III.23.Oktavya Savaşı IV

393 51 13
                                    

Kelime Sayısı:1018


23 Bölüm

Oktavya Savaşı IV

İçeri grubunda gizli savaşçı Emrial da vardı. Hexan ve Arslan gizli oyunlarını Emrial ve Vile üzerinden oynayacaklardı. Hexan birkaç saniyeliğine herkesi kilitlemişti, Arslanın düşenin içinde kalması planı zorlaştıracak fakat aksamasına engel olmayacaktı. Mr.Wonderful Hexan'ın işaretini görmüştü ve batak yağdıran saldırısını harekete geçirmiş ve kilitlenen askerleri bataklığa sürüklemişti. Emrial ve Vile ortalıktan bir anda kaybolmuştu, Voranın alev yağdırıyordu. Askerler dikkatleri dağılmıştı. İçerdekiler asla Oktavya ordusunu yenemeyeceklerini biliyordu giderek güçten düşünüyordu. Arslan'ın öldüğü haberi şehirde giderek yayılıyordu. Ordu kısa sürede içerdekileri durdurmayı başarmıştı. Kilit noktaları ele geçiremeden durdurulmuşlardı. Hexan ve Arslan ikinci plan olarak Emrial ve Vile önemli işler düşüyordu. Hexan Arslan'ın yokluğunda kontrol almayı düşünürken içerdekiler parçalara ayrılmıştı. Köşeye sıkıştırılıp hepsi tek tek öldürülecekti. Rhidger ve Irdenser'in hamlesi ve Emrial ve Vile'ye bağlıydı. Kadran surları ele geçirmiş olsa da adamlarının bölünmesi ve yaralanması sonucu surlarda ki Karanlığın ordusunun gücü işe yaramıyordu.

Loria ''Worgreymon kralı alırsa bir şansımız olabilir'' demişti. Voranin ''İşareti gönderiyorum. '' dedi. ''Aynı zamanda zaman da olacak'' deyip eklemişti. Mr.Wonderful ellerini kaldırmış ve Oktavya askerlerine doğru yürürken. Rarar onu durdurup onu yumruklamıştı. Rarar ''Bu planda haberimiz yoktu.'' Dedi. Mr.Wonderful etrafına bakmıştı. Oktavya ordusu saldırmaktan vazgeçmişti onlar sezmişlerdi durum belli idi. Karanlığın ordusu birbirine girmeleri büyük sürprizdi. Oktavyalılar şaşırmıştı ikilinin birbirine girmesi beklenecek olay değildi. Mr.Wonderful yerde idi. Rarar onun yakasından tutup yumruklamaya devam ediyordu. Rarar ''Kimin planıydı bu?'' diye sordu. Mr.Wonderful hiçbir şey söylememişti. Rarar ona vurmaya devam ederken durmuştu. Mr.Wonderful ''2000 kişiden az gücümüz var ile Oktavya'yı ele geçirme şansımız yoktu, Ordumuz meydan savaşlarında tecrübeli şehir savaşlarında değil. Herkes biliyor bu konuyu okçu ve kuşatma topları olmadan yolumuza devam etmek için her seferinde gerektiğinden fazla uğraş veriyoruz bir gün gücümüz kesildiğinde her şey bitmiş olacak. '' dedi. Rarar ona bir kez daha vuracakken Mr.Wonderful söze tekrar başladı. ''Şehir savaşında sayın az ve saldırıyı yapan taraf biz isek sadece kilit noktaları ele geçirmek zorunda kalırsın. Kilit noktalar yoksa kaybetmeye mecbursun. Ölmek için güzel gün değil mi?'' diye sordu.Voranin işareti gönderdiğinde büyük patlama olmuştu. Rhidger sur kapılarını kesmişti. Surların üzerinde ki top gücü Kadran tarafından yok edilmiş surlarda kimse kalmamıştı.

Rarar yerde yatan Mr.Wonderful yakasından tuttu ve kaldırdı. Rarar ''Neden?'' diye sordu. Mr.Wonderful ''Acı yoksa başarı yok Rarar'' dedi. Rarar ona daha vurmak istemedi, düşman etrafı iyice sarmış kavganın alevlenmesini bekliyorlardı. Kötüler iyiler ile yapacağı savaşlarda birbirlerine düşürerek iyiliğin kazanmasına sebep olmuşlardı. Rarar onunla dövüşmesinin anlamı olabilirdi ama şuan da yapılacak en gereksiz şeydi zaten onlarda karanlığın ordusunun birbirlerine düşmesini bekliyorlardı. Ava giderken birbirlerini avlayıp krallığın son darbesi ile tamamen yok olmaları bekleniyordu. Mr.Wonderful ayağa kalktığında üzerini silkeledi ve temizlemeye başladı. Rarar ona bakıyordu etrafı sarılmasına rağmen Mr.Wonderful oldukça rahattı. Rarar ''dövüşmeyecek misin?'' diye sordu. Mr.Wonderful ''Dövüşeceğim bir üzerimi temizliyeyim.'' Dedi. Rarar

''Beni uyuz ediyorsun'' dedi. Mr.Wonderful ''Uyuz ediyorsam dövüşelim mi?'' diye sordu. Rarar bir şey söylemedi. Mr.Wonderful ''Omuz omuza dövüşelim o halde? Ben Efendi Worgreymon'un yaveriyim o ne derse onu yerine getiririm benim görevim o ne emrederse öyle gerçekleşir'' dedi.

Loria-Gellantara-Vale-Voranin

Gelen düşmanları bertaraf ediyorlardı. Etrafları ablukaya alındığından kaçacak yerleri yoktu. Dört kişi sırtlarını birbirlerine vermiş dövüşüyorlardı. At üstüne değillerdi şehir savaşları onlara göre değildi. Akın akın gelen düşmanla baş etmek zorundalardı. Kısa sürede güçleri azalıyordu. Loria ile Gellantara'nın arası açılmıştı, Loria var gücü ile düşmana saldırıyordu. Grup dağılmaya başlamıştı artık durum gittikçe kötüye gidiyordu. Gellantara kılıç darbesi ile irkildi bedeninde sıcaklığın akıp gittiğini hissetmişti. İkinci kılıç darbesi geldiğinde kılıcı ile ona kılıç saplayan kişileri öldürmüştü. Birkaç saniye daha ayakta kalabildi. Dizlerinin üzerine çöktü. İkinci kılıç darbesini önünden almış karnının biraz üstündeydi. Bir eli ile akan kanı durdurmak için yara aldığı yere bastırıyordu. Dizlerinin üzerine çökse de düşman durmuyordu. Ayağa kalkmak istedi fakat kalkmak üzereyken yere düştü kafası yere vurdu. Loria'a doğru bakıyordu. Ona bakarken yere düşmüştü. Loria dalgınlığı ve üzüntüsü fırsat bilenler daha da yüklendiler, Loria gelenleri püskürtüyordu. Gellantara ile yüz yüze gelmese de onun yere düştüğünü anlamıştı. Loria arkasını bir an döndü Gellantara ile yüzyüze geldiğinde kılıçlar onun üzerinde denendi, bir anlığına bakmıştı fakat düşmanlar affetmemişlerdi. Loria savaşmak zorundaydı, arkadaşı ölmek üzereyken son anlarında onun yanında olmayıp ona sırtını dönmüştü. Gellantara onu anlayabilirdi ama Loria sinirliydi.

Loria'nın dikkatini dağıldığını fırsat bilen Urban Donor elinde ki mızrağı fırlattı, o karışıklık ve karmaşa içerisinde zamanlamayı iyi yapmıştı, grubun dikkatinin dağıldığını iyi biliyordu. Doğru anı sonunda yakalamıştı. Mızrak hedefine ulaştığında sadece onun yüzü gülmüyor askerler heyecanlanmıştı. Mızrak Loria'nın böbreklerine isabet etmişti. Mızrağa baktı Loria ve dizlerinin üzerine çöktü. Voranin etrafını alevlere boğuyordu, Vale ona erişmek için canla başla mücadele veriyordu. Birkaç kişi onun kafasını kesmek için yeltenmişti Loria kılıcını bırakmamış dövüşmeye devam ediyordu. Bir eli karnındaydı. Askerler sevinçliydi Hexan'ın en güçlü komutanını indirmişlerdi diğer komutan ise ölmek üzereydi. Savaş zaman geçtikçe Oktavya lehine dönüyordu. Arslan'ın ölmesi ile Karanlığın ordusu büyük moral kaybına uğramıştı. Vale onun yanına geldi düşmanları atlatmayı başarmıştı, diz çöktü Loria elini onun elinin üzerine koydu ve gülümsedi. ''Beni boş ver savaşmaya devam et. Hexan'a söyle ölene kadar savaştık savaşmaktan kaçmadık.'' Dedi. Boyununu önüne indirdi. Vale onu sarstı fakat Loria için çok geçti. Gellantara ve Loria ölmüşlerdi savaşın en şiddetli yerinde kaybedilmişlerdi. Vale ayağa kalkmak istedi fakat omzuna inen kılıç darbesi onun kemiğini kesmişti. Vale kılıcını geriye doğru savurmak isterken kılıç darbeleri yemeğe başlamıştı. Kılıç darbelerinin bir tanesi kalbini ikiye ayırmıştı. Vale sırtına saplanan kılıçların haddi hesabı yokken bile nefes alıyordu. Vale Loria ile birlikte yere uzandı ve gözleri kapandı.

Onlar artık giderken Voranin hiç durmadan dövüşüyordu ölen arkadaşlarının yanına gitmeye bile vakti yoktu, tek başına kaldığı için düşman onu daha çok zorluyordu bir süre sonra o da arkadaşlarının yanına gidecekti belki onlardan biraz daha uzakta ölecekti fakat onlar ile aynı kaderi paylaşacaktı. Kolları alevlere dönüşmüştü etrafına alev saçıp düşmanları uzaklaştırıyordu fakat düşmanlar çok fazla idi ve korkmuyorlardı. Ölmekten korkmayan düşman ile karşılaşmak en kötüsü idi. Şehirlerini ölümüne savunuyorlardı. Güçten düşmeye başlamıştı birkaç kişi ona son derece yakınlaşmıştı kılıç darbelerinden ustaca kurtulmuş kendisine öldürmeye gelenlerin ve çok yaklaşanların icabına anında bakmıştı. Onları ne kadar daha tek başına durdurabilir ki? Belki de tek kalmıştı savaşta diğerlerinden bilgi alınması sordu. Tek duyduğu patlamaydı. Rhidger'in içeriye girdiğini varsaydı, içerde ki herkes ölse bile Kadran büyük görevin üstesinden gelmişti hala şansları olduğunu düşünüyordu kendisi için olmasa bile gelecektekiler için bir umut vardı.



Yaşayan Efsane IIIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin