XX. Uçak

5 1 0
                                    

Yemek katına çıktığımızda ne kadar aç olduğumu fark ettim. Her zaman olduğu gibi yine ortada ben solumda burak ve sağımda mert yürüyorduk. Karnımdan çıkan sesleri ikiside duyuyordu ve gülüşüyorlardı en son Mert

"Dayan aslan parçası." deyip karnıma hafifçe vurdu. bu yaptığına hepimiz kahkaha atarken insanlar bize deliymişiz gibi bakıyorlardı. Burak biraz etrafa bakınıp konuştu

"Her yer çok kalabalık ve insanlar sırada ölecekmiş gibi duruyor umarım gideceğimiz yerde öyle değildir." dedi ve ben bunun üzerine etrafa daha alıcı gözle baktım ve haklıydı Burger Kıng Mcdonalds gibi restorantlarda izdiham vardı bile denilebilirdi . Mert

"Yok bizim gideceğimiz yer bu katın en sonunda, yani bayağı uzak." daha sonra kolunu koluma geçirdi ve devam etti
"Minik ablamı bu kalabalıkta kaybetme riskini almayalım şimdi, ezilicek kalıcak başımıza." Bu dediğine Mert ve Burak gülsede ben burun kıvırdım ve Mert'in konulunu kolumdan ayırıp tek başıma önden gittim . Tabii bu 5 dakika sürmedi sıkıldım ve arkamı döndüm, arkamı dönmemle mert
"Of bee." diye yakınırken Burak gülüyordu ilk başta ne olduğunu anlamamıştım ki Burak açıkladı

"senin yemek yerine kadar trip yapacağına inanıyordu." Merte bakıp güldü ve devam etti "Ben 5 dakika bile dayanamaz sıkılırsın demiştim." dedi ve güldü, güldüm.

"Umarım bir şey karşılığında iddiaya girmişsinizdir." dedim ve ikisine baktığımda yüzlerinde daha önce bunu hiç düşünmediklerini söyleyen bir ifade vardı ve birbilerine bakıyorlardı. Burak güldü ve o an Mert

"Niye hatırlatıyorsun ki şimdi sen bunu?" diye yakındı ve burak gülerek kolunu Mertin omzuna attı.

"Bir şeylerler düşünürüz artık Mert bey." dedi ve yürümeye devam ettik.

Gideceğimiz yere gidene kadar bizim okuldan bir sürü insan gördüm ve hepsiyle göz göze gelsem bile görmemiş gibi yaptım. Tanımıyormuş gibi çünkü biliyordum hepsi ceydanın arkadaşı ve en yanlış hareketimde tekrar onlarla uğraşmak zorunda kalırdım. Onlara bakmadan ilerlerken Krispy Kreme'in önündeki masalarda oturan ve bir şeyler yiyen sarışın kız gözüme çarptı. Aslında onu burda görmek çok normaldi fakat nedensizce şaşırmıştım. Tek başına oturuyordu. suratını tam göremiyordum . Sanki benim zihnimi okumuş gibi bizim tarafa kafasını çevirdi ve olduğum yerde durdum. Burakla Mert sonradan fark edip benimle birlikte durdular ve kime baktığımı merak edip baktığım yöne baktılar. Gözlerimiz birbirine kitlenmişti ve ikimizde gözlerimizi ayırmıyorduk. Sinemdi . Orda tek başına oturup tek başına limonatasını yudumluyor ve bir şey yiyordu. Tam göremediğim için üstünde pembe renkli bir şey olduğunu görebildim aslında yerin adına bakılırsa ne yediği belliydi. Birlikteyken burda çok takılırdık. İlerlemeye devam ettim. Onun istediğini yapacaktım. Burak ve Mert'in arkamdan geldiğini ve ne yapacağımı merak ettiklerini biliyordum. İlerledim sinemle çok yakındık, ne yapacağımı bilmiyor sadece ifadesiz bir suratla bakıyordu bana. Bakışlarımı ondan çektim ve ileriye gözümü bir yere kitledim. Yoksa başka türlü ondan gözümü alamaz ve ağlayabilirdim. Onu es geçtim ve ilerledim daha sonra burak ve mert bana yetiştiler

"Ne şans be anasını satayim." dedi Mert katılıyordum ona. Sinemin bana dediği her şeyi biliyordu.

"Aman boşver gitsin biz kendi işimize bakalım o kendi işine baksın." dedim ve güldüm. ikiside ilk bu tepkime şaşırsalarda birşey demediler sadece burak

"Açken sen sen değilsin." dedi ve mertle güldüler. Ben tek bir şey düşünüyordum. Burak gidecek ve sinemle aynı sınıfta aynı sırada olacaktık. o zaman ne yapacaktım? ben bunları düşünürken biri kolumdan tuttu baktığımda tutanın mert olduğunu gördüm

DolunayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin