Pazar günü gelmisti. Yusuf un evinde istetmemiz olucak. Simay: ay çok mutluyum sevgilim. Yusuf: ben de. Zil çaldı Levent baktı kapıya. Levent: hoşgeldiniz Mustafa amcacım hoşgeldin Nergiz teyze . Nergiz: hoşbulduk oğlum içeri geçerler Yusuf babasına sarılır. Simay gülümser. Burak ta ordadır otururlar
( Bu arada Simay ın elbisesi )
Simay: nasılsıniz Mustafa: iyiyiz çok şükür sizi gördük daha da iyi olduk. Simay: kahvelerinizi nasıl alırsınız . Nergiz: orta şekerli Mustafa: şekerli. Burak: şekerli, iç ses senin gibi o kıvrık vücudun gibi. Yusuf: sade Simay mutfağa gider. Nebahat ta gider. Nebahat onun lise arkadaşı Nebahat: Yusuf un kine karabiber at . Simay: aaa yanar benim prensim Nebahat: kızım adetten bu. dok şunu Simay karabiber döker. Kahveleri tepsiye koyar salona gider. Herkese verir. burak: ÖHÖ öho nergis: oğlum iyi misin? Burak: iyiyi... Öhö öhö Simay: ayy kahveler karıştı. Nebahat: hahahhah. Simay: gülme ya gülme Yusuf: sakin ol hayatım sadece karışıklık oldu ver bakayım o kahveyi bana ben icicem. Burak: verir Simay: dur... Yusuf içti bile Simay: naptın aşkım Yusuf: gerekeni yaptim. herkes güldü.
Sonra
Mustafa: Allah ' ın emri peygamberin kavli ile kızımız Simay ı oğlumuz Yusuf a istiyoruz. Burak buna çok ama çok bozulmuştu. Yusuf: verdim gitti. Simay:. Aşkım sarılırlar. Şimdi biz evleniyor muyuz? Yusuf: evet prensesim canım . Levent: hayırlı olsun kardeşim. Yusuf: sağol kardeşim Burak: bravo abi dünyanın en güzel kızını kapmışsin. Yusuf: eee napalim kader. Bana da çiçek gibi hatta çiçekten daha güzel bir prenses geldi sana aşığım. Simay: bana da. Kader öyle güzel bir adam vermiş ki sana aşık oldum . Öpüşürler.