Sabah;
Simay: bebişim . Naber? Ne yapıyorsun orda? Ha? Ha? Yusuf: canım kimle konuşuyorsun? Simay: bebişimle. Yusuf: kurban olurum ben size. Simay: bak çocuğum. Baban bize kurban olurmuş. Ah! Ah! Yusuf: Simay noldu? İyi misin? Hemmen doktoru arayayım. Yok yada biz gidelim. SİMAY: yusuuuuuuf! Sakin olur musun? Hafif bir sancıydi. Yusuf: oh!
Akşam;
Simay: alo Hilal . Hilal: arkadaşım, düğüne giderken beni de alır mısınız? Simay : alırız alırız. Yusuf: ne diyor? Simay: düğüne giderken beni de alır mısınız diyor. Yusuf: alırız tabi. Kapatır.
Simay giyinir.Evden çıkarlar. Hilal i alıp düğüne giderler. Levgay: hoşgeldin. Simyus: hoşbulduk. Levent: sen de hoşgeldin Hilal cim. Hilal: hoşbuldum enişte. Peri kızı gibi olmuşsun. Gaye: sağol.
Sonra;
Gaye: simoşum elbisene bayıldım. Simay: özel tasarım, kendim yaptım. Gaye: zaten modacısın tam olmuş.
Sonra;
Yusuf: bu dansı bana lütfeder misin? Simay: memnuniyetle. Yusuf Simay ı dansa kaldırır. Multi;
Yusuf: prensesim. Simay: prensim. Gözleri birbirlerine bakarlar. İkisininde kalbi aşığım aşığım diye atar. Onlar bütün zorluklara karşı evlenmişlerdi. Onların bir bebeği olacaktı.
Sonra düğün biter . Ve eve gelirler.
Evde;
Simay: çok güzel bir düğün oldu. Yusuf: evet prensesim, sen o güzelliğinle herkese neşe saçtin. Simay: sen de yakışıklılığınla bütün kızların aklını aldın. Ama sen beni seviyorsun değil mi? Yusuf: tabi ki de prensesim. Ben senin için varım. Ben seni ve bebeğimizi çok seviyorum. Simay: biz de seni seviyoruz babişko. Sarılırlar.