Bölüm 6

2.4K 103 5
                                    

Eğer, okumalar böyle giderse ben size her gün yeni bölüm yayınlarım. Uzun zaman sonra ilk defa böyle bir kitle yakaladım. Önceki hikayemde kitleyi çabuk kaybettim ama okumalar şu an harika. Eğer eski hikayemi okuduysanız hep sitem vardı. Neyse yine uzattım. Aksilik olmazsa 100 okumadan sonra yeni bölümler gelecek. Herkese keyifli okumalar....


Ona biraz daha sokuldum. Kendimi kollarında uykuya bıraktım.

***

Gece yarısı uluma tarzı bir ses ile uyandım. Leon'un uzun kolları küçük bedenimi sarmıştı. Bir sesin buraya yaklaştığını hissediyordum. Leon'u dürtmeye başladım.

-Leon uyan!

-Hilal, ne oldu?

Sesi çok uykulu çıkıyordu.

-Leon bir hışırtı var çabuk kalk!

Hızlıca ayağa kalktı. Küçük bedenimden çekilen kolları ile ürperdim. Soğuğu biraz daha hissettim. Leon ise silahını doğrultmuş sese doğru ilerlemeye başlamıştı. Aniden, ne olduğunu bile anlayamadığımız bir hayvan ikimizin arasında kalan boşluktan uçarcasına geçti. Böyle bir şey beklemediğim için çığlığıma da engel olamadım. Bu sefer soğuktan değil, yaşadığım korku yüzünden titriyordum.

-Hilal iyi misin?

-B-en iyiyim sadece bu kadar yakından geçmesini beklemiyordum.

Zoraki bir tebessüm ettim.

-Rahat uyuyabilirsin. Ben uyumayacağım. Hem ben buradayken sana bir şey olmaz.

Sebebini bilmiyorum ama Leon ile olmak insana güven veriyor. Ona karşı olan düşüncelerimin bu kadar hızlı değişmesi beni oldukça şaşırtıyordu. Kendime inanmıyordum. Ne zaman araya mesafe koymak istesem de bir ortak noktamızı buluyor ve örmeye çalıştığım duvar en küçük taşlarına kadar yıkılıyor. Tekrar yere oturdum. Şoku atlatmış kendime gelmiştim. Yanıma çöktü. Uyku tekrar bastırınca kafamı ağaca yaslayarak uykuya daldım.

***

Gözlerimi hafif araladığımda tan ağırıyordu. Kafamı Leon'un büyük bedenine yaslamışım. Kafamı yukarı doğru kaldırdım. Uyumuyordu. Dediğini yapmıştı. Belki de koca gece uyumamıştı. Başımı kaldırdım.

-Aa Hilal uyandın mı? Daha uyusaydın yorucu bir gün olacak.

Gülümsedim.

-Bizde bir laf vardır, erken kalkan yol alır diye.

-Tamam o zaman. Haklısın oraya ne kadar çabuk varırsak o kadar iyi. Zira ben çok acıktım.

Ayaklanıp yürümeye başladım.

-Çok uzun mu?

-Ne o yoruldun mu?

-Hayır da, sadece merak ettim.

-Yani bilemiyorum.

Bir süre konuşmadan ilerledik. Yorulduğumu hissediyordum. Yavaşladım. Leon ise yürümeye yeni başlamış gibi dinçti. Oysaki saatlerdir yürüyorduk.

-Leon.

Adımları yavaşladı. Bense nefes nefese kalmıştım.

-Ne oldu Hilal?

-Şey biraz yavaş yürüsen?

-Tabii ki.

Leon önündeki boşluğu görmemiş yürüyordu.

Vatanım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin