Fuar

4 0 0
                                    


Diyecek bir şey bulamıyordum. Boğazım düğümlenmiş gibiydi. Yutkunup duruyordum fakat diyebileceğim bir şey yoktu. Selin abla halimi anlamış olacak ki boğazını temizledi ve albümleri alıp kutuya koydu ve kutuyu kapattı. ayaklandı ve  kalkmamı bekler gibi yukarıdan bana baktı.

Yavaşça ayağa kalktım ve Selin abla bana kutuyu uzatıp

"Hepsi sende kalsın." dedi. Kafa salladım ve kutuyu elinden aldım kapıya doğru ilerlerken selin abla arkamdan seslendi ve döndüğümde kitaplıktan bir kitap serisi çıkarmış bana uzatıyordu. Baktığımda Telepati serisinin olduğunu gördüm. Boş gözlerle seriye bakarken selin abla konuştu.

"İkiniz birlikte Fuar'a gitmiştiniz. Anıl'a zorla bu seriyi aldırmış ve okutmaya çalışmıştın. O günde adamın imza günü vardı. Bu seriyi almanı istiyorum içinde o gün çekilmiş birlikte resimlerinizde var." dediğinde kendimi tutamadım ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kapağı çevirip ilk sayfaya baktığımda Anıl&Arya yazıyordu ve altındada yazarın imzası vardı. Altındada Polaroid kamerayla çektiğimiz ikimizin Fuardan kalma bir fotoğrafımız vardı. Fotoğrafı görünce gülmeden edemedim. Çok tatlı bir fotoğraftı. Ben elimde çilekli milkshake ile standlara bakarken anılın iki elide tepeleme kitap poşeti doluydu ve yüzündede o çok özleyeceğim komik surat ifadesi vardı. Kameraya "Beni kurtarın" dermiş gibi bakmış ve sarı saçları dağınıktı. Kapağı kapattım ve selin ablaya sırıtıp teşekkür ettim. Birlikte odadan çıkarken göz ucuyla sinemin odasına bakmaya çalıştım. Beyaz yatağının arkasındaki mor renklerin hakim olduğu duvar kağıdını görebildim sadece. Selin abla her ne kadar bırakmayı teklif etsede vedalaştık ve biraz uzaklaştıktan sonra Mert'i aradım.

"Mert Sinemlerin evinin oralardayım gelip alamaz mısın?" Mert ehliyeti olmasa bile araba sürebiliyordu ve mesafe yakın olunca bu pek sorun olmazdı. 15 Dakikaya orda olacağını ve beklememi söyledi ve Sinemlerin evinden yürüyerek ilerleyip en yakın bulduğum Bank'a oturdum. Kendimi tutamayıp çantama koyduğum Kitap serisinin birincisini aldım ve sayfaları karıştırdım. Her yeni bölümde Anıl ve Benim başka Polaroid resimlerimiz vardı. 2. Bölümdeki resmimize baktışımda yazın çekilmiş bir resimle karşılaştım. İkimizinde gözünde siyah güneş gözlüğü vardı ve yuvarlak bir masadaydık. Anıl önde ben arkasında elimdeki ısırılmış hamburgeri tutup dil çıkarıyordum. Anıl ise tüm dişlerini göstermiş gülüyordu.Üstüme baktığımda İtalyaya gittiğimizde aldığım Siyah askılı brandy üstümü giyimiştim. Bu fotoğrafa bakarken önümde bir anda ayak görmemle durakladım. Fotoğrafı sayfaların arasına koydum ve kapattım

Önümde kimin dikildiğine bakmak için kafamı kaldırdığımda bana sırıtan bir Mert görmemle içimde düşündüğüm tüm paranoyak şeyleri bir kenara fırlattım. Kitabı çantama koydum ve hemen ayaklandım ve arabaya ilerlemeye başladım. Arkamdan Mertin eğlenen sesini duydum

"Annemle babam seni bekliyor çabuk olalım." Onu duymazdan geldim ve arabanın kapısını açmaya çalıştım. Açamadım. Mert kapıyı kitlemişti ve ben 2-3 defa açmayı denemiş en sonunda mert'e "Ne yapıyorsun aptal" bakışlarımı attığımda gülüp cebinden arabanın anahtarını çıkarmış ve kapıları açmıştı. Tüm o resimlere bakarken hissettiğim duygular gitmiş yerini stres almıştı. Annemin beni anlayacağını düşünüyordum fakat sinirlenmiş olduğu kesindi.

Mert sürücü koltuğuna oturmuş ve arabayı çalıştırmaya başlamıştı. Yolda ilerlerken ikimizinde sesi çıkmıyordu ki eve gelince inmeye hazırlanırken Mert konuştu

"Onların kızmasına bakma haberi alır almaz Aleynanın ailesini arayıp parçaladılar. Şu an diyecekleri her neyse onlar bile inanmıyordur." dedi ve gülüp göz kırptı. Bu hareketine karşılık güldüm. Her ne olursa olsun bu çocuğun sakin tavrı hayranlık uyandırıcıydı. Kafamı salladım ve arabadan çıkıp eve ilerledim.

Kapıyı çaldığımda annem suratında sinirli bir ifade olmadan açtığında ilk bir şokun ardından yavaş yavaş Mertin arkamdan ittirmesiyle eve girdim. Babam ve Annem salonda oturuyor ve bize dik dik bakıyorlardı. Ortamda garip bir sessizlik hakimdi. En sonunda konuşan annem oldu.

"Arya, Mert oturun şu konuyu halledelim." ses tonu soğuk ve ciddiydi. Lafını ikiletmeden önde ben arkada Mert ikili koltuklardan birine oturduk ve konuşmalarını bekledik.

"Mert öncelikle neden yaptığını anlasam ve desteklesemde okulun benden beklediği şeyi söylemeliyim. ne olursa olsun Furkan denilen çocuğu dövmemen gerekirdi." Annemin bu dediğini anlamayıp gözlerimi ardına kadar açıp yanımda oturan Mert'e baktım. Arkasına yaslanmış gayet rahat bir şekilde gülümsüyordu. Annem devam etti

"Arya zaten senin konuna gelince. İlk başta babanı arayıp kızınız bir kızı dövdü dediler ve anlam veremedim. Esin hocayla görüştüm ve her şeyi anlattığı için Aleynanın ailesiyle görüştüm. Aleyna bundan sonra sizin okulda devam etmiyor yapabileceğim başka bir şey var mı?" diye bitirdi ve gülmeye başladı. Mert annemin azarlamasını beklerken böyle bir konuşma geçince hepimiz şok geçirmişti. Babam gülüp
"ben atıştıracak bir şeyler getiriyorum biraz ailecek bir şeyler yapsak fena mı olur?" dedi ve kalktı. Mertle biz ayağa kalktığımızda Annem bir anda gençlik yıllarına dönmüş gibi kolunu omzuma attı ve güldü

"Çok iyi yapmışsın o kıza. Dediklerini Esin hocan kelimesi kelimesine iletti. İyice benim kızım olmaya başladın." Son kısmı bağırarak babamın duymasını sağladı ve hepimiz gülüştük. Babam hep daha sakin ve sessiz olan tipmiş. Annem ise hep okulda olay çıkaran, susmayan, lafını esirgemeyen, cesur  kızmış. Babam hep benim huy olarak ona benzeyeceğimi düşünürdü. İkimizinde annemiz gibi olmamız babam için tam bir hüzündü ve habire şakalaşırlardı.

Oturup Film izledikten sonra saat epey geçmişti. Mertle biz birlikte yukarı çıkıyorduk. Mert tam odasına girecekken arkasından seslendim

"Furkan'ı niye dövdün Mert?" arkasını dönüp sırıttı

"Aleynayla sevgililermiş. Sen gittikten sonra çocuk seninle ilgili Aleynanın dediğinden daha beter atıp tuttu ve ağızdan ağıza dolaşıp bana geldi. Kendimide tutamadım dediği laflardan." dedi ve esneyip devam etti

"Uykum var iyi geceler arya." Odasına girdi ve kapısını kapattı. Arkasından bende odama girip pijamalarımı giyidim ve dişimi fırçalayıp kendimi yatağa fırlattım. Yatağa uzanmamla uyumam çok uzun sürmedi.

DolunayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin