Sabah
Sabah kalktım yanımda Simay yoktu. Sonra geldi. Elinde tepsi ve içinde kahvaltı. Simay: günaydın sevgilim. Yusuf: günaydın da . Bu ne? Simay: aşkıma kendi ellerimle kahvaltı hazırladım. Simay ekmeğe bal sürüp Yusuf a verir. Simay: oh yarasın sevgilime. Yusuf la simay kahvaltı ederler.
Sonra
Yusuf: bugun Murat la yemeğimiz var unutmadın dimi ? Simay: ne? ! O benim aklımdan çıktı. Ben ne giycem? Saçımı ne yapacam? Yusuf: Simay sakin ol. Simay derin nefes alır. Simay: tamam buldum ne giyecegimi.
Aksam;/
Yusuf Simay ı bekler. Simay ın elbiseOdadan çıkarlar.
Restoran;
Murat Dalkılıç ordadır. Yusuf: merhaba. Dalkılıç: merhaba. Simay: merhaba. Dalkılıç: merhaba muhabbet ederler.
Sonra;
Garson: ne alırsınız efendim? Simay: be... Md: so... Lütfen sen söyle Simay cim. Simay: peki. Murat çım. Ben rizotto alayım. Murat Dalkılıç: ben kızartma istiyorum. Ama dikkatli yapın. Çünkü onu tutturmak güçtür. Tamam mı? Garson: tamam efendim. Yusuf: ben de Murat ın aldığından alayım. Garson gider.
Sonra;/
Yemekler gelir. Yerler. Yusuf: güzelmiş . Md: güzeldir. Benim en sevdiğim yemek, çocukluğumdan beri en sevdiğim yemek. Yusuf: gerçekten de yanilmiyorsun. Tatlım tatmak ister misin? Simay: olur. Hmmmm. Muhteşem, bayıldım. Yusuf Simay ın bu hallerini görünce tahrik olur. Md: Simay cim istersen sana da söyleyelim. Simay : gerek yok.
Sonra/
Yusuf: hadi artık kalkalım. Simay: peki. Kalkarlar. Md: yarın da birşeyler yapalım mı? Yusuf: çok isterdik ama biz yarın gidiyoruz. Md: hmmm. O zaman inşallah görüşürüz. Simay: inşallah. Yusuf: görüşürüz kardeşim. Vedalaşırlar. Simay: seni tanımak çok güzeldi. Md: artık dostuz. Yusuf: artık dostuz. Simay: artık dostuz.