Herkese merhaba! Ya bu Türk dizisi öyle bir şey olmaz değil mi? Şimdi yabancı bir dizi olsa İzmir'den gider derdim ama bu Türk dizisi ve Nuran. O yüzden gitmezler bence:) Leon'um çok üzüldü ya. Bilenler bilir benim en sevdiğim karakter Leon. Dün akşam balom vardı fragmanı izledim yarım saat Leon çok üzülecek diye kendime gelemedim. Tevfik'e de bir miktar bela okumuş olabilirim:) Neyse ben iyi değilim size keyifli okumalar...
Bıçağı biraz daha saplayacaktım, boynumdaki ipi biraz daha sıkacaktım.
***
Nedensizce saatlerce sokaklarda dolaştım. Ne yapacağımı bilemez gibiydim. Kaç bardak içki içtiğimi hatırlamıyorum lakin bu kadar içki içmeme rağmen en ufak bir sarhoşluk, bilinçsizlik hissetmiyordum. Hilal iyi olacaktı lakin biz belki de senelerce ayrı kalacaktık. Belki de bu şehir hep Smryna olarak kalacaktı. Hilal de buraya hiç dönemeyecekti. Ben de sonsuza kadar bu üniformayı giymek zorunda kalacaktım. Konak'a döndüğümde yorulmuştum. Hiç kimseye görünmemeye çalışarak odama çıktım. Bir kadeh daha içerek sarhoş olmayı beklemeye başladım. Tam bu yatakta Hilal'in pansuman yapışı geldi aklıma. Onunla konuştuğumuz odaya girdim. Beraber kitap okuduğumuz, kucağımda uyuya kaldığı koltuğa oturdum. Hilal'i sevmeye başladığımdan beri çektiğim acı katlanmıştı. Bu acıdan ölecek olsam dahi Hilal'e engel olmayacaktım. O, bu akşam o trenle Anadolu'ya ,onun için güvenli bir yere, gidecekti.
***
Sayısını bilmediğim kadehlerden sonra biraz bilincimi yitirmiştim. Yüzüme soğuk su çarparak kendimi toparlamaya çalıştım. Hilal'i alıp trene bindirecektim. Sevdiğim insanı kendi elimle kendimden uzaklaştıracaktım. Onun hayatı için yapacaktım bunu. Onu göremesem bile en azından nefes aldığını bilecektim.
Onu almak için ormanın derinliklerinde ilerlemeye başladım. Daha önce ben onu bırakmıştım, şimdi o beni bırakıp gidiyordu. Kulübenin önüne geldiğimde kapının önüne oturmuş Hilal'i gördüm. Attan inerek yanına yaklaştım. İkimiz de ne söyleceğimizi bilemiyorduk. Bir şeyler söylemek için ağzımı açtım lakin sarhoş olduğum için cümleyi düzgün kuramadım:
-Hilal, gidiyorsun Anadolu'ya.
Ayakta durmakta zorlanmaya başlamıştım. O da bunu anlamıştı, oturduğu yerden kalkarak kolumdan tuttu.
-Sen sarhoş musun Leon?
Başımı iki yana salladım. Ayakta durabilmek için kollarımı ona sardım.
-Gittiğinde bana mektup yazacaksın değil mi?
Geçiştirircesine başını aşağı yukarı salladı.
-Sen iyi değilsin Leon.
-Ne kadar iyi olabilirim ki, söyle bana Hilal?
Ağırlığımı ona daha çok vermek zorunda kaldım. Beni tutmakta zorlanıyordu.
-Hilal, bana bak...
Başını yukarı kaldırdı. Gülümsemeye çalıştım. Sarhoşluğun verdiği deli cesareti vardı. Gülmeyi kesip dudaklarına odaklandım. Belki de senelerce göremeyecektim. Düşünmeye vakit yoktu. Bir saniye daha beklemeden dudaklarını dudaklarımla buluşturdum. Karşı çıkmadı, aksine beceriksizce karşılık vermeye çalıştı. Kollarımı ona daha çok sardım. Yanıyordum. Adeta yanıyordum. Geleceğin özlemini gidermeye çalışıyordum lakin biliyorum, bu özlem asla bitmeyecek. Ben ne yaparsam yapayım Hilal ile tekrar buluşana dek ben onu özleyeceğim. O tanıdık kokusunu tekrar hissedene dek ben ölmeye mahkûmum. Hem de nefes alırken...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatanım Sensin
FanfictionVatan âşığı Hilal ve işgalci Yunan askeri Leon. Vatan mı aşk mı? Ya vatanı bir Yunan'ın kalbindeyse? "Hilal, Leon'un kulağına fısıldadı: Benim vatanım sensin. Leon'un vatanı zaten Smyrina idi." Diziyle paralel ve bağımsız.