Bölüm 27

3 1 0
                                    


"Mahala ARONSKY'nin kendi el yazısı ile tuttuğu günlüğün günümüze ulaşan kısımlarından alınmıştır."

Soğuk beyaz flüoresan lambalarının altındaki büyük dikdörtgen masanın çevresinde başlayacak olan ilk toplantı, içimde daha önce hiç karşılaşmadığım organize bir hareketin oluşumunda pay alacağımdan dolayı, güzel bir heyecan yarattı. Binaya girdiğimden beri insanların yüzünden okuduğum o samimi mutluluk görüntüsü içimi ferahlatıyordu.

Fakat kafamın içinde de bu kadar düzenli ve bu kadar maliyetli bir organizasyonun nasıl bu kadar sorunsuz bir şekilde hayata geçirildiği hakkında soru işaretleri vardı.

Toplantı masasının başındaki sandalyede yerini alan Akilah'ın hemen sağına oturarak organizasyon içerisindeki yerimin, yakın zamanda liderlik olduğunun algılanmasını sağlamak istedim. Ancak ellerinde tonlarca evrakla odadan içeri girmeye çalışan kişileri de gördükçe, benim gelişimden önce insanların derslerine çalıştığını ve hepsinin bir lider adayı olabilmek için kapsamlı bir hazırlık içerisine girdiklerini fark ettim. Bu organizasyonun lideri olabilmek düşündüğümden çok daha zor olacaktı.

Masadaki herkesin yeri çok önceden belirlenmişti. O masaya konulan her bardağın dahi oraya konmasının bir nedeni vardı. Hemen yanımdaki sandalyeye oturan ve yapılacak olan toplantının yazmanlığını üstlendiğini tahmin ettiğim Erub adındaki kadın, güleç bir yüzle bana dönerek tekrar selam verdi. Erub şu ana kadar karşılaştığım organizasyon içindeki belki de en samimi insandı.

Akilah sayesinde, binanın daha kapısında neredeyse tüm organizasyon içerisindeki insanlarla tanışma fırsatı bularak, toplantıdan hemen önce toplantıya katılacak herkes hakkında bir ön bilgiye sahip olmuştum.

Erub, diğerlerinden farklı olarak Akilah'a biraz daha yakın duruyordu. Aralarında bir gönül ilişkisi olduğunu anlamak için kâhin olmaya gerek yoktu. Erub Akilah'a her yaklaştığında bir türlü ellerini kontrol altına alamıyor, devamlı olarak Akilah'ın omzuna, sırtına ve kollarına dokunuyordu. Diğer insanların yüzlerinde ise Erub ile Akilah'ın ilişkisini kabullenen ancak onaylamayan bakışları yakalayabiliyordum. Sonuçta insanlar bıçak sırtı bir sürecin içerisinde çabalıyorlardı ve ters gidebilecek bir gönül ilişkisinin yaratabileceği sorunların farkındaydılar. Buna rağmen Akilah ne kadar kontrollü hareket etmeye çalışsa da Erub hareketleri ile insanların düşüncelerinin umurunda dahi olmadığı çevresine hissettiriyordu. Erub bu organizasyonun Akilah olmadığı zamanlardaki gizli lideriydi. Organizasyonun yapacağı hiçbir hareket Erub'un bilgisi olmadan hayata geçemezdi.

Masanın çevresine ben, Akilah ve Erub dâhil sekiz kişi toplanmıştı. Masadaki herkes Akilah'ın konuşmaya başlamasına pür dikkat kesilince, toplantının resmen başladığı ilan edildi.

"Arkadaşlar öncelikle, her ne kadar dışarıda tanışmış olsanız da sizi o adını defalarca duyduğunuz Mahala ile tekrar tanıştırmak istiyorum. Yıllardır arayıp da bulamadığımız bulmacanın son parçası o. Kendisine güvenim sonsuzdur."

Daha Akilah ile tanışalı kaç gün oldu ki bana bu kadar güven duyuyor?" diye geçirdim içimden. "Mahala bundan sonra bizim tüm bölgeler içerisindeki organizasyonlarımızı planlayacak ve uygulayacak kişidir. Sizden Mahala'nın vereceği tüm emirleri sorgusuz sualsiz yerine getirmenizi, ayrıca hiçbir destekten kaçınmamanızı istiyorum. Sonuçta hepimiz aynı dava için buradayız. Savaşımız bugün itibari ile burada başlıyor. Artık önümüzde hiçbir engel kalmadı. Artık kaybedecek zamanımız yok!"

Akilah konuşurken heyecandan titriyor, eline koluna hâkim olamıyordu. "Mahala! Ayrıca sana diğer arkadaşlarımızı da tekrar takdim etmek isterim."

KAYIP DEVRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin