29. Özlem

6.6K 431 14
                                    

Foto:Ayana Ve Aral 


Huzur mu? Bu adama mı? Onu her gördüğünde sinirden kuduran bu adamdan bunları duymak tuhaftı. Ne hissedeceğini bilemiyordu. Onun sıcaklığı hala omzundaydı. Daha önce bir adamla bu kadar yakın olmamıştı. O yüzden heyecanlanmıştı. Kalbi hızlı hızlı atıyordu sonunda iç geçirerek geri çekildiğinde Pars onun huzursuzluğunu anlamış olacak ki başını kaldırdı. O an göz göze geldiler. "Ben..." dedi Ayana ama devamını getiremedi.

Yarım bir gülümsemeyle baktı karşısındaki kadına. Şaşkınlığında kibri ve bencilliği yok olmuştu sanki. Masum bir kız çocuğu gibi bakıyordu. Pars ilk defa onu böyle savunmasız ve saf bir şekilde gördüğüne inanamıyordu. "Konuşmak istemiyorum." diye mırıldandı. "Sadece yanımda biraz kalıp bana huzur vermen yeterli."

Başını salladı usulca. Abisini kaybettiği için şu anda onun istediği her şeyi yapmak zorundaydı sanki. Başta bunu duyduğunda kendini suçlamıştı. Sonrasında ise askerleri verse bile asla yetişemeyeceklerini biliyordu. Yavaş adımlarla yatağına ilerleyip oturdu. Pars ona bakarken "Tamam, konuşmayalım. Hadi gel." diyerek hafifçe yatağa vurdu.

Pars uslu bir çocuk gibi yatağa gelip oturduğunda göz göze geldiler. "Dinlen biraz, sonra fırsatın olmayabilir." dediğinde Pars yatağa uzandı. Bir süre sessiz sessiz oturan Ayana sonunda sıkılınca ayağa kalktı. Bu adam başında bekçilik yapmasını beklemiyordu değil mi? Pencereden dışarıyı izledi bir süre. Bu adamla evli kalmaya karar vermişti ama bunun sonuçlarını hiç düşünmemişti. Sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi. Evliliklerini iptal ederken insanları kandırdıklarını söyleyeceklerdi resmen. Bu zamana kadar insanları yönetebiliyorsa bu dürüstlüğü sayesindeydi. Şimdi onlara yalan söylemiş olmak canını sıkıyordu. Yine de her şeyi onlar için yapıyordu.

Arkasına dönüp yatağında yatan adama baktığında göz göz geldiler yine. "Bir şey ister misin?" diye sordu sıkıntılı bir şekilde.

Pars başını iki yana salladı. Ayana ise odanın üstüne üstüne geldiğini düşünüyordu. Sıkıntılı zamanlarda odasında kalmak her zaman zor olmuştu onun için. Biraz hava alabilmek için neler vermezdi ki. Balkona çıkmaya karar verdi. Odadan çıkmadan hava alabilmenin tek yolu buydu. Balkon kapısını açtığında "Nereye?" sorusuyla durakladı. Bu adam bebek gibi ilgi beklemiyordu değil mi? Onun duygularını çok yoğun yaşadığına emindi. Sonuçta büyük bir kayıptı ama onlar birbirlerinin hiçbir şeyi değildi. Bunun için söz vermiş de değillerdi. O yüzden bu sıkıntıyı onunla paylaşamıyordu. İçinden üçe kadar sayıp arkasına döndü.

"Biraz hava alacaktım."

Pars bir şey söylemeyince Ayana iç geçirdi. Balkona çıkmaktan vazgeçip kitaplığa doğru ilerledi. Bu kitapları defalarca okumuştu. Eli kitapların üstünde gezindi bir süre. Üzgünken okuduğu kitabın üstünde durdu. İşte en çok okuduğu kitap da buydu. Onu teselli etmeye yeten sözcükleri vardı bu kitabın. Yatağın yanındaki koltuğa oturup kitabın ortasından açtı ve okumaya başladı.

Bir süre daha odada sessizlik oldu. Pars'ın "Sesli okur musun?" sorusuyla Ayana gözlerini ona çevirdi. Uzun zamandır kimseye kitap okumamıştı. En son küçükken Belen'e kitap okuduğunu hatırlıyordu. Kitabı kapatıp "Senin hüznünü alacak bir kitap değil." diye mırıldandı.

"Beni teselli edecek bir şey var mı ki?" diye alayla söylendiğinde Ayana gözlerini kaçırdı.

"Seni anlamak için elimden geleni yapıyorum. Sonuçta ben... Belen için seninle evlendim. Onun için hayatım boyunca bana nefretle bakacak bir adama evet dedim. Onun canı acısa savaş çıkarırım. Öyle ki onun ölümünü düşünmek bile delirmeme neden oluyor. Şimdi senin bunu yaşıyor olman..."

Seni Aradım -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin