Simay: aşkım iyi misin? Yusuf: ha ? İyiyim. Bişey diycem. Sen bana oyun oynadın ya. Simay: aşkım çok özür dilerim. Bak o geçmişte kaldı. Lütfen affet. Yusuf: tamam. Ben onu söylemiyorum. Sen neden yaptın bunu. Yani neden oyun oynadın. Simay: aslında ben lisedeyken o zamanlarda cirkindim. Sende oradaydin. Sen benle hep dalga geçerdin, laf atardin. Ben de nefrete kapıldım ve senden intikamımı alacağım diye yemin ettim. Yusuf: sen mıydın o ya? Neyse ben seni affettim! Simay: gerçekten mi? Yusuf: gerçekten. Gülüşürler.
Sonra;
Simay: aşkım bu arada ben karar verdim. Üniversite de okuyacağım. Şirketi kapatacağım. Yusuf: nerden geldi bu fikir. Simay: ya lisedeyken biraz kötüydum. O yüzden babam. Ölmeden önce bana üniversitesi ye git dedi. Ama ben gitmedim.
Yusuf: vicdan azabı çekiyorsun. Simay: evet. Simay ağlar. Yusuf: prensesim ağlama. Tamam sen o üniversitesi ye gideceksin. Simay gülümser. Simay: o zaman şirkete gidelim. Kapatacağımı söyleyelim. Yusuf: sen nasıl istersen. Yusuf onun saçını öper.Şirket;
Yusuf: hazır mısın? Simay: hazırım! Şirkete girerler. Simay herkesi toplar. Simay: arkadaşlar. Bu güne kadar benimle çalıştığınız için size çok teşekkür ederim. Ve 21 yılın sonuna geldik. Biliyorum. Babam olsa burayı dimdik tutardı ama öldü. Ben Ulukan şirketini kapatıyorum. Herkes: aaaaaaaa!!! Simay: sizden çok özür dilerim ama ben üniversitesi ye başlayacağım. Ve dışarı çıkarlar. Kapının önünde otururlar. Yusuf Simay ın elini tutar. Yusuf: baban olmayabilir. Ama ben Varım. Simay: doğru aşkım sen varsın. Simay Yusuf un omuzuna koyar kafasını.