Sizin o delikanlı dediğiniz abinizi aldım ben...

27.2K 1.3K 450
                                    

Daha diğer bölümler bile hazır değilken, final hazır. Final bile beni bitirme dedi sjdjdjdj Sizin yazarınız şaşırtmayı sever bilirsiniz. Sizi çok çok ileride efsane bir final bekliyor. Her okuduğumda hayatın nasıl bir yer olduğunu hatırlıyorum. Neyse bu final mevzusunu söylemeseydim çatlardım ahahahah 😊😊 bu bölümde kızların hiçbiri yok. Sadece ilk kısımlarda vardır.

~Bölümü açarken söylediğiniz ilk kelimeyi yoruma bırakın ☺️😊

Pencereyi aç Hera. Durma hadi aç. Ne kaybedersin? Kaybetmişsin zaten kaybedeceğini. Aç pencereyi ya da çık dışarı hemen. Yapabilirsin. Seni sevdiğin adam bile kabullenmemiş. Çık dışarı Hera. Koş. Sarıl. Çiçeği al. Elini tut. Yeter ki bir karşılık ver şu adama. Sevgiyi mahrum etme kendinden. Hak ediyorsun, çabaladın çabalayacağın kadar. Bırak bir kere de sen mutlu ol.

Selim'i sev.

Murat'ı unut.

Yapmadı. Ne Selim'i sevdi. Ne de Murat'ı unuttu.

Aşkına sadık kalmayı tercih etti. Elindeki telefonu yavaşça masanın üzerine koydu. Bir yaş gözünden süzülüverirken başını eğerek pencerenin dışına baktı. Oradaydı, bir elinde çiçek diğer elinde telefon.

Umutla bekledi. Geleceğini umdu. Selim pencerenin kenarından gülümseyen genç kıza tutundu. Soğuk bir rüzgar suratına vurduğunda aslında gerçekliğin farkına vardı. O gelmeyecekti. Burada soğuktan ölse gelmeyecekti. İlk elindeki çiçek kayıp yere düşerken başını eğdi sonra da hayal kırıklığıyla arkasını döndü. Kabanının yakasını boynuna çekerek gözlerini yumup ellerini cebine koydu.

"Biliyordum. Gelmeyeceğini biliyordum. Bir de gözlerim şahit olsun istedim." Başını kaldırdı, yinede ödün vermedi gülüşünden. İçinde mutluluk olmayan bir gülümseme.

Selim kapının önünden uzaklaşırken bir adım attı. Hera pencereye daha çok yaklaştı. Kalbinin sesi odada bir bomba etkisi yaratıyordu. Arkasından hüzünle baktı Hera, avucuyla perdenin ucunu tuttu. "Seni harcayamam." dedi kısık bir sesle ardından pencereye bakarak devam etti." Senin gibi sadık bir adamı harcayamam. Sana bunu yapmak büyük günah olur. Umut kelimesinin anlamını iyi bilirim Selim. Sana bu kötülüğü yapamam." Ve gittikçe uzaklaştı Selim. Gözden kayboldu. Bir kalp kırıldı, yerini vicdan azabı aldı.

Bir el arkadan Hera'ya uzatılınca korkuyla o tarafa döndü. Azelya destek verircesine bakıyordu, arkadaşının omzuna sarılırken pencereden yolun kenarında duran çiçeğe takıldı. İçi burkuldu. Selim'in geldiğini biliyordu. Eli boş döndüğünü de.

Sesli bir nefes aldı."Murat abiyi sevmekten vazgeç. Umudunu kes artık Hera. Selim abiye bir şans ver." Hera kollarının arasında kıpırdandı. Ardından başını kaldırıp arkadaşının gözlerine baktı.

Kollarının arasından çıkarken kaşları kalkıktı."Neden? Sen abimi sevmekten vazgeçtin mi? Seni sevmediğini dile getirdiğinde bile vazgeçtin mi?" Sesi sert ve hırçındı. Azelya şaşkınlıkla arkadaşına baktı. Bir süre sessizlik oldu. Kimse konuşmadı sonra Hera avucunu açıp bacağına vurarak başını olumsuz bir şekilde salladı.

Odadan çıkarken annesinin yanına gideceği besbelliydi. Bu gece Azelya yalnızdı. Sanki az önce üzerinden bir eşya dolusu araba geçmiş gibiydi.

Gözlerini pencereden çekerken belli belirsiz bir sesle "Vazgeçmedim. Ama onu bırakıp gittim." diye bir kaç kere tekrarladı. Duvardaki saate baktığında gecenin yarısı olduğunu fark etti.

Bir çıtırtı duyduğunda hızla başını kapının önüne çevirdi. Oda karanlığa bürünmüşken kapının eşiğinde bekleyende öyleydi. Karanlıktı. Yüzü dahi görünmüyordu. Kim olduğu belli değildi. Azelya gözlerini kıstı. Derin derin baktıktan sonra perdenin kenarından tutup havaya kaldırdı.

Mahallenin Ağır Abisi (DELİKANLI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin