Açıkcası Jungkook ve Taehyung'un Yoongi'nin durumunu abarttığını düşünüyordum. Çünkü tehlikeli olduğunu söyledikleri zaman bile Yoongi'nin yaptığı en tehlikeli şey defterimi elimden almak olmuştu. Ama Yoongi'nin kemiklerine yapışmış derisini ve kandan beyazlığı gözükmeyen gözleri onların haklı olduğunu ispatlıyordu.Kadınınki gibi olmasada onun da elleri ve ayakları bağlanmıştı.
''Y-Yoongi?''
Gözlerini tavandan ayırıp bana döndü. Gülümsediğinde kanlı beyaz dişleri gözükmüştü.
Cama dönüp ''Yaklaşabilir miyim?'' dediğimde Jungkook başını onay verir şekilde salladı.
''Dikkatli ol, Jimin.''
Sandalyelerden birini çekebilirdim yere sabitlenmiş olmasalardı eğer. Yatağa oturma konusunda tereddüt etsem de ayakta dikilmem tuhaf durabilirdi. Yavaşça kenara oturduğumda başını bana doğru çevirdi.
''Kendini nasıl hissediyorsun?''
Kısıkça kahkaha attı.
''J-Jiminie.'' dediğinde sesindeki hırıltı beni ürkütmüştü.
''O gün geldiğinde burada olmanı istemezdim.''
''H-Hangi gün?''
''Yakında öğreneceksin.''
''Ne demek istiyorsun?''
Önemli bir günden mi bahsediyordu?
''Jimin.''
''Efendim?''
''Acaba böyle olmasaydım-''
Birkaç kez öksürdü. Elini ağzına götürmeye çalıştığında zincirlerin sesi duyulmuştu.
''Benim hakkımda ne düşünürdün?''
Şu anki halinden mi yoksa denek olmadan önceki halinden mi bahsettiğini anlayamamıştım. Hem ne düşünebilirdim ki?
O an ailesinden birinin onu ziyarete gelip gelmediğini merak ettim. Babası nasıl izin verebilirdi oğluna böyle davranılmasına?
''Babam benden nefret ederdi.''
''E-Efendim?''
''Düşüncelerini okuyamıyorum elbette ama hissedebiliyorum. Babamı düşünüyordun.''
Tamam, bu kesinlikle korkutucuydu.
İçimden oturduğum yerden kalkıp odanın ona en uzak olan köşesine gitmek geldi.
''Eşcinsel olduğumu öğrendiğinde deliye dönmüştü. Ardından intihar girişimim. Sınavlarımın düşüşü derken bir gün-''
Soluksuz kalmış gibi hızlı hızlı nefes aldı. Ben de o sırada Jungkook'a baktım göz ucuyla. Heyecanla bizi izliyordu.
''Bir gün-'' dedi derin bir nefes almadan önce.
''Bir gün beni çağırıp bundan bahsetti. Hem kendim için hem insanlık için faydalı olabileceğimi söyledi.''
Kafasını geriye atıp kahkaha attığında geriye gitmemek için kendimi zor tuttum. Ondan korktuğumu düşünmesini istemiyordum.
''Tanrım, ne kadar aptalmışım! Benimle gurur duyacağını söylediğinde heyecanla kabul etmiştim. Ardından bunun gibi bir tesise götürdü beni.''
Anlatacaklarını duymak istediğimden emin değildim. Nedensizce huzursuz hissetmeye başlamıştım kendimi.
''Üzerimde deneyler yaptıklarında acıdan başka bir şey hissetmemiştim. Saniyede binlerce iğne batırılıyormuş gibiydi, bunu hayal edebiliyor musun?''