Simay: oh! Bunu da hallettik. Yusuf: evet prensesim. Öpüşürler. Yusuf: akşam benim sana bir borcum var. Simay: ne borcuymuş bu? Yusuf: e sen bana iki tane dünyalar güzeli prensesler vereceksin. Ben de hiç birşey yapmayacağım, olur mu öyle şey. Simay: peki, neymiş bu sürpriz? Yusuf: adı üstünde sürpriz. Akşama çok güzel ol. Zaten senin giyinmeye , makyaj yapmaya gerek yok. Senin o doğal güzelliğin yeter. Simay: ayyyyy! Romantik prensim benim.
Aksam:
Simay giyinir.
Yusuf: coooooooooookkkkk güzel olmuşsun canimmmmm. Simay: sen de coooooooooookkkkk yakışıklı olmuşsun.
Sürpriz;
Yusuf: geldik. Yusuf bir mekan ayırtmıştir. Kimse yoktur. Her yerde mumlar vardır. Her yer kapkaranlıktir. Simay: y- Yusuf! Yusuf! Nerdesin? Korkuyorum. O sırada Simay ın olduğu yerde bir ışık açılır. Ve romantik bir keman çalar. Ve Yusuf gelir. Yusuf Simay ı kendine çeker. Nefes nefesedirler. Birbirlerine bakarlar. Simay Kendini yan tarafa atar. yusuf onu çeker. Romantik bir dans ederler.
Sonra;
Yusuf: beğendin mi sürprizimi ? Simay: aşkım beğenmek ne kelime ba-yıl-dım! Yusuf güler. SİMAY da güler. Simay: sana bütün bu sürprizlerinden dolayı çok teşekkür ederim. Yusuf: sen varken, özüre hiç gerek yok. Sen yoksan, dünya benden, 90 tirilyon özür dilesin. Simay şuan aşkından ölüyordur.
Sonra;
Yusuf: peki, sana borcumu ödeyebildim mi? Simay: sen ne diyorsun? Fazlasıyla. Gülüşürler. Sonra coooook güçlü öpüşurler.