Odaya girerken Yoongi'yi değil de Yugyeom'u kötü bir halde bulmayı bekliyordum.''Yugyeom!''
Hoseok onu tutup odanın diğer köşesine savurdu. Yugyeom uzaklaştığında Yoongi kafasını kaldırıp öksürüklerinin arasında nefes almaya çalışmıştı. Her öksürüğünde açık renkteki zemine kan sıçrıyordu. Yüzü de kanlar içindeydi ve ilk defa onu bu kadar savunmasız görüyordum. Tabi boynunda ya da bileğinde onu kontrol eden şeyler olmadan.
Hoseok Yugyeom'u zar zor dışarı çıkardığında koşup Yoongi'nin yanına çömeldim.
''H-Hyung-''
Kafasını kaldırmadan uzanıp elimi tuttu.
''Jimin-ah.''
Bundan cesaret alıp onu kaldırıp yatağa yatırmıştım. Ne olduğunu merak ediyordum. Yugyeom'un ona saldırmak için nedenleri vardı ama Yoongi'nin kendini savunmamak için bir nedeni yoktu. Normal bir insanı kıpırdamadan dahi öldürebilecekken neden Yugyeom'un kendisine saldırmasına izin vermişti?
''Rahatlaması için.'' dedi hırıltı bir sesle.
''Öfkesini kusmasaydı bu acıyla yaşayacaktı.''
Hala tutuyor olduğu elimi yanağına koydu. Onu okşamamı istediğini düşündüğüm için canını yakmamaya özen göstererek yanağını okşamaya başladım. Parmaklarım soluk ama yumuşak yüzünde dolaşırken artık ondan korkmadığını fark ettim. Onu savunmasız ya da aciz gördüğüm için mi korkum geçmişti, bilmiyordum.
''Acısı hiçbir zaman geçmeyecek ama biraz da olsa rahatladı. En azından bu gece soluksuz bir uyku uyuyacak.''
Kenara kaydığında ufak bir inilti kaçtı ağzından. Canı acıyor olmalıydı.
''Bir şeyler-''
''Gerek yok.''
Yavaşça yanına uzandım. Başını göğsüme koyduktan sonra bir elimle ona sarılıp diğer elimle saçlarını okşamaya başladım.
''Benden daha fazla korkmanı istemedim.''
''Sen korkmuyorum. Artık.''
Gülümsemesini hissettim göğsümün üzerinden.
''Ama kendini koruyabilirdin, değil mi?''
''Yugyeom'un insandan farkı yok. Onu sen bile-eh sen olmasan da bir insan bile kolaylıkla durdurabilir.''
Numaracı bir şekilde ''Hey! Neden ben durduramazmışım?'' diye kızdığımda kahkahaya benzer bir ses çıkarmıştı.
''Burası güvenli değil, Jimin. Üsse gitmeliyiz.''
Hem bizim hem de onların peşinde özel ekipler vardı. Elbette güvende olmayacaktı.
''Üs mü?''
Sanki mümkünmüş gibi yüzünü daha da bastırdı vücuduma. Alt bölgemin hareketlenmeye başladığını hissetmiştim. Yoongi berbat bir haldeyken hem de.
''Evet. Daha iyi bir yere yerleştik.''
Buna sevinmiştim.
Yavaşça doğrulduğunda ben de kalktım.
''Ne-Nereye gidiyorsun?''
''Gidiyoruz.'' diye düzeltti.
''Yaralısın!''
Beni duymamış gibiydi. Bir şey arıyormuşçasına etrafa bakındı ama aradığını bulamamış gibiydi.
''Eşyalarını topla.''