Yoongi'yle zemin kata inerken yüzümdeki morlukların nasıl olduğunu anlatmıştım ona. O da ayrıldığımızdan beri başından neler geçtiğini anlatmıştı. Ve ona sıkıca sarılmamak için kendimi zor tutuyordum şimdi. Ama eğer böyle bir şey yaparsam ona acıdığımı düşünmesinden korkuyordum. Ona acımıyordum. Hiçbir zaman da acımamıştım. Hissettiğim şey sadece üzüntü ve şefkatti.''Neden buraya geldik?''
''Çünkü o burada.''
Kim demek için ağzımı açmıştım ki yıkıntıların arasından bize doğru gelen Namjoon, Bay Min ve adamlarını gördüm. İki adam yüzüne çuval geçirilmiş iki bedeni sürükleyerek birkaç metre ötemize bıraktı. Çuvallar açıldığında boğazımı acıtan bir çığlık atmıştım.
''T-Taehyung!''
Kıpırdamıyordu.
''Taehyung!''
Yanına gitmek için hamle yaptığımda Yoongi kolumdan tutup beni geriye savurdu. Sendeleyip yere düştüm.
''Burada kal.''
''Bence de, Jimin-ah. Yeterince burnunu soktun zaten.'' dedi Namjoon.
''Arkadaşlarınız için üzgünüm. Yanlış çıkışı kullandılar. Aptallar.''
Bunu Bay Min demişti. Yoongi'ye, Taehyun'a ve Hoseok'a yaptıkları yüzünden Yoongi'den önce onu ben öldürmek istiyordum.
''T-Tanrım.'' diyebildim hıçkırıklarımın arasında.
Kaçamamışlardı. Hoseok onu koruyamamıştı. Arkadaşımın yanındaki bedene baktığımda onun kendini de korunamadığını fark ettim. Ona kızgındım. Yumruk atmak istiyordum her zaman neşeyle parıldayan yüzüne. Ama yapamazdım. Öylece yerde yatan o güzel bedene vurabilmem imkansızdı.
Yoongi'nin bana sarılmasını ve onların iyi olacağını, bizim iyi olacağımızı söylemesine ihtiyacım vardı ama gözlerimi açtığımda onu görememiştim. Ve birkaç kolon yıkıldığında Namjoon'la birbirine girmiş olduklarını gördüm. Birbirlerine acımasızca vuruyorlardı.
''İyi anlaşıyorlar, öyle değil mi?''
Bay Min ayakkabısının ucuyla Taehyung'un bedenini iteklediğinde bayılacağımı düşündüm. Ona saldırmak istiyordum. Arkadaşıma dokunduğu için onu doğduğuna pişman etmek istiyordum ama hareket edemiyordum. Taehyung'un bana ihtiyacı vardı ve ben bedeninin tekmelemişini izlemekten başka bir şey yapamıyordum.
''Güzel bir çocuktu. Yazık oldu doğr-''
Ağzından fışkıran kanlarla sözü kesildi. Taehyung'un üzerine düştüğünde bedeni yerimden ancak kalkabilmiştim. Ona ne olmuştu?
''Sen iyi misin?''
Molozların ufak bir tepecik oluşturduğu yerde çömelmiş bana bakan Jungkook'u gördüm. Ne zamandan beri orada olduğunu bilmiyordum ve az önce gördüklerimden sonra da bu umrumda değildi.
''B-Ben-''
Yerinden sıçrayıp Bay Min'in cesedinin başına geldi. Tekmeleyerek onu Taehyung'un üzerinden kaldırmıştı. Titreyen bacaklarımı görmezden gelerek arkadaşımın yanına koştum.
''Taehyung!''
Yüzünü yüzüme çevirdim. Her yerinde kan vardı. Hayatımda hiç görmediğim kadar kan.
Jungkook'un ''Yoongi bunun için beni öldürecek. Ama kendimi daha fazla tutamadım.'' diye mırıldandığını duydum.
''J-Jungkook!''