Bölüm 38

9 1 0
                                    

Merkezi Yönetim tarafından dağıtımı yasaklanan ancak Egonya içerisindeki ayrılıkçı güçlerin sesi olarak bilinen "Karanlıktan Aydınlığa" adlı gazetede "Manohitra" takma adı ile köşe yazıları yazan yazardan alınan bir makale.

İki gün önce 3E şehrinde meydanda bir banka oturan ve ailesini beklediği belirtilen on beş yaşındaki bir kız çocuğu sebepsiz yere bir askeri subayın tacizine maruz kaldı. Askere karşı direnç gösteren bu kız çocuğu, askerin silahından çıkan bir kurşunun beynine saplanması nedeni ile hayata gözlerini yumdu. Bölgede olayı izleyen halk, çocuğun yere düşmesinin hemen ardından belki de Egonya tarihinde ilk kez kurallara karşı gelerek subayı meydanın ortasında linç etti. Subayı oracıkta öldüren halk subayın ölüsünü meydandaki ağaçların birisine asarak insanlara sergilerken, meydan bir anda "yeter artık!" diye bağıran binlerce insan ile dolup taştı.

Bugünün tarihini bir yerlere not alın! Bugün artık bazı şeylerin aynı kalamayacağının anlaşıldığı gün olarak tarihe geçecek bir gün.

Bu hafta sonu 3E şehrinde başlayan isyan dalgası artık merkezi yönetimin gücünün kitlesel hareketlere yetmediğinin bir göstergesi olarak ortaya çıkmış durumda. İsyan içten içe ülkenin tüm şehirlerinde yayılıyorken, asker ilk defa toplu ölümlerin yaşanabileceği korkusu ile isyanları uzaktan izlemeyi uygun gördü. Asker artık sadece kendi bölgesinin güvenliği için endişelenir bir tavır sergiliyor. Askerin bölgede etkinliğinin kaybolması ise özgürlük yanlısı isyancı güçlerin daha da cesaretlenmesine neden oluyor.

Belki de yıllardır içlerinde biriktirdikleri öfkeyi bir anda meydanlara dökmeye başlayan insanlar daha isyanın başlamasının üzerinden yirmi dört saat geçmeden neredeyse şehirdeki bütün kamu binalarını ele geçirmiş durumdalar. Artık devletin televizyonunda ülke çapında özgürlük propagandası yapılıyor. Bu büyük isyana mevcut güçlerinin ellerinden alınacağından korkan bir grup insandan başka tüm kamu personeli de katılış durumda. Şehirdeki üniversitede bulunan eğitim görevlileri okullarının depolarının kapılarını sonuna kadar açarak, silahlı bir çatışma olmaması kaydı ile yapılacak olan tüm gösterilere sonuna kadar malzeme desteği vereceğini açıkladılar. Yine dün akşam oynanan ve tüm ülkede canlı olarak izlenen futbol müsabakası esnasında stadyumda bulunan izleyicilerin neredeyse tamamı sahaya inerek canlı yayında tüm ülkeden isyana destek istediler.

Özgürlük ve demokrasinin yeniden dizayn edilerek mevcut dikta rejiminin yıkılabilmesi için artık çok dikkat edilmesi gereken bir noktaya gelmiş durumdayız. Gösterilere katılan tüm insanların artık çok dikkatli bir şekilde davranarak hedeften şaşmamaları ve merkezi yönetimi haklı çıkarabilecek aşırılıklardan kaçınmaları gerekmekte. Biz biliyoruz ki merkezi yönetim bu olaylar esnasında oluşabilecek en ufak yıkım ve yağmayı kendisi lehine kullanabilmek için elinden geleni ardına koymayacak ve şu anda isyancıların kontrolüne geçen medya, bir anda yüz seksen derece dönerek isyancıların dış mihraklar tarafından desteklendiği ve ülkenin gelişiminin durdurulmak istendiği yalanını ortaya atacak. Ardından biz de günlerce televizyonlarda mevcut düzeni yıkarak anarşi toplumunu kurmak isteyen yasadışı örgütlerin ülke üzerindeki gizli emellerini izleyip duracağız.

Mevcut düzenin yıkılması ve ülkede özgürlük ve demokrasi ortamının sağlanması için önümüzdeki en büyük engel ise yüzyıllardır tek adam ve tek parti ile yönetilen ülkemizdeki halkın demokrasinin tam olarak ne anlama geldiğini bilememesi olarak gözükmekte. Maalesef geleneklerimizde bulunmayan demokrasiyi öğrenmek için şu anda demokrasi ile yönetilen ülkeleri gözlemlemeye ve bu ülkeleri örnek almaya ihtiyacımız var. İşte bu noktada ülkemizde tam da merkezi yönetimin istediği gibi dış kaynaklı bir müdahalenin oluşacağı görüntüsü ortaya çıkıyor. Bu da maalesef yıllardır merkezi yönetim tarafından cahil bırakılan toplumun şu anda isyancıların hayata geçirmeye çalıştığı yönetim şeklinin anlaşılamamasına ya da mantıklı bir şekilde sorgulanamamasına neden oluyor. Bu nedenle her ne kadar isyanlar geniş bir kitleden destek görse de bir o kadar da isyancılara karşı direnç gösteren büyük bir kitle oluşuyor.

Diğer bölgelerden aldığım bilgilere göre zenginliklerini kaybetme ihtimali ile karşı karşıya kalan zenginler bölgesi sakinleri ellerinde bulunan paralı askerleri isyancıların üzerine salmak için hazırlık yapmaya başlamışlar. Ancak şu anda askerin olaylara temkinli yaklaşması nedeni ile harekete geçebilmek için merkezi yönetimden gelecek bir işareti beklemekteler. Ayrıca zenginler bölgesinde bulunan ve neredeyse tamamını etniklerin oluşturduğu işçi sınıfı örgütlenerek büyük bir greve başlama hazırlığı içerisindeler.

Dindarlar bölgesinin büyük bir çoğunluğunun kanaat önderlerinin kontrolü altında bulunması ve bu kanaat önderlerinin de merkezi yönetimin tarafında saf tutması nedeni ile isyanların dindarlar bölgesinde büyüme ihtimalini çok fazla görmemekle birlikte, etniklerin isyana dünden hazır yapıları nedeni ile çok kısa bir süre içerisinde etnik bölgesinde büyük bir başkaldırının yaşanacağını tahmin etmekteyim.

Her ne kadar önümüzdeki birkaç gün içerisinde eylemlerin tüm şehirlere sıçrayacağını tahmin etsem de başlayan bu isyan dalgasının "son gün" öncesinde yaşanan karışıklığa göre çok büyük bir farkı bulunmakta.

"Son gün" öncesinde yaşanan karışıklıklarda ülkedeki tüm üretim ve hizmet sektörü durmuş, insanlar elektriğe, suya ve bir kuru ekmeğe muhtaç hale gelmişlerdi. Ancak şu anda isyana katılan insanlar sabahları işlerine olağan bir şekilde giderken, mesailerini tamamlamalarının ardından soluğu meydanlarda almaya başlamış durumdalar. Yani konulmuş bir kural bulunmamasına rağmen eğitimlilerin farkındalıklarının diğer insanlara göre daha fazla olmasından kaynaklı mevcut rejimin değişmesi esnasında insanların aç ve aciz duruma düşmemesi için insanlar ekonomik yapının daha kötüye gitmemesi için ellerinden geleni yapıyor gibi gözükmekte.

İsyanın başlamasının üzerinden sadece ve sadece bir gün geçmiş durumda. Önümüzdeki günlerde bu isyanın hangi yolda ilerleyeceğini iki ayrı önemli etken belirleyecek. Birincisi askerin bu olaylara ne zaman ve ne kadar sertlikte müdahale edeceği, ikincisi ise isyancıların hedeflerinden ne kadar sapmadan ilerleyeceği olacak.

Önümüzdeki günlerde isyancılar içerisinden çıkabilecek bazı kişilerin geçmişte olduğu gibi gösterileri sabote etmeye çalışacağını tahmin etmekteyim. Bu noktada en önemli olan şey ise meydanlara inerek özgürlük isteyen insanların aralarına girerek ortalığı karıştırmak isteyen bu insanlara göz açtırmaması olacaktır.

Bununla birlikte yakın zamanda askerin meydanlara müdahale etmesini beklemekteyim. Aksi takdirde sessiz kalan askerin isyanlara göz yumması, mevcut düzenin bozulabilmesi için isyancıları teşvik ettiği anlamına gelebilir ki komplo teorisi üretmeyi seven halkın gözünde bu isyanların dış kaynaklı olarak başladığı savı da taraftar toplayabilir.

Her ne kadar şu anda isyanı organize edecek kuvvette herhangi bir lider bulunmasa da yakın zamanda ortaya çıkma ihtimali yüksek olan ve isyanı organize etme görevini yüklenecek olan kişi ya da kişiler, bütün bu komplo teorilerinin ne kadarının doğru olup olmadığı hakkında bize sağlıklı bir bilgi verecektir.


KAYIP DEVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin