Günün geri kalanında Taehyung ve Jungkook'un azarlamalarına mağruz kalmıştım. Haddimi aşmıştım biraz ve bunun için kovulabilirdim. Üstelik emindim ki benim hala bir üniversite öğrencisi olduğumu üst mevkidekiler biliyordu. Yoongi'yle olan ilk karşılaşmamız kötü sonuçlansaydı çoktan kapı dışarı edilmiştim de.Yoongi'ye yaklaşmamam lazımdı. Yoongi'ye dokunmamış olmam lazımdı. Ama ona yaklaşmış, ona dokunmuştum. Elbette bundan pişman değildim. Sadece dikkatleri üzerime çekmiş olduğum için tedirgin hissediyordum.
Yoongi'nin bana karşı saldırgan bir tutum sergilememesi ondan bilgi almak için kullanılacağım anlamına mı gelecekti? En başından beri görevim bu olsa da, eğer böyle bir şey yaparsam kendimi hain gibi hissecekmişim gibi bir his vardı içimde.
Odaya gireceğim sırada Taehyung'un kolumu tutmasıyla durdum.
''Jimin, dikkat et.''
Bir şey söylemeden kolumu elinden kurtarıp içeri girdim. Yatağın kenarına kıvrılmış bir şekilde yatıyordu Yoongi.
''M-Merhaba?''
Yerime oturup tepki vermesini bekledim. Birkaç dakika sonra kalkıp karşıma oturdu. Yüzü daha kötü gözüküyordu. Ve- tuhaf. Göz bebekleri büyümüş ve yüzü hafif morarmıştı. Aldığı darbelerden oluşacak tarzda bir morarma değildi bu. Sanki doğal ten rengi buymuş gibi bir morarmaydı.
Bana öylece bakarken bildiğim her şeyi unutmuş gibi hissettim.
''B-Bugün nasılsın?''
Cevap vermeyecek gibiydi.
''Yoongi, ben çok üzgünüm. Benim yüzümden-''
''Senin yüzünden değildi. Hiç bir şey yapmamış olsaydın da bu halde olurdum, Jimin.''
Benden daha düzgün bir şekilde konuşuyor olması yüzünden ağzım açık kalmıştı. Ve adımı biliyor olması da.
''Adımı-''
''Arkadaşın seslenirken duymuştum.''
''Ah, pekala.''
Ona sormak istediğim şeyler vardı. Salgın yüzünden insanların dönüştüğü şeylerle ilgili merak ettiğim çok şey vardı.
Yoongi üç senedir bu haldeydi ve bunun hakkında bir şeyler biliyor olmalıydı.''Sor, Jimin.'' dedi ellerini birbirine geçirip masanın üzerine koyarken.
''Neden?''
''Ne neden?''
''Neden benimle konuşuyorsun?''
''Konuşmamamı mı isterdin?''
''Hayır ama diğer doktorlara pek iyi davranmamışsın. Buraya geleli hemen hemen bir hafta oldu ve bir hafta içinde-''
Masaya doğru eğilip çizgiye birkaç santim kala durdu. Yakınlığı hem nefesimin hem de sözümün kesilmesine yetmişti de artmıştı.
''Hoşuma gittin sadece.''
Hoşuna gitmek mi?
Eğer karşımda sağlıklı bir beden olsaydı benimle flört etmeye çalıştığını düşünürdüm.
''Şey, pekala.''
Şu an yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna her iddiasına vardım.
![](https://img.wattpad.com/cover/92283150-288-k599097.jpg)