bu asla evli olmayacaklarının en önemli nedeniydi. Başka bir adama ait olması bu evliliği hiç başlamadan bitiren en önemli nedendi.

***

Bütün gece uyuyamamıştı. Ne düşünürse düşünsün hiçbir şey Belen'in onu affetmesi için bir neden değildi. Kırılan bir şey kolay kolay geri gelmiyordu. Sıkıntılı bir şekilde yerinden kalkıp pencereye ilerledi. Gün doğalı epey zaman olmuştu. Elini saçlarının arasından geçirip "Özür dilemem bir şeyi değiştirmeyecek." diye mırıldandı. İç geçirdi sesli bir şekilde. "Ama zamanla yaptıklarımı unutturabilirim belki."

Bu umuda tutundu birden. Bir yere gidemeyeceği konusunda kesin bir kanıya varmıştı. Nereye giderse gitsin aklı Belen'de kalacaktı. Madem ayakları başka yere gidemeyecek kadar güçsüzdü o zaman verilen şansı iyi değerlendirmek zorundaydı. Yoksa şu an olduğu gibi aldığı nefesten hiçbir tat alamayacaktı.

Hızlı adımlarla odadan çıktı. Aklına gelen şeyi yapmak için az bir zamanı vardı. Belen'e eski güzel günleri anımsatacak bir şey yapacaktı.

***

Kanepede uyuyamamıştı. Hele ki o rahat yatağından kalkıp kanepeye yatmak öyle zor gelmişti ki... Bir daha bu adamı odasına almaması gerekiyordu. Yoksa ağrıdan duramayacak duruma gelecekti. Oflayarak kanepeden kalktığında Pars'ın çoktan uyanmış ve giyinmiş olduğunu fark ederek hızla yataktan kalktı. Yastığını aldığı gibi adeta yatağına koştu. Pars anlamsız bir şekilde ona bakarken Ayana bunu umursamayarak yatağına yattı. Gözlerini usulca kapatıp "Evinde huzurla istediği kadar uyu. Döndüğünde bu yatakta uyuyamayacaksın." diye mırıldandı.

"İstediğim kadar ülkemde kalmama izin veriyorsun yani?" diye sordu alayla.

Ayana başını salladı. "Şu aptal evlilik olmasa gelmesen de sorun olmazdı ama ne yazık ki dönmek zorundasın."

"Ben de dönmek istemiyorum."

Ayana gözlerini açtı. Pars alınmış mıydı? Bunu anlayabilmesi için yüzünü görmesi gerekiyordu ama sırtı dönük olduğu için göremiyordu. Gözlerini kapattı. Daha fazla uykusuzluğa dayanamayacaktı.

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin