Kelime Sayısı:1075
31 Bölüm
Kanlı Politika
Worgreymon hariç diğerleri misafirlerin kim olduğunu tahmin etmeye çalışıyordu. Misafirler şehir girerken birlikleri ile girmişlerdi. Siyah pelerinliler birliklerinin kılıçlarına el koymuşlardı. Irdenser ''Worgreymon yine arka planda ne işler çeviriyorsun'' diye sordu. Worgreymon ''Çok büyük düşünmen lazım politika ve savaşı bir arada götürmek lazım'' dedi. Irdenser ''Tepe taklakta olmak var'' dedi. Worgreymon '' Ya hep ya da hiç'' dedi. Birkaç dakika sonra iki kişi onların karşısında durunca Olcayto, Hexan ayağa kalkmıştı. Irdenser ''Haha vay vay vay Gavanant ve Sarda iki eski kral sizi buraya hangi rüzgâr attı?'' diye sordu. Gavanant onu görünce çok fazla tedirgin olmamıştı. Irdenser uzlaşmacı bir yapısı vardı. Rhidger karşısına çıktığında tedirgin olmamak mümkün değildi. Borla kadar sertti. Babasını o küçükken Borla bakışıyla bir insanı öldürebilirken Rhidger bakışı ile bir insanı bayıltabilecek ya da geçici felç bırakabilecek güce sahipti. Hexan
''Onların burada ne işi var?'' diye sordu. Worgreymon ''Yeni politikamız merhaba deyin'' dedi. Olcayto ''Eski krallarla ne işimiz olabilir'' dedi. Worgreymon ''Şimdi oyun sırası bende Bretonaska, Kalmukya ve Kornapa krallığının bitirdiklerini bizim olacak'' dedi. Worgreymon masayı gösterdi. ''Otur eski kral Gavanant ve Sarda artık bu masada sizin de yeriniz var. '' dedi. Gavanant ve Olcayto ve Hexan bakışları arasında ikisi de masaya oturdu. Gavanant ''Şimdi artık politika konuşalım'' dedi.
Worgreymon ''Haberler sizde bize ne getirdiniz?'' diye sordu. Gavanant ''Savaş konseyim emrinde artık ne emredersen onu yapacaklar.'' Dedi. Worgreymon ''Güzel çok güzel ya sen Sarda bana ne getirdin'' diye sordu. Sarda ''Çok büyük olmasa da orduyu getirdi. Savaştan kaçtığımız orduyu getirdim.'' Dedi. Worgreymon ''Güzel ama bir şartım var. Bu kaçtığınız son savaş olacak. Bu ordu savaşı kaybetse bile savaştan kaçmaz.'' Dedi. Sarda ''Sorun değil size getirmek için kaçtık zaten'' dedi. Worgreymon ''Peki savaş konseyine ne oldu?'' diye sorunda Sarda başını yere eğdi. ''Onlar Kornapa tarafından pusuya düşürüldü. Ve Panoz da katılınca onları geride bırakmak zorunda kaldık. '' dedi. ''Demek Panoz geldi. Geleceğini bilseydik Kadran'ı gönderirdik'' dedi. Sarda ''Panoz dünyanın en iyi kılıç unvanını elinde tutuyor'' dedi. Worgreymon
''Kadran da onu yenecek kişidir. Dövüşmeleri başka zamana kaldı'' dedi. ''Sen ne diyorsun bu işe Irdenser'' dedi. Irdenser ''Kadran ve Panoz bu bana eski bir dövüşü hatırlanıyordu sonuçlanamamış bir dövüş belki diğer tarafta yenişebildiler'' dedi. Olcayto ve Hexan birbirine baktı. Worgreymon ''Belki de sonuçlandı ama'' dedi. Irdenser ''Gerçekçi olmak gerekirse ikisi de ölecekler tıpkı abim ve Akasele gibi ama mesele kimin önce öldüğü ile alakalı.'' Dedi. Gavanant ve Sarda birbirlerine baktılar. Gavanant ''Peki bizim görevimiz ne olacak?'' dedi. Worgreymon ''Şehrin bakıma ihtiyacı var. İkinizde bu şehrin valisi olacaksınız yeni şehirler ele geçirdiğimizde Sarda vali olarak oraya atılacak. Şimdilik plan bu ama asıl bilen Sarda senin için bir isyancı ordusu kurmak. Kornapa karşı isyancı birliğini kuracağız. Bu konuda Wira yardımcı olacaktır. Şu anda bekleyeceğiz. Güçlenmek için sabredeceğiz sonra bizden ayrılıp kendi krallıklarını kuracaksınız ama bize kalmak kaydı ile yoksa babam gibi yerler bir ederiz krallıklarınızı anlaştık mı?'' diye sordu. Gavanant ve Sarda kafalarını sallayıp onayladılar. Kabul etmişlerdi.
''İyi çünkü bu masadakilerin şuan da canından başka kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlardan oluşuyor. Dünya bizden korkuyor zira kaybedecek canımızdan başka bir şeyimiz yok. Arkadaşlarımız bizimle birlikte ölmeye mahkumlar'' dedi. Ve devam etti. ''Eski krallar siz sarayda dinlenin bizim konuşacaklarımız var'' dedi. Gavanant ve Sarda masadan izin isteyerek kalktılar. Onlar kendilerine gösterilen yolda ilerliyorlardı. Etraflarında Siyah pelerinliler vardı. Sarda ''İyi mi yaptık bilmiyorum ama Worgreymon'un eline güç verdik bütün kontrolü ona bıraktık ya bizi saf dışı ederse?'' diye sordu. Gavanant ''Başka seçeneğimiz yok. Ya çiftçi olup çıkacağız ya da Karanlığın ordusuna katılacağız. Worgreymon babası gibi kendisine sığınanları öldürmeyecektir. Gücümüzü alabilir hatta sözünde durmayıp vermeyebilir de ama bizi köle gibi satacak Bretonaska dan daha iyi saygı görürüz. Birleşik krallığımızı doğuya kaydırsak Karanlığın ordusu batıya kaydırsak Brenotaska ve Kornapa var birde son dönemde güçlenen Kalmukya çıktı. Onların içinde yok olup gitmektense Karanlığın ordusuna katılırsak krallık kuramasak bile en azından bize toprak verebilirler oda olmaz ise kaybedecek hiçbir şeyim yok. Ailem yok edildi. Krallığım Bretonaskanın eline geçti. Hazinem yine onların elinde son birkaç adamım ile geldim buraya. '' dedi. Sarda fazla konuşmak istemedi. Gavanant haklıydı. Onunda ordusu kalmıştı fakat krallık kurmaya yetmeyecekti rütbeli askersiz krallık kurup çok dayanamazdı. Ortalıkta büyük savaş olacaktı. Küçük krallıklar yutulmaya başlanmıştı. Kral olarak ölemese de Vali olarak ölme ihtimali vardı. Hiç yoktan bir unvanın içinde ölecekti.
...
Yer altı
Vile onlara haritayı verip yola gösterdikten sonra tek kalmışlardı. Yanlarında ordu yoktu. Mr.Wonderful ve Voranin yer altına girince biraz şaşırmışlardı. Onlar bir tünel boyunca ilerleyeceklerini düşünürken merdivenden inildikçe yerin altında bir şehir kurulduğunu anlamışlardı. Kadran'a bek yabancı gelmemişti, karanlıkta yetişen ve genç yaşta karanlık tarafta bulunup Daranhazan'ı gören birisi için karanlık ve loş ortamlara alışık gözlerini vardı. Güneşin hiç uğramadığı bu yerde meşaleler ve gaz lambalarının dışında aydınlatıcı yoktu. Merdivenlerden oldukça yavaş iniyorlardı. Kadran ''Etrafınıza bakarak inin bizim için tuzak hazırlamış olabilirler bizim aşağıya ineceğimizi biliyorlar.'' Dedi. Voranin ''Neden sadece bizi gönderdiler diğerleri de gelseydi daha iyi olurdu.'' Dedi. Kadran
''Fazla kişi fazla kayıp demektir yer altı sonuçta burası meydan savaşı yapmayacağız yapacağımız şey it dalaşı olacak. Avlanacağız veya av olacağız.'' Dedi. Voranin geçen zamanı hatırladı. İlk kez Kadran için savaşa girdiği zamandı, Robando kendisini göndermişti. Kadran kısa sürede güçlenip kendisinden daha güçlü olmuş ve o da yetmemiş efsane olmuştu. Ona benzer duyguları Mr.Wonderful yaşıyordu ama Kadran arasında tatlı rekabet vardı. Kadran'ı Pandolin Corta ve Kuruyami'nin elinden kurtardığı zamanı hatırladı. Kadran kısa sürede çok güçlenmişti. En güçlü çaylağı yenmiş yetmemiş bir efsaneyi devirmişti. Şu sıralar konuşulan Bon ve Boy kabilelerinin savaşını durdurmuş olmasıydı. Giderek daha tehlikeli olmaya başlıyordu. Kendisi çok az bir süre Borla tarafından eğitilmişti yine de kendi gelişiminin ne derece ileride olduğunun farkında değildi. İçinden Borla'nın onu eğitmesini istemişti daha çok eğitmesini Kadran şanslıydı. Bir zamanlar dünyanın en güçlü adamı olan kişi tarafından yetişmiş. Hayatı boyunca yenilmemiş ve dahası ölümü ayakta karşılamış savaşta onurlu bir şekilde ölmüş Efsanenin elinde yetişmişti.
Bu şeref çok az kişi nail olmuştu dünyada. Kadran onların düşüncelere daldığını fark edip ilerledi ve hançerini çıkardı. Mr.Wonderful ''Hançerle mi ilerleyeceğiz?'' diye sordu. Kadran kısık sesle ''Evet güçlü bir saldırı yaparsan tavan başımıza çöker ve ölürsün avantaj onlarda'' dedi. Voranın ve Mr.Wonderful birbirine baktı. Kadran aklı idi. Halen merdivenleri inmeye devam ediyorlardı ne kadar derinliğe indiklerinin farkında değillerdi. Voranın ''Amacımız ne hançer ile hepsini haklamayacağız değil mi?'' diye sorunca Kadran sırıttı. ''Komutanlarını öldürüp önlerine atacağız''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasiaOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...