Tuna bana ilk ulaşandı. Hemen sarıldı ve beni diğerlerinin yanından çekti. Konuşmak istemediğimi çok iyi biliyordu bu yüzden beni bahçedeki banklardan birine oturtturdu ve o sırada Julian belirdi. Arkada Bora kantinden aldığı bir kaç şeyle bize doğru koşuyordu. Tuna ayakta dikilirken bir anda sağıma oturdu. Julianda aynı şekilde soluma geçti. Bora koştururken bize ulaştı ve nefes nefese kalıp bize baktığında yer olmadığını görünce dudak büzüp yere oturdu. Bora kantinden aldığı Karamlardan birini bana verdi ve diğer çikolataları tuna ve julian'a uzattı. Hiç birimizden ses çıkmıyordu. Ben hala voleybol sahasına gözlerimi dikmiştim. Sibel hoca ortalığı sakinleştirmeye çalışıyordu fakat pek başarılı olduğu söylenemezdi. Kendisi zaten sinirden stresten ölebilirdi şu an. Sınıfımızdan bir çocuk bize doğru geldi. Tam ağzını açacakken Tuna ayaklandı. bir şey dememesi için bileğinden tuttum ve oturması için çekiştirdim. Gözlüklü çocuk"Sibel Hoca sinem, sen ve alaranın müdüre gitmenizi istiyor." dedi. Tuna tam benim yerime konuşacakken
"Sorun yok tuna." dedim ve ayaklandım. Tuna suratıma boş bakıyordu ve ne düşündüğümü anlamaya çalışıyordu. Beni ilk defa böyle gördüğü kesindi. Korkmuyordum. Bir şey hissetmiyordum
"Eminmisin." diye sorduğunda
"Sessiz kalmak istemiyorum." diye cevapladım onu. Bir şey demedi ve kafasını salladı
"Burda bekleriz biz." dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayıp gözlüklü çocuğa baktım ve yan yana sinem ve alaranın olduğu yere gittik. Sinem ağlamayı kesmişti ama titriyordu. Yanına geldim ve destekleyici bir şekilde elimi omzuna koydum. Bana baktığında zorla olsa da sırıttım. Sibel hoca yanımdaki çocuğa bakıp
"Tamam Furkan . Gidebilirsin." dediğinde isminin Furkan olduğunu öğrendiğim çocuğa baktım. Bana ve sineme bakışlarında öfkeyle karışık sinir vardı. Alaraya baktığında bakışlarının yumuşadığını gördüm. Alara bizden olabildiğinde uzak ve korkakça ilerlerken biz sinemle kendimizden olabildiğince emin gözükmeye çalışıyorduk. Müdüre giderken ki sınıfların hepsinin kapısı açıktı ve insanlar bize bakıyordu. Bahçedeki olanlarıda camdan izlemişlerdi. Kapının önüne geldiğimizde suratımda hiç bir mimik yoktu. kapıyı çaldım ve ilk ben girdim. Ardımdan sinem ve en son Alara girdi. Esin Hocaya baktığımda onu ilk defa bu kadar kızgın ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde gördüm.
"Anlatın bakalım sizi dinliyorum. bana ne açıklamada bulunacaksınız?" diye bir soru yönelttiğinde yanımdaki kızlara baktım. İkisininde konuşmaya niyeti yok gibiydi bu yüzden ben konuştum. Laflar ağzımdan istemsizce çıkıyordu
"Beni Katil olmakla suçladı. Sonra arkadaşlarıyla gülüştüler. Muhtemelen okulda dönen hakkımdaki dedikodularıda bu Omurgasız kız yaydı. Yaptığım için suçluluk duymuyorum." Bunu nasıl dediğimi inanın bilmiyordum. Esin hoca biraz düşündü ve kafa salladı . Sinem'e döndü ve
"Senin nedenin?" dedi ve cevabını bilsede sormak zorundaydı
"Aryayı abimi öldürmekle suçladı.Atlatamadığım bir olaydı ve dediği şey sinirlerimi alt üst etti" dedi. Son kısımda sesi biraz çatlamıştı. Alaraya baktığımda kendine gelmiş ikimize bakıp sırıtıyordu
"Evet Katil olmakla suçladım. Dedikoduları yaydım ne olacak ki?" dedi bir cesaretle. Hemen atladım
"Yine suratına dirsek yersin o kadar başka ne olsun. Belki kademe kademe gideriz. 3. Seviyede burnunu kırarım." dedim ve sinsi bir şekilde sırıttım. Kendimden çok emindim ve ses tonumdaki tehdit açık açık ortadaydı. Alara bu lafıma korkup sustu ve esin hoca tekrar hepimize göz gezdirdi
"Alara Baykal 3 gün uzaklaştırma alıyorsun. Bir daha olursa okuldan atılacağını bil. Sinem Polat sen bu gün derslere girmiyorsun. Annen seni alıcak ve Bir doktora görüneceksin. Arya Uluhan siz ikinizin yaşadığı şeyleri ve hassaslığınızı anlıyorum fakat bundan sonra olmasın." dedi ve eliyle gitmemiz için izin verdi. İlk ben çıktım ve ikisine bakmadan hızlı adımlarla bahçeye inip tunaları bulmaya koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
ChickLitHerşeyin nasıl bir anda bu kadar değiştiğini anlamadım. Tek istediğim doğum günümde arkadaşımın ve onun abisinin yazlık için gittikleri evde bir tatil, bir kamp yapmaktı. Herşeyin sonunda, günün sonunda herşey nasıl bu kadar değişti anlamadım.