Kelime Sayısı:1020
45 Bölüm
İntikam Peşinde Koşmak
Kardeşler yoktu artık sadece Irdenser vardı. Rhidger yine büyük fedakârlık yapıp kendi gücünü Arslan'a bırakmıştı. Arslan onun sayesinde daha çok güçlenmeyecek bu güç sadece onu tamamen iyileştirmeye yarayacaktı. Kafası karışıktı, Zaferin artından gelen bu acı onu derinden sarstı. Artık insanların içinde bulunmayı ve akıllar vererek uygulanmasını beklemeyecekti. Bir an önce abisini alıp Tarnovaya götürecek ve son görevini yapacaktı. Irdenser ''Rhidger öldü! Bana bir at arabası hazırlayın yolculuk Tarnovaya'' diye bağırdı. Askerler öylece durdu. Sonradan hareketlilik başlamıştı. Kötü haber şehre kısa sürede yayılmıştı artık geri dönüşü olmayan yola girmek için hazırlıklar başlamıştı. Arslan'a ne olacağını konusu Irdenseri pek alakadar etmiyordu. Bir zamanlar orduya ihanet eden Ezabuku ve Siean nasıl cezalandırılacağını bile görmek istemiyordu artık. Sadece Tarnovaya gitmeli ve son vazifesini yerine getirmesi için uğraşmalıydı.
Askerler kısa sürede at arabasını hazırlamışlardı. Rhidger at arabasına konmadan önce ordunun ileri gelenlerine gösterilecekti. Birkaç dakika içerisinde bütün rütbeliler toplaşırken oraya Rarar Irdenser'in yanına gelmiş ve çömelmişti.
''Artık Rhidger yok Rarar. Bundan sonra tek başınasın'' dediğinde Rarar yere oturmuş ve kenara çekilmişti.
...
Yağmurlu havada Rarar birkaç yiyecek bir şey almasını için Rhidger kasabaya yollamıştı, fakat yolda bir grup dilenci onun etrafını çevirmiş ve yere düşürmüştü. Toprak yağmurdan çamura dönüşmüş Rarar'ın elbiseleri berbat olmuştu. Elinden yiyecekleri almışlardı. Rarar çabucak ayağa kalktı üzerinin berbat olmasını umursamadan ayağa kalktı. Ellerini sıkıca sıkıp yumruğa dönüştürdü. Hiç düşünmeden kendisine en yakın kişinin karnına yumruk attı. Saldırı başarılıydı hızlı olduğu kesindi ama kendisinden 10 yaş büyük birisi onun yaptığı saldırıdan etkilenmemişti. Rarar havaya kaldırıp ona kafa attı ve yere bıraktı, Rarar tekrar çamurlarının üzerine düşerken dilenciler ona tekme atmak için ilerlediklerinde uzaktan bir ses ''Rahat bırakın çocuğu!'' diye bağırmıştı. Başından beri izliyordu Rarar'ı artık müdahale etmesinin zamanı gelmişti. Yüzünü örten kukuletasını geriye doğru ittiğinde şeytanı gülümsemesi ortaya çıkarmıştı.
''Siz kimin öğrencisini tartaklıyorsunuz bakayım'' dedi. Gözleri büyümüştü karanlık gücü açılmıştı. Bastonla yürüyordu. Dilenlecilerin içi ürperirken dışarıya yeni kişiler çıkıyordu. Etrafta haydutlar, kalpazanlar ve hırsızlar doluşuyordu birkaç asker olay yerine gelmişlerdi. Dilenci ''Seni bastonlu ihtiyar işimize karışma yoksa sıra sana da gelecek.'' Dedi. Rhidger ''Kafasızlar sıra bende zaten dedi. Elinde ki bastonu yere attı ve olmayan ayağını geri getirdi. Herkes bir anda şok olmuştu. Grubun içerisinde çekilen birisi ''Karanlığın Gözü Rhidger'' diye bağırdı ve kaçmak istedi bir süre boğacını tuttu ve yere düştü nefes alamadan boğularak öldü. Herkes paniklemişti eğer gerçek Rhidger ise bu hiç iyi olmayacaktı. Evlerin içinde dualar edilmeye başlamıştı. Rhidger
''Her kez diz çökecek ve Rarar'ın ayakkabısını öpecek. Öpmeyeni öldürürüm'' dedi. Yağmurun şiddetini bastırdığı şu sıralar Rhidger bu konuşması ile insanların başlarının dönmesine sebep olmuştu. Çamurdan berbat olmuş bir çocuğun ayaklarını öpecek olmaları utanç verici duydu idi fakat korkularını şu an utanç duygularını bastırıyordu. Rhidger ''Ne duruyorsunuz yapın ya da ölün?'' dedi. İnsanlar sıraya girmeye çalışırken birbirlerini itip kalkmaya başlamıştı, bazıları yere düşüp tekrar kalkmış ve diğerini itmeye başlamıştı ve aralarında ufak kavga başlamıştı.
''Doğru dürüst sıraya girin sorun çıkaranı da öldürürüm'' dedi. Ortalığa bir ansa sessizlik hakim olmuştu herkes usulca sıraya girmeye başladı, kimse birbirine sorun çıkarmak istemiyordu.
...
Rarar'ın gözünde anılar canlanmıştı. Irdenser'e baktı, üzgündü bir abisini de daha kaybetmişti. Nefes alıyorsa insan kaybetmeye devam edecekti ama gidenler hep zamansız gitmişler dava yeni kişilere kalmıştı. Rarar ''Ben de gelebilirim seninle birlikte Tarnovaya dedi.'' Irdenser cevap vermedi sadece Rarar'a baktı ve olumlu yanıt vermek için başını salladı. Konuşacak durumda değildi anıları aklına geliyordu. Ve son zamanlar yıllar sonra bir araya gelip istediklerini yapamamışlardı. Sohbet etmek yerine yine cephede savaşmışlar doğru dürüst birbirlerine vakit bile ayıramamışlardı. Hayatları savaşla başlamış, onunla devam etmiş ve yine onunla sonlanmıştı. Rarar ustasının bir anısını daha hatırlayıvermişti. Rhidger de herkesin az çok anısı vardı.
5 Yıl Sonra
Dünyada ki olayların alevlenmeye başladığı zamandı. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını Makrian Dova'yı Worgreymon ise Oktavya'yı ele geçirince dünya anlamıştı. Demircilere çok iş düşünüyordu. Dövülecek kılıçların zırhların hattı hesabı yoktu. Dünya üzerinde aşırı derecede silahlanmaya başlamıştı. Krallıklar vergileri arttırırken halk her geçen gün ödemekte zorlanıyordu. Bütün bunlar dışında onları şüpheye düşüren sadece Makrian veya Worgreymon değildi. Kadran Aiaria kaybetmesinin üzerinden koca beş yıl geçmişti ve ortalıklardı yoktu. Onun neler yapacağını ve hangi yolu izleyeceğini merak ediyorlardı. Karısının ölümünü bir intikam meselesine dönüştürmeyip beş yıl boyunca ortadan kaybolması onun daha büyük işler peşinde olduğu veya artık tamamen saf dışı kaldığını düşünenler vardı. Gerçekleri herkes merak ediyor fakat kimsenin en ufak bilgisi yoktu. Kalmukya'nın kaynamaya başladığı dönemde Kadran Dünyanın omurgasında Bretonaska sınırları içerisinde Elvet odunculuk yapıyordu tek elle. Oduncu Jorhas başta onu işe almak istememiş fakat Kadran'ın ısrarı üzerine onu teste tabi tutmuştu. Kadran onu ikna edebilmek için epey uğraşmıştı karanlık gücünü kullanmadan bu işi halletmişti.
Sonunda işe alınmış ve rahatlamıştı. Oldukça ucra bir kasabada basit bir oduncuydu fakat tek elle çalışması ve kütükleri kimsenin yardımı olmadan yüklenmesi kısa sürede ününün artmasına sebep olmuştu. Bazı civar köylerden gelen olmuştu onu görmeye. Onu görenler gözlerine inanamıyordu. Kadran ismini değiştirip Bierta koymuştu ismini bu ismin gerçek anladı Borla idi ayrıca Borla'nın diğer kullanılan ismi idi fakat birçok kimse bildiğini gibi Kadran dan başka kimse duymamıştı. Irdenser ve Rhidger'in öldükten sonra Bierta ismini çözebilecek insan kalmamıştı. Borla'yı halen içinde yaşatıyordu. Kılıçlarını ve pelerinini bir sandığın içine koyup güvenli ve tahmin edilemeyecek yere gömmüştü.
Günün sonunda Jorhas'ın ahırında kalmak için yürümeye çıktı, Jorhas ahırında kendisinden başka kimse kalmıyordu diğer hizmetçilerin ve çalışanların hepsi içerideydi. Kadran istese içeride yer bulabilirdi fakat Jorhas onun ahırda kalmasını istemişti. Ahırda hayvanlarla birlikte kalmak onun için zor değildi çocukken de birçok kez yapmıştı. Ahırın kapısını açtığında o kötü koku onu yine karşılamıştı. Hayvan pisliklerine basarak kendisine daha önceden ayırmış ve kapattığı yere geçti. Çitin üzerinden atladıktan sonra samanların içine oturdu. Yemeğini yemişti karnı yeterince az değildi yapabileceği başka bir işi olmadığından sadece uyuma işi kalmıştı, gece geç değildi işini çabucak bitirip sabahleyin erken kalkıyordu. Yarıla yine odun kesme işi vardı. Köye kurulan oduncu ile kereste yapımı siparişi almıştı. Jorhas vaktinde keresteleri yetiştirmek zorundaydı. Kadran neler olacağını bilmiyordu ama teklifin krallık tarafından geldiğini ve kerestelerin ise krallık tarafından istendiğini biliyordu. Dışarıda olanlardan fazla bilgisi yoktu yeterince saklanmıştı fakat bir kıvılcım çıkmasını bekliyordu ortalık kargaşa olduğunda kendini gösterecek ve intikamının peşinden koşacaktı. Karısına ve oğluna bunları kim yapmış ise hepsinin hesabını soracaktı. Daha vakti olduğuna inanıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/11843285-288-k92380.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşayan Efsane III
FantasiaOnlar kötülüğün ete kemiğe bürünmüş haliydi. İntikam hissi ile yanıp tutuşan kötülüğün son temsilcileri kötülüğün ancak topyekun savaşa girerek ayakta kalacağını inanıyorlardı. Geriye kaybedecekleri hiç bir şey yoktu ama iyiler öyle miydi? Hayatta k...