''Y-Yoongi?''Hoseok, başını omzuma yaslamış olan Yoongi'ye dehşeyle bakıyordu.
''J-Jimin?''
Taehyung koşarak üzerime atladığında geriye doğru sendelemiş ve Yoongi'nin düşmesine neden olmuştum.
''Ç-Çok üzgünüm.''
Hoseok hızlıca Yoongi'yi sırtına aldı.
''Gidelim.''
...
''Şimdi ne yapacağız?'' dedi Taehyung bana daha da sokulurken.
Arkadaşımın bana yavru bir kedi gibi sırnaşmasana alışık olduğum için bu davranışlarını artık normal karşılıyordum.
''Siz değil, biz ne yapacağız?''
Hoseok'un peşinden o odadan, ardından sığınaktan çıkmıştık. Şimdiyse üçüncü bölge yakınlarında, eski evime benzer bir evin ufak salonunda oturuyorduk. Geleli neredeyse iki saat olmuştu ve Yoongi hala gözlerini açmamıştı. Onun için korkuyordum.
''Söylediğimiz gibi, savaşacağız.'' dedi Namjoon.
''Kendinizi kontrol edebiliyor musunuz ki?''
Yoongi etrafta olmadığında Taehyung daha rahat ve cesaretli oluyordu.
''Hepimiz değil, doktor.''
Namjoon'un onun doktor olduğunu bilebileceğinden emin olduğum için Taehyung'a böyle hitap etmesini beni şaşırtmamıştı.
''Bedenine hükmedemeyenlerin nasıl olduğunu en iyi siz bilirsiniz burada.''
Taehyung'un yüzü gerildi.
''Hey! Biraz-''
''İzin ver, Hoseok.''
Hoseok ''Yoongi'ye bakacağım.'' dediğinde tereddüt etmeden peşinden odadan çıktım.
Taehyung'un onu Namjoon'la yalnız bıraktığım için bana küfürler ettiğine emindim.
''Fazla sıkıcı, değil mi?''
Hoseok'un güven verici ve rahatlatıcı havası sayesinde üzerimdeki ağırlığın kalktığını hissettim.
''Etrafımdaki insanlar sürekli sürtüşme içinde. Bu beni geriyor.''
Yoongi'nin odasının önüne geldiğimizde durduk. İçeri gireceğim sırada Hoseok beni durdurdu.
''Sana karşı yumuşak davranıyor olabilir ama yine de dikkatli ol. Olur mu?''
Başımı onaylarcasına salladım. Zaten Yoongi'nin bana zarar vermeyeceğinden emindim. Ona güveniyordum.
''Ben dışarıdayım.''
İçeri girdiğimde soğuk hava yüzüme çarpmıştı. Yoongi hastaydı ve bu kadar soğuk bir odaya mı yatırmışlardı onu?
Çift kişilik yatağın içinde küçücük kalmış bedenin yanına oturdum yavaşça. Yüzünün daha ne kadar solabileceğini bilmiyordum.
Hoseok Yoongi'nin iyi olacağını söylemişti ama neden öyle hissetmiyordum?
Parmak uçlarımı yanağında gezdirdim. Teni, her zamanki gibi, soğuk ve kuruydu. Morarmış dudak kenarlarına dokundum baş parmağımla. O bu haldeyken onu arzuluyor olmam bencilce ya da kötü bir şey sayılır mıydı?
''J-Jimin?''
Dudaklarına odaklanmış olduğum için o seslenene kadar gözlerini açtığını fark etmemiştim.
''H-Hyung!''
Ağır hareketlerle bileğimi kavrayıp elimi dudaklarına bastırdı. Dudaklarını tenimde hissetmek daha önce hissetmediğim şekilde hissetmemi sağlıyordu.
''Özür dilerim.'' dedi kısık çıkan sesiyle.
Ne için özür diliyordu ki?
''Öyle bir şey yaptıktan son-''
Durumunun kötüleşmesi ve sığınaktan çıkmak zorunda olmamız Yoongi'yle yaptığımız şeyi unutmama neden olmuştu ve şimdi Yoongi donuk yüz ifadesine rağmen parıldayan gözleriyle bana bakarak bunu hatırlatıyordu.
''Hyung!''
Dudakları kıvrıldı hafifçe.
''Rüyamda seni gördüm.''
''B-Beni mi?''
Sırt üstü yatmaya çalıştığında acıyla inlediği için dönmesinde ona yardım ettim.
''Yüzün kızarmıştı ve çok hızlı nefes alıyordun.''
Benimle ilgili kirli bir rüya mı görmüştü?
''Vücudun...''
Birkaç kez öksürdükten sonra nefesinin düzelmesini bekledi bir süre.
''Fazla sıcaktı.''
Gerçekten de kirli bir rüya görmüştü.
''Rüyamı gerçekleştirir misin...''
Elini bacağımın üzerine koyduğunda bacağım karıncalanmaya başlamıştı.
''...Jimin-ah?''
Yoonmin ficinde Hoseok aşkımın kabarması normal? ( ̄^ ̄)