Kelime Sayısı:742
46 Bölüm
Onları Durdurmak
Günün sonunda Jorhas'ın ahırında kalmak için yürümeye çıktı, Jorhas ahırında kendisinden başka kimse kalmıyordu diğer hizmetçilerin ve çalışanların hepsi içerideydi. Kadran istese içeride yer bulabilirdi fakat Jorhas onun ahırda kalmasını istemişti. Ahırda hayvanlarla birlikte kalmak onun için zor değildi çocukken de birçok kez yapmıştı. Ahırın kapısını açtığında o kötü koku onu yine karşılamıştı. Hayvan pisliklerine basarak kendisine daha önceden ayırmış ve kapattığı yere geçti. Çitin üzerinden atladıktan sonra samanların içine oturdu. Yemeğini yemişti karnı yeterince az değildi yapabileceği başka bir işi olmadığından sadece uyuma işi kalmıştı, gece geç değildi işini çabucak bitirip sabahleyin erken kalkıyordu. Yarıla yine odun kesme işi vardı. Köye kurulan oduncu ile kereste yapımı siparişi almıştı. Jorhas vaktinde keresteleri yetiştirmek zorundaydı. Kadran neler olacağını bilmiyordu ama teklifin krallık tarafından geldiğini ve kerestelerin ise krallık tarafından istendiğini biliyordu. Dışarıda olanlardan fazla bilgisi yoktu yeterince saklanmıştı fakat bir kıvılcım çıkmasını bekliyordu ortalık kargaşa olduğunda kendini gösterecek ve intikamının peşinden koşacaktı. Karısına ve oğluna bunları kim yapmış ise hepsinin hesabını soracaktı. Daha vakti olduğuna inanıyordu.
Geceyi samanların arasında geçirirken karanlık ona fısıldamaya başlamıştı. Bir gözünü açtı normal bir fısıldama değildi bu sefer öldür demiyordu. İçince ki karanlık güç kan ve şiddetle besleniyor onunla doyuyor ve onunla güçleniyordu. Kan akmadığı her gün içinde ki karanlık zayıflıyordu ama karanlık gücüne doğrudan etki etmiyordu. Karanlık kendisi zayıflarken Kadran her geçen gün güçleniyordu. Bu sefer öldür diye fısıldamamıştı, ayağa kalk diye fısıldamıştı. Kadran normal olayların dönmediğini anlamıştı. Kapı açıldığında Kadran gözlerini açıp kapıya dikti. Kapı ardına kadar açıldığında ''Öf öf leş gibi burası koskoca efsane buralara düşecek adam mıydı? Dedi. Kadran ayağa kalktığında ortalıkta kimse olmadığını anlamıştı ses oldukça tanıdıktı fakat ortalıkta kimse yoktu. Kapıya doğru yürüdü dışarıya baktı, etrafı iyice gözetledi gecenin sessizliğini dinledi. Her şey sakin gibi görünüyordu ahırın kapısını kapatıp tekrar yerine geçti ve uykusuna kaldığı yerden devam etti. Aklında o sesin neden geldiğini anlamaya çalışmıştı.
Dünyanın Omurgasında Toplanma
Krallıklar son beş yılda hızla ilerleyen İsyancılar ve Karanlığın ordusunu durdurmak ve onlar dünyanın omurgasında fazla ilerlemeden tampon bölge oluşturup yenmenin peşindelerdi. Krallar bir araya gelirken loncalarda bir araya gelmişlerdi. Toplantı başlamak üzereyken Ron lideri kendisi katılması yerine baş yardımcısı Kvievatida göndermişti. Kornapa krallığından Waldo Brestonaska'dan Barra Kalmukya krallığından Henrik Messansira krallığından Lusa Amembin krallığından Isugar Kamiasan krallığından Nobe Roke katılmıştı. Aradan geçen zamanda Hincus ölmesi üzerine Vazemeth krallığı tamamen Karanlığın ordusuna katılmış topraklarının bir kısmı Worgreymon tarafından Makrian'a devredilmişti. Sarslıların lideri Otnierzs Senbo ise görüşmeye katılmak istemediğini söylemişti. Beridavrian adasında yaşayan Sarslılara göre savaş alanına çok uzaktılar üstelik Worgreymon'un kendileri için kötü bir düşüncesine olmadığına emindiler. Zamanında Sarslıları Borla tarafından korunmaya alınmıştı bir kısmı o zamandan beri yok olmakta olan Sars nüfusu epeyce artmış ardık Beridavrian adasına sığmayıp çevre küçük adalara da yerleşmeye başlamışlardı.
Toplantı başladığı sırada kapı açıldığında iki kişi kendisini göstermişti. Hırsızlar loncası lideri Naran ve Büyücülerin Efendisi Manex. Onlar kendilerini gösterip içeriye girdiklerinde şaşırmayan yoktu. Naran ve Manex daha önce Worgreymon'un tarafındalardı. Artık onlarda taraflarını değiştirmişlerdi kılıçların çekilmesine yakın bir zamanda. Krallıklar asker eğitimlerine son hız devam ederken Karanlığın ordusu ne gibi bir taktik ile batıya yöneleceği oldukça şüpheliydi. Son beş yılda ne kadar güçlendilerse o kadar güç kaybetmişlerdi.Kvievatida
''Doğrusu ikinizi hiç beklemiyordum. '' dedi. Henrik ''Daha güçlendik ama karşımızda ne gibi bir güç var onu düşünelim ve bir de Makrian konusu.'' Dedi. Makrian deyince Waldo'ya söz hakkı düşmüştü. ''İsyancılar ile savaş halindeyiz artık. Worgreymon ve Makrian ikilisinin birbirleri ile savaşacağını düşünürken üç karakol birliğimiz bir gecede basılıp ordu'nun dinlendiği yer ateşe verildi. Tabi ki kayıplarımız çok ağır oldu fakat gücümüz halen muazzam. Makrian dan böyle bir baskını kusursuz gerçekleştireceğini beklemiyorduk. Şimdi onlar ile savaştayız ve Makrian bize vur kaç olarak oynuyor. Savaşın ikinci yılında küçük kaleler, kasabalar ve köyleri kaybettik. Ciddi kuşatmalar yaşansa da ordumuz müdahale edene kadar Makrian kuşatmayı kaldırıyor. Apacık gerçekleştirdiğimiz iki meydan savaşından kaçmayı başardılar ve onlar kaçarken diğer orduları birkaç kalemizi ele geçirdiler. Savaşın durumu konusunda onlardan kesin üstünüz fakat yerleşim yerleri olmaması ve isyancıların son derece dağınık sistemle bir den fazla noktaya düzensiz yaptıkları saldırılar bizi birazcık çaresiz bıraktı son iki yılda'' dedi. Isugar
''İsyancıların kapasitesi belli yerleşim yerleri Dova. Bir gece dünyanın dizinden omurgasına geçip Kornapaya saldırıp geri dönüyorlar, yağmaları oldukça başarılı, stratejik veya sizin güçlü olduğunuz noktalara saldırmak yerine daha tenha yerlere saldırıp yağmayı yapıp geri dönüyorlar ama bende bir şeyi bekliyorlar'' dedi. Henrik
''Worgreymon'u bekliyorlar bana göre Worgreymondan çok daha güçlü ve organize orduları var fakat bunu direk olarak kullanmaktansa büyük krallıklara karşı yıpratma savaşı uygulayıp krallıkların hata yapmasını bekliyorlar ve hata yaptıkları an esas güçlerini göstereceklerdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasyOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...