KAYIP DEVRİM

Bölüm 20

"2047 yılında basılan ve Yeni Egonya'nın geçirdiği dönüşümü anlatan "Bilinmeyen Yakın Tarih" adlı kitabın "Merkezi Yönetim" ile ilgili kısmından alınmıştır."

"İlk Gün "ün hemen sonrasında göreve başlayan ve tüm kararlarını neredeyse bir gün içerisinde hayata geçiren ve kendisini merkezi yönetim olarak adlandıran Eski Egonya geçici hükumeti konseyi, altyapısını "Son Gün" den tam bir yıl önce, Egonya'nın boş kalan tüm yönetim kademesini ele geçirerek hazırlamaya başladı. O dönemde geçici olarak göreve geldiklerini ve tamamen gönüllü olarak iş başında olduklarını söyleyen insanlar bir yıl boyunca yaptıkları tüm planlama çalışmalarını dosyaladı ve halka açılmadan önce mensubu oldukları parti içerisinde bulunan tüm delegeler ile bu yol haritasını paylaştı. O dönemde partinin sahip olduğu beş bine yakın delege, ülkenin en bü­yük spor salonunda toplanarak, bir yıl boyunca yapılan tüm planlama çalışmaları tüm parti delegelerine teker teker oku­narak tüm maddelerin hayata geçirilmek zorunda olmasının nedenleri detaylı olarak anlatıldı. Tüm maddelerin parti delegelerine aktarılması aralıksız iki gün sürerek ve delegelerin bütün maddeler üzerinde geniş çapta tartışılabilmesi için bir hafta sonra aynı spor salonunda tekrar toplanıldı. Bir hafta sonra tekrar başlayan görüşmeler esnasında delegelerin ciddi bir kısmı alınmak istenen kararların çoğunluğuna itiraz etti. Yapılan bu planlamanın insanlık dışı bir yapıya sahip olduğu ve ülkede bulunan tüm demokratik özgürlüklerin yüzyıllar boyunca yok edilmesi anlamına geleceği savunularak, muhalifler tarafından yapılan planlamanın iptali için konsey ele geçirilmeye çalışıldı. Ancak bu itirazların mevcut konsey tarafından itibar gösterilmediği fark edilince salonda kontrol edilmesi güç büyük bir kavga çıktı ve bu kavga esnasında birçok parti üyesi yaralandı. Tartışmaların on gün boyunca aralıksız olarak devam etmesi üzerine konsey, elindeki askeri gücü kullanarak kendi parti üyelerine gözdağı vermek amacı ile salondan dışarı çıkan parti üyelerine hedef gözetmeksizin ateş açtı. Bunun sonuncunda beş yüze yakın parti mensubu hayatını kaybetti.

Bu silahlı saldırı öncesinde alınan kararlara kaşı gelen muhalif delege sayısı üç bini geçerken, saldırı sonrasında muhalefetin sesi kesilerek, kimsenin kararları sorgulama yoluna gitmesi engellenmiş oldu.

Konseyin aldığı tüm kararların tamamen insanı duygulardan uzak olduğunun farkında olan konsey başkanı Gigi VOLGA, salonun önünde yapılan silahlı saldırı sonucunda, kendi partililerinin kendi partisi tarafından katledilmesini hazmedemeyerek, halk karşına çıkıp o ünlü "Son Gün" konuşmasını bitirdikten hemen sonra halk önünde intihar etti.

Merkezi yönetimin aldığı kararların en büyük dayanağı, kitlelerin kontrol edilmesini sağlayacak olan yönetim mekanizmasının din ve milliyet gibi tüm insani değerlerden arındırılması gerekliliği oldu. Merkezi yönetime göre vicdani, ahlaki ve etik değerlere göre yönetilecek bir ülkenin içinde bulunduğu kargaşa ortamından çıkma ihtimali yoktu ve şu anda içinde bulunulan durumun tek nedeni, daha önce ülkeyi yöneten iktidar sahiplerinin yönetim mekanizması içerisinde, yönettiği insanlara karşı gerektiğinden fazla yufka yürekli davranması idi.

"İlk Gün" sonrasında ismi tam olarak merkezi yönetim olarak anılmaya başlayan konsey, hiç olmayan bir yönetim şeklini hayata geçirmiyor, daha önce dünya üzerinde uygulanan olan sert yönetim şekillerinin üzerinde ufak rötuşlar yaparak daha sert ve yapıcı bir yönetim şeklini benimsiyordu. Buna göre; çok kalabalık olması nedeni tek tip kurallar ile yönetilemeyecek olan halk dini, milli ve sosyal statülerine göre belirli bölümlere ayrılacak, böylece ayrılan bu dar bölgeler içerisinde o bölgelerde yaşayan insanlara uygun yönetim şekilleri benimsenecekti. Sistemin düzenli bir şekilde yürütülebilmesi ve yönetimin belirli bir kesimin eline geçmesinin önlenmesi amacı ile yönetici kadro belirli bir kesim ile sınırlandırılarak yeni bir yönetici sınıf oluşturulacak, yönetici sınıf haricinde herhangi bir sınıfa mensup olan bir bireyin olma ihtimali teorik olarak mümkün kılınsa da pratikte imkânsızlaştırılacaktı. Ayrıca yönetim mekanizmasına karşı oluşabilecek çatlak sesleri engellemek amacı ile toplumun farkındalığın en aza indirilebilmesi için ülkenin eğitim öğretim seviyesi kademeli olarak düşürülerek cahil kalan ve köleleştirilen toplumun sadece merkezi yönetimin kontrolü altında bulunması sağlanacaktı.

Merkezi yönetimin hayata geçirdiği ve diğer yönetim şekillerinden ayrışan en önemli uygulama ise, dünya tarihinde tek adamın önderliği üzerinde yürüyen sistemlerin, tek adamın ölümünden sonra sekteye uğrayarak bozulduğu, ancak lidersiz yönetim şekillerinin de yüzyıllar boyunca krallık sistemi ile yönetilen toplumlar tarafından kabul görmemesi göz önünde bulundurularak kurulan sistemin yıkılmasının önüne geçebilmek için ölümsüz sanal bir lider figürünün halkın önüne sunulması oldu.

Parti logosu veya benzeri imgelerin halk üzerinde istenilen etkiyi yaratamaması ihtimalinden yola çıkarak, ülkenin geçmişine bakıldığında yüzyıllardır tek adam rejimlerinin kontrolü altında kalan halkın alışkanlıklarının dışına çıkması ihtimalinin zor olduğu göz önünde bulundurularak, sanal bir başkan yaratılması kararı alındı. Buna göre, ülkenin tüm bölgeleri tarafından kabul edilebilecek, hitabet yeteneği güçlü, sağlam bir lider görüntüsü çizen bir başkan adayı bulunarak, bu adayın dijital ortamda kendisine verilen konuşma metinlerini okuması ve bu konuşmaların tamamının kaydedilmesi sağlandı. Günlerce hatta aylarca süren bu çalışmalar sonucunda merkezi yönetimin elinde yüzyıllarca kullanabileceği dijital veri oluşturuldu. Topluma lider olarak lanse edilen kişinin ortaya çıkarak yapılan bütün bu çalışmaları bozması ihtimaline karşı bu seçilmiş olan kişi, askerin kontrolü altında bulunan yüksek güvenlikli bir hapishanede alıkonularak, sadece gerektiğinde kameraların karşısına çıkması sağlandı. Merkezi yönetim tarafından tüm verileri arşivlenip, yeni bir kayıta ihtiyacın kalmamasının hemen ardından bu kişi de infaz edilerek, olası risklerin tamamı ortadan kaldırıldı.