Bölüm 25

1.3K 58 6
                                    

Herkese merhaba! 19. bölüm hakkında düşüncelerimi yazmak istiyorum.(Biraz uzun yazdım isteyen italik olmayan kalın kısımdan başlayabilir.) İlk sahnelerinde Leon'un gözyaşları ve Mehmet-Leon bakışması dışında klâsik bir HiLeon sahnesi... Şunu da belirteyim Leon'un saçları dağınık kalmalı. Daha sonra Leon'un "Halit İkbal gibi" yazı yazması. Çok gururlandı babası ona aferin deyince ama sonra sen ne anlarsın yazmaktan deyince Leon'da film koptu. Üzmeyin şu çocuğu dedikçe... Andreas'a karşılık Halit İkbal'in yazı yazması akabinde, Leon ve Hilal'in hastane sahnesi. "Cevabını bildiğiniz soruları soruyorsunuz küçük hanım." Leon çok güzel seviyor arkadaşlar. Sonra Hilal tam gidecekken "Benim tek gayem senin hayatta kalman demesi." Tekrar gibi olacak ama çok güzel seviyor. Yıldız hissetti de uyandı bence, güzelim sahne berbat oldu. Gelelim son sahneye, çok uzatmak istemiyorum ama ne yapayım, Leon'un Hilal'i görünce ne işin var burada diye sorması, elini ağzına götürmesi. Hilal başta vuramadı sonra vurdu. Başta Hilal'e haksız dedim Mehmet'in vurduğu askerleri görünce ağlayan bir insan 5dk sonra nasıl sevdiğini vurur dedim ama benim de bir kardeşim var ve kardeşimi sevdiğim insan tutuklasa ve asılacak olsa ben tereddüt etmeden vururdum. Cevdet gelince Leon vurulduğu ile kaldı ama😂 çok ağladım fragman gelene kadar sonra 20. bölüm HiLeon açısından efsane olacak arkadaşlar benden söylemesi! Çok uzattım biliyorum herkese keyifli okumalar...

Anlayamıyorum nasıl olduğunu. Gerçi olan oldu. Ben kör kütük aşık oldum. Nasıl olduğunun bir önemi kalmadı.

***

Mektubu aldım, en sevdiğim kitabın arasına koydum. Nasıl olsa kitap okumazdı. Nereden bulacaktı ki onu? Ablam dedim ya. Bu konu hakkında içime bir sıkıntı çöküyor. Belki onu ondan vazgeçirmeliydim. Aşağıya indim. Annem ve babaannem içeride yoktu. İşime gelirdi zaten. Yıldız'ın başını derde sokmak istemiyordum her şeye rağmen. Biraz çekingen baktım. O günden beri peşimden ayrılmıyor aynı zamanda soğuk davranıyordu.

-Abla sen bir şey sormadın ama ben anlatmak istiyorum.

-Neyi anlatacaksın Hilal? Bana ihanetini mi!

-Eğer beni dinlersen kimseye ihanet etmediğimi anlayacaksın.

-Tamam dinliyorum Hilal.

-Bak Leon'dan vazgeçmen senin hayrına. Hem anladığım kadarıyla o başkasını seviyor. Yani anlayacağın seninle işi olmaz. Sende vazgeç üzülmezsin.

-Kimden vazgeçeceğime sen mi karar veriyorsun!

-Abla ben senin iyiliğin için söylüyorum. Hem biraz daha bağrırsan annem de buraya gelecek. Gençsin, güzelsin. Babamın yanına git Leon'dan daha genci, yakışıklısı, zengini vardır elbet.

-Var mıdır sence?

Şu an abla sana inanamıyorum diye bağırmak istiyorum ama amacım da onun dikkatini Leon'dan başkasına vermek değil miydi? O halde saçmalamaya devam etmeliydim.

-Herhalde. En güzel yaşlarını Leon'u bekleyerek geçirecek değilsin.

-Baloya nasıl gideceğim?

Gayet güzel bir soruydu. Leon'a söylesem bir davetiye bulurdu elbet. Hatta belki birini bile bulabilirdi. Allah'ım neler diyorum ben? Neyse davetiyeyi ondan bulurdum.

-Eğer peşimi bırakırsan sana davetiye bulabilirim.

-Nereden bulacaksın?

-Orasını bana bırak. Ben muhakkak bulacağım.

Vatanım SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin