Bu işler çok saçma bir hal almaya başladı. Hilal'in yaptıkları tutarsız. Hilal, Andreas'ın kaçmasına yardım etmiş biri. Aralarındaki duygusal bağı düşünmesek bile, Andreas'ın kaçmasına yardım etti. Hilal, dolaylı ve dolaysız olarak Leon sayesinde hayatta. Leon olmasıydı intihar edecekti. Ya da kaçırılmasa infaz edilecekti. Hayatının kurtulmasına vesile olan birini vurması aşırı saçma. Ben bu konuda çok kızgınım sizin moralinizi bozmak istemiyorum size keyifli okumalar...
O işgale gelirken kalbi esir düşmüş bir asker, ben hayatında ilk defa aşkı bir işgalcinin kalbinde, bakışında, sahip olduğu her şeyde tatmış vatanperver bir Türk kızı. Biz varken, başkasına ihtiyacımız yoktu.
***
Onun yanındayken, içimi tarifsiz bir huzur kaplıyordu. O varken başkasına ihtiyacım yoktu. Ne kadar, şu anda yanımda olsa da ne hissedeceğimi bilmiyordum. Hem hâlâ ablama ihanet ediyor gibi hissederken, bir yandan da huzuru bulmaya çalışıyordum. Eğer, huzuru bulmak istiyorsam ablama ihanet etmem gerekiyordu. Peki ihanet miydi bu? Ben mi karar vermiştim Leon'u sevmeyi? Bu konuşmaları kendime daha önce de defalarca yapmıştım. Ortada yanlış olan bir şey yoktu. Eğer bir yanlış arıyorsak, o yanlışı annem ve ablam yapıyordu. Bu saatten sonra nereye gideceğim hakkında bir fikrim yoktu lâkin yıllarca kardeş diye bildiğim Mehmet ile evlenmemek için her şeyi yapacağım belliydi. Belimde hissettiğim Leon'un eli bana güç ve tarifi olmayan duyguları veriyordu. Onun yanında olmak...
Biliyorum, bir tek o anlıyor beni, babama olan düşüncelerimi, isyanımı... Hem de bunu bir işgalci gözü ile yapıyor. Her ne kadar söylemese de bana, ben de anlıyorum onu. O formanın içinde nasıl esir olduğunu. Vicdanına nasıl dokunduğunu. Yapıyor lâkin elinden bir şey gelmiyor ki.-Hilal, benim kârârgaha gitmem gerekiyor, babam asla affetmez nöbete kalmadığımı duyarsa.
-Tamam git sen.
-Şu an yanında olmayı her şeyden çok isterdim lâkin biliyorsun.
-Önemli değil Leon.
Gözden kaybolana kadar onu seyrettim. Ne kadar çok şey yaşamıştık beraber. Bir çok suç ortaklığımız, paylaştığımız sevinç, hüzün... Hiçbirinden de pişman değilim. Ve olmayacağım. Belki başta kabul etmeyecekler lâkin sonra, bana, bize hak verecekler. Bir gün anlayacaklar arada ne kadar din, dil,ırk ayrımı da olsa aşk hiçbirini tanımazdı, tanımayacaktı. Korkuyorum, bazen içimde belli belirsiz bir acı hissediyorum kalbimin tam ortasında. Tarifi olmayan bir acı...
Arkamdan adımın bağırılması ile sese döndüm. Öfkeli bir şekilde bana bakan ablamı gördüm. Tam anlamıyla başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sinirle yanıma geldi. Ya başından beri oradaysa ya her şeyi gördüyse? Tam anlamıyla biterdik.
-Hilal, her yerde seni aradık annem izdivaçtan vazgeçti diye seni arayıp teselli verecektim lâkin,
Kaşlarını çattı, yutkundu:
-Lâkin sen teselliyi görüyorum ki Leon'un kollarında bulmuşsun bile!
-Abla bak gerçekten gördüğün gibi değil, üzgün görünce yanıma geldi ne olduğunu sordu o kadar başka bir şey yok gerçekten.
Aklıma gelen tüm mazeretleri sıraladım lâkin ikna olmuşa benzemiyordu.
-Hilal, söyle bana o kız sen misin?
Sesi boş sokakta yankılandı. Çileden çıkıyor gibiydi. Korkmaya başladım. Kekeleyerek konuştum:
-H-hangi kız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatanım Sensin
Hayran KurguVatan âşığı Hilal ve işgalci Yunan askeri Leon. Vatan mı aşk mı? Ya vatanı bir Yunan'ın kalbindeyse? "Hilal, Leon'un kulağına fısıldadı: Benim vatanım sensin. Leon'un vatanı zaten Smyrina idi." Diziyle paralel ve bağımsız.